At binenin, oyun oynayanın

Dünyada yüz binlerce oyun severi bilgisayar başına bağlayan ve tamamen Türk yapımı olan bir oyun var. Adı Mount & Blade. Oyun severler onu yakından tanıyor. ‘At ve Kılıç’ olarak Türkçeye tercüme edilen Mount & Blade, benzer strateji ve savaş oyunları arasından hemen ayırt edilen özelliklere sahip.

Örneğin at üzerinde savaş yapılabilen tek oyun. Ekonomi ve diplomasi oyunun öne çıkan diğer önemli unsurları. Türkiye’de on binlerce müptelası var. Bu rakam dünya üzerinde yüz binlerle ifade ediliyor. Bugüne kadar kurulumu internet üzerinden yapılan ve lisans sahibi İkisoft firmasına cüzi bir ödeme karşılığı alınan şifreyle oynanabilen oyun, geçtiğimiz günlerde Avrupa’da ve Amerika’da kutulu olarak piyasaya sürüldü. Satışa çıktığı ilk günden itibaren büyük ilgi gören At ve Kılıç, çok yakında Türkiye’de de Türkçe sürümüyle oyun severlerin beğenisine sunulacak. At ve Kılıç’ı diğer tüm savaş ve strateji oyunlarından ayıran en önemli özelliği, oyunun at üzerinde savaşmaya imkan tanıması. Ayrıca ortaçağ tekniği ve teknolojisi kullanılarak gerçekleştirilen piyade ve süvari savaşının oyuncunun gözünden gerçeğe yakın olarak canlandırılması oyunun en büyük artısı. Bilkent Bilgisayar Mühendisliği Bölümü mezunu Armağan Yavuz ve yedi kişilik ekibi tarafından hazırlanan At ve Kılıç’ın, kutulu olarak satışa sunulması, hem daha çok kişiye ulaşması hem de Türk oyun endüstrisinin dünyada daha fazla tanınması anlamına geliyor. Amerika’da 30 dolardan, Avrupa’da ise 30 Euro’dan piyasaya sürülen oyunun, Türkiye fiyatı ise oldukça düşük tutulacak.

Dünyada büyük ilgi gören oyunun Türkiye’de de heyecanla karşılanacağı kesin. Çocukluğundan beri bilgisayar oyunlarıyla ilgilenen Armağan Yavuz, “Herkes oynasın diye fiyatı düşük tutacağız. Tüm dünyanın oynadığı kutulu oyuna Türk oyunseverler daha az ücret ödeyerek sahip olacaklar.” diyor. Görselliği kadar fonda yankılanan melodileriyle de dikkat çeken oyunun müziklerini Jesse Hopkins’e besteletip, Moskova Radyo Orkestrası’na çaldırmışlar.

At üstünde oyun dünyasını fethettiler

Düşman kuvvetleri kalabalık. Benim ordumun neredeyse iki katı. Baktım kaçmak bize yakışmaz. Kelle koltukta öne atılmaktan başka çare yok. Kalkanımı siper edip kılıcımı çektim; sürdüm atımı ön saflara. Bir azimle cenge tutuştuk ki, görmeye değer. Yiğit meydanda belli olur derler ya!..” Bunları anlatırken etraftan gelip geçenler avcı hikayelerine benzetir herhalde bu sözleri. Oysa biz, yüz binler gibi müptelası olduğumuz At ve Kılıç’tan bahsediyoruz. Dünyada yüz binlerce oyunseveri bilgisayar başına çivileyen oyundan…

Kalradya adında sanal bir dünyada başlayan At ve Kılıç, diğer strateji oyunları gibi tüm coğrafyayı alarak, tek güç olmak temel amaç. Ancak At ve Kılıç’ın asıl iddialı ve farklı olduğu nokta, ortaçağ tekniği ve teknolojisi kullanılarak gerçekleştirilen piyade ve süvari savaşını oyuncunun gözünden gerçeğe yakın olarak canlandırılması. Oyunun başarısındaki sır da, bunu bilgisayar oyunu tarihinde eşine az rastlanır bir başarıyla yansıtmış olması. Ayrıca diğer strateji ve savaş oyunlarındaki gibi sadece bir kumandan gibi değil, bir asker gibi oyuna dahil olmanız At ve Kılıç’ın en büyük artısı.

Tıpkı Ortaçağ savaşları gibi!

