Kenger Sakızı: Dağların Şifası ‘Yayla Gülü’

Kenger Sakızı 50-60 cm yüksekliğinde sütlü, tüylü ve dikenli özellikleri bulunan çok yıllık otsu bir bitki türlerindendir. Kenger papatyagiller olarak bilenen familyadan olup yüksek dağların sarp kayalıklarında, kurak ve volkanik yamaçlarda, bozkır, dağlık, taşlık ve kıraç arazilerde kendiliğinden doğal olarak yetişen, kurak iklimi seven dayanıklı bir bitkidir. İlkbaharda bolca yetişen bu bitki, çiçeklenip tohumlar olgunlaştıktan sonra sonbaharda yaşlanma sonucu tamamen ölür. Bölge halkının geçim kaynağı olmaktadır fakat bu geçim kaynağı sadece sezonluk (Temmuz, Ağustos, Eylül) olarak gerçekleştirilir.

Kenger Nerelerde Bulunur?

Ülkemizin birçok bölgesinde doğal olarak yetişen özellikle Doğu Anadolu’nun Malatya – Darende çevresinde sıkça görülen Kenger Sakızı, şifa yönü çok olan bir bitkidir ve birçok faydalarının olduğu bilinmektedir. Kenger bitkisi yüzyıllardır bu coğrafyada tüketiliyor ama modern ve fabrikasyon gıdalar hayatımızı sarıp insanlar köylerden uzaklaştıkça tüketim de azalıyor. Kenger, daha çok İç Anadolu ve Doğu Anadolu başta olmak üzere Ege ve Akdeniz bölgesi boyunca uzanıp Suriye, Kudüs, Kıbrıs, Lübnan, Irak, İran, Mısır, Ürdün, Azerbaycan, Türkmenistan ve Afganistan’a kadar uzanıyor. Özellikle Darende ilçesinde birçok ailenin geçim kaynağı olan kenger, keşfedilmesi gereken bitkilerimizin arasında yer alıyor.

Kenger Sakızının ülkemiz yörelerinde bilinen isimleri yayla gülü, çengel kengeli, çakırdikeni, çıtlık kengeli, enger, kengel, kengir, kengiotu, kalağan, tatlı kenger, kanak ve dağ sakızı olarak bilinmektedir.

FAYDALARI SAYMAKLA BİTMEZ

“ DOĞAL YAPISI İLE DİŞ FIRÇASI GÖREVİ GÖRÜR”

Kenger Sakızı doğal bir ürün olması, diğer sakızlar gibi herhangi bir katkı maddesi bulundurmaması en büyük özelliğidir.

  • Diş ağrılarının, diş hastalıklarının ve diş eti rahatsızlıklarının giderilmesine yardımcı
  • Kramp çözücü
  • Sinirleri güçlendirici
  • Migrene karşı faydalı,
  • Kan temizleyici,
  • Terletici,
  • Vücuda rahatlık verici,
  • Damar tıkanıklığını önlemeye yardımcı,
  • Kenger otu, antioksidan içeriği sayesinde kanser tedavisinde kullanılmakla birlikte özellikle cilt ve prostat kanserine karşı koruyucu,
  • Siroz, karaciğer iltihabı ve kronik karaciğer hastalıklarına olumlu etkisi,
  • Kabakulak, göğüs ağrısı, ishal ve bronşit tedavisinde kullanıldığı,
  • Dişlerin beyazlatılmasında etkili,
  • Kalp damarlarının gevşemesi,
  • Çene Gevşemesi,
  • Sarfa kesesindeki taşların düşürülmesine yardımcı,
  • Mide ağrısı ve şişkinliği giderici,
  • İştah açıcı
  • Antidepresan etkiye sahip olduğu,
  • Patlayan kulak zarının tedavisinde etkili,
  • Hazımsızlık rahatsızlıklarını giderici,
  • Tansiyon, yüz felci ve şeker hastalarına iyi geldiği
  • Doğal yapısı ile diş fırçası görevi gördüğü,
  • Dişlerin temizlenmesinde etkin rol oynadığı,
  • Ağızdaki eklemleri çalıştırdığı,
  • Diş etlerine masaj yaptığı ve birçok rahatsızlıklara iyi geldiği tespit edilmiştir.

Bunların yanı sıra, çürük dişin üstüne kenger sakızı konulup ısıtılan demirin sakızın üzerine gezdirilmesi suretiyle diş ağrısını giderir.

BİR ANADOLU HAZİNESİ “YAYLA GÜLÜ” KENGER SAKIZI

Faydaları Kadar Yemekleriyle de Dikkat Çekiyor

Kenger Nasıl Tüketilir?