Farklı ebatta, tipte ve ağırlıkta onlarca kılıç, balta, gürz, tokmak, çekiç, mızrak, ok, yay, tatar yayı, cirit gibi silahı kullanarak giriştiğiniz savaşta yine görünüşleri oldukça etkileyici olan, plaka, zincir, deri, kürk gibi farklı malzemeden üretilmiş zırhla veya kalkanla, gerçek bir ortaçağ savaşçısının korunduğu gibi savaş meydanında bulunuyorsunuz. Atların kimisi savaş alanında sakatlanmış. Bazıları da rüzgar gibi yanınızdan dört nala geçiveriyor. Bozkır atlarından tutun da üstünde zırhlı bir askeri taşıyanlarına, hücum atlarına kadar pek çok değişik binek üzerinde cenge tutuşuyorsunuz. Ya da yaya askerler arasına karışıp mücadelenize yerde devam ediyorsunuz. Bu savaşların oyuncuya sunduğu gerçekçilik hissi, şimdiye kadar hiçbir bilgisayar oyunu tarafından başarılamamış türden. Oyunun sağladığı bir başka imkan da, askerlerinizin karakterini dilediğiniz yönde geliştirebiliyorsunuz. Oyuncu, belirlediğiniz bir silah türünde uzmanlaşarak piyade, süvari ve okçu olarak savaşma tecrübesini isterse birini tercih edebiliyor. Hatta silahların üçünü de eşzamanlı olarak aynı muharebe içerisinde kullanabiliyor. Karakter gelişimi, sadece silah ve binicilik yetenekleri ile sınırlı değil. Örneğin liderlik yeteneğinizi geliştirerek, arkanızda sürekli genişleyen, sizin savaş tecrübeleriniz ve talim yeteneğinizle daha üstün birimlere dönüşen bir orduyu yeni savaşlara sokabiliyorsunuz. Ticaret yeteneğinizi geliştirip şehirler ve ülkeler arası emtia ve erzak ticareti yaparsanız, kazandığınız dinarlarla pahalı zırhlara, silahlara ve atlara herkesten önce sahip olabiliyorsunuz. Oyunun diplomatik yönü de çok gelişmiş. Örneğin ikna puanınızı yüksek tutarsanız, bir şehri elinde tutan lordla anlaşarak şehir teslim almanız kolaylaşacak. Aksi takdirde devasa bir orduyla kuşatıp oldukça kanlı ve kayıplarla dolu bir kuşatmadan muzaffer ayrılmanız gerekiyor. Oyundaki beş kraldan birinin vasalı olabileceğiniz gibi, kimseye bağlanmadan herhangi bir lord, tüccar ya da köylünün verdiği görevleri yerine getiren bir paralı asker de olabilirsiniz. Kralınız sizi rakip krallığın önde gelen lordlarından birine komplo kurmak amacıyla askerlerinizden birini haberi olmaksızın bir intihar görevine göndermenizi istediğinde, kralınızın güvenini kazanabileceğiniz gibi, kralınızı reddedip askerinizin sadakatini de kazanabilirsiniz.

Savaşta diplomasi de önemli

Birbirine rakip krallıkların şehirlerinde himaye ettikleri, taht iddiasında bulunan soylulardan birinin hikâyesi size inandırıcı geliyorsa, onun davasını benimseyebilir, başkomutanı olarak haksızlığa uğradığı krallığın lordlarını birer birer yanınıza çekerek; eğer laftan anlamıyorlarsa onları savaşta yenip esir alarak; kalelerini ve şehirlerini birer birer teslim alarak, ele geçirerek, yeni bir hanedanın hamisi olabilirsiniz. Peki bu ticaret ve strateji boyutlarıyla, bugüne kadar dev oyun stüdyolarınca üretilmiş binlerce oyundan farkı ne bu oyunun derseniz, bütün bu yukarıda sayılanları ve çok daha fazlasını, sizin yerinize bilgisayarın hesapladığı rastgele sayıların değil de, gerçekten sizin, bineğiniz ve kılıcınızla yaptığınızı hissettirmesi.