Kengerin yeşil gövdesi ve kökü, çiğ (taze) olarak tüketildiği gibi yemeği, salatası ve turşusu da yapılır. Aynı zamanda kengerin tohumları kurutulup toz haline getirilmesiyle kahve olarak da tüketilebilir. Yaban sebzesi olarak da bilinen kenger kavrulur, haşlanır, bulgura katılarak, sarımsaklı yoğurda ilave edilerek ve yumurta kırılarak da yenilebilir. Kuzu etiyle pişirilerek kenger meftunesi olarak da yenilmektedir. Kengerin gövdesi sebze olarak kullanıldığı gibi, köklerinden akan süt ile de sakız elde edilir. Kenger sakızı olarak anılan sakız, Anadolu da oldukça yaygındır. Doğal sakız olarak çiğnenmektedir. Kenger sakızı sütlaç yapımında da kullanılmaktadır. Kenger sakızının kokusu kekik kokusuna benzemektedir. Kendine has karakteristik hoş kokusu ve özgü tadı ile yöre insanının vazgeçilmezleri arasındadır. Kengerin tat olarak kuşkonmaz ve enginar arasında bir tadı vardır. Doğal bir sakız olduğundan çok fazla tercih edilmektedir.

Kenger bitkisinin yaprakları, gövdesi, kökleri ve tohumu gıda olarak tüketilmektedir. Bitkinin tohumu ham yağ (%16.2), ham protein (%12.6) ve ham lif (%27.2) bakımından zengin olması yanında K, Ca, P, Na, Fe, Mg, Zn, S, N iyi bir mineral kaynağı olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca yağ asitleri, tokoferol ve sterolleri de içermesinden dolayı beslenmede önemli yer tutar.

Bu güne kadar tespit edilen ve bilinen insan sağlığına zararlı hiçbir durum söz konusu değildir.

Kenger Sakızının Meydana Gelmesi;

Temmuz ayı itibariyle kenger bitkisi kurumaya ve sararmaya başlar, Eylül ayının sonuna kadar 3 aylık zaman diliminde kenger sakızı elde edilir.

Kenger bitkisinin kökü bir keser yardımıyla ortaya çıkarılır. Meydana çıkan kökün etrafı taşlardan ve topraktan iyice temizlenir. Kökü, keskin bir bıçakla incitmeden ve eğimli-çapraz bir şekilde kesildikten sonra beyazımsı bir süt akar. Kökün kesimi çok önemli olup ustalık isteyen bir işlemdir. Usta bir elle kesilmeyen kökten süt akma (kanama) oranı düşer. Kesilen kökü güneş ışınlarından korumak için yassı bir taş yardımı ile gölgelendirme yapılır. Akan süt hava sıcaklığına göre 1 veya 2 saat içerisinde katılaşmasıyla kenger sakızı elde edilir. Daha sonra bu sakızlar belirli aralıklarla toplanıp suyla iyice ovalanarak yıkanır ve gönül rahatlığıyla çiğneme aşamasına gelmiştir. İlk kez çiğneyen kişiye ağızda acılık hissi verir ve zamanla bu acılık ortadan kaybolur. Kullanımı diğer sakızlara nazaran çok uzundur. Sakızı çiğneyeme ara verileceği zaman su dolu bir bardak içerisine alınarak muhafaza edilebilir.

Kenger Sakızını çiğneyerek yumuşatmak sabır gerektiren bir iştir. Sert bir yapısı olduğundan çabuk yumuşamaz. Yumuşaması bir haftayı bulabilir. Bu arada Kenger Sakızı derin dondurucuda muhafaza edildiği takdirde 1 ila 1.5 sene boyunca kullanılabilir.

Kenger Sakızının fiyatı, tane olarak 1,00 ₺  veya 2.00 ₺ arasında değişmektedir. Kiloya ortalama 500 adet sakız düşmektedir.

Bilimsel Araştırmalar Yapılmakta;

Kenger hakkında yurtiçi ve yurtdışı bilimsel araştırmalar yapılmaktadır. Bitkinin tür adı, Ege adalarında ve Anadolu florası üzerine yaptığı gözlemlerle de bilinen Fransız bitki bilimcisi, Joseph Tournefort’ dan (1656-1708) gelir. Bilimsel adı “Gondelia tournefortii” olan Kengerin yağını bile çıkaran, sonra da çıkarılan yağı inceleyip ne işe yaradığını merak eden bir grup İranlı bilim adamları detaylı analizini yapmışlardır. Ortaya çıkardıkları sonuca göre, Kenger yağının çok faydalı olduğu belirtilmiştir.

Harran Üniversitesi (HRÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hasan Akan, kengerin başta diş hastalıkları olmak üzere çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiğini ve besin değeri oldukça yüksek bir bitki olduğunu vurgulamıştır. Prof. Dr. Hasan Akan, yapılan bilimsel araştırmalara göre halk arasında kengerle ilgilenen vatandaşlara baktıklarında, özellikle diş eti rahatsızlıklarında, patlayan kulak zarı tedavisinde, safra kesesindeki taşların düşürülmesinde kenger sakızının önemini belirtmiştir.

Bazı araştırmacılar; Babil sarayının duvar süslerinde kenger figürlerinin betimlendiğini, buradan