2001 yılından bu yana Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümü mezunu Armağan Yavuz ve 7 kişilik ekibi tarafından geliştirilen Mount & Blade isimli oyun, İkisoft bilişim firması lisansıyla Avrupa’da ve Amerika’da kutulu olarak piyasaya sürüldü. Satışa sunulduğu ilk günden itibaren büyük ilgi gören At ve Kılıç’ın tüm dünyada bir milyonu aşkın oynayıcısı var. Birkaç yıl önce çıkan ve internet üzerinden kurulumu yapılan oyuna, resmi sitesi olan www.taleworlds.com üzerinden cüzi bir ücret karşılığı şifre alınıyor ve oyun aktif hale getiriliyordu. Aslında oyun, geliştirilmeye başlandıktan sonra, oynanabilir bir versiyonu ortaya çıkar çıkmaz internet üzerinden 6 dolar gibi düşük bir lisans ücretiyle oyuncuların beğenisine sunulmuştu. Yapımcılar, oyunun nihai sürümünün piyasaya çıkışı ile ilgili kesin bir takvim vermemekle birlikte, bu şekilde edinilen lisansların, nihai sürüm için de geçerli olacağı taahhüdünde bulunarak, internet üzerinden hızla genişleyen bir oyuncu kitlesi oluşturmayı başardılar. www.taleworlds.com sitesi üzerinden ulaşılabilen oyun ile ilgili forumu da mevcut.

72 millet bu oyunun hastası!

Anadili İngilizce olan forum Türkçe, Almanca, Fransızca, İtalyanca, Rusça, İspanyolca, Portekizce, Hollandaca, Fince, Danimarkaca, İsveççe ve Norveççe dilleriyle de destekleniyor. Bu da oyuncu kitlesinin Türklerle sınırlı olmadığının, hatta daha çok yurtdışında oynandığının bir göstergesi. Forumun toplamda 50 binden fazla, günün her saatinde forumu gezen yüzlerce kullanıcısı var. Oyunla ilgili herhangi bir soru sorduğunuzda, bilgi ya da yorumu paylaştığınızda ne kadar çabuk cevap aldığınız sizi oldukça şaşırtabilir. Oyuncu kitlesi, oyunu adeta günlük hayatlarının bir parçası haline getirmiş. Farklı milletlerden birçok oyuncu, uzun uzun oyun hakkında konuşuyor ve bilgi alışverişinde bulunuyor. At ve Kılıç’ın yapımcısı Armağan Yavuz da forumlara ‘Armagan’ adıyla katılıyor. Oyunculara sürekli bilgi veriyor ya da neyin nasıl olması gerektiği üzerine tavsiyelerde bulunuyor. Bu tavsiyelerin de dikkate alınıp hayata geçirildiğini oyunun zaman içerisinde geçirdiği gelişimi gözlediğinizde fark ediyorsunuz. Zaten oyunun künyesinde, bu tavsiyeleri ile öne çıkan oyunculara forumda kullanılan isimleri ile teşekkür edilmiş. At ve Kılıç’ta gelişim sürekli. Yapımcılar tarafından eklenen özelliklerin yanı sıra, oyuncuların eklediği yeniliklere de açık. Örneğin askerleri bir Osmanlı askeri gibi giydirip Osmanlıların uyguladığı bir savaş taktiğiyle savaşmak mümkün. Hatta dilerseniz, mekan isimlerini de kendiniz verebiliyorsunuz. m.yegen@zaman.com.tr


Küçük ama başarılı bir ekibim var; çok iyi iş çıkardık…

“Bu projeye eşimle birlikte 2001 yılında amatör olarak başladık. Daha sonra arkadaşlarımızın da desteğiyle sürdürme kararı aldık. Niyetimiz ilk başlarda oyunu belli bir noktaya getirip yurtdışına açılmaktı. Uzun uğraşlara rağmen bulunamayan kaynak, tam işleri bitme noktasına getirmişti ki, son çare olarak oyunu internete koyduk. Oyunculara da “Eğer bu oyunu satın alırsanız, biz bunu geliştirdikçe siz de yeni sürüme ücretsiz sahip olacaksınız.” şeklinde taahhütte bulunduk. Bu ilk kez yapılan bir şeydi ve oyun bizim de beklemediğimiz kadar ilgi gördü. Biz de çok emek verdik. Hatta müzikleri bile Moskova Radyo Orkestrası’na ve besteci Jesse Hopkins’e hazırlattık. Önümüzdeki günlerde de Türkiye’de Türkçe ve kutulu olarak çıkaracağız. Bu tür oyunlar dünyada yaklaşık 100 kişiyle oluşturuluyor. Bizse birkaç kişiyiz. Ekibimiz az kişiden oluşsa da çok başarılılar. Yüzlerce kişinin yaptığı ayarda bir iş başardık.”

MEHMET RIFAT YEĞEN

Bu yazımızı okuyan 1.892. takipçimizsiniz.

gencyolcular

Genç Yolcu 2005 yılında #BirlikteKeşfedelim sloganıyla Gezi • Kültür • Sanat alanında yayın hayatına başlamıştır. İletişim: bilgi@gencyolcu.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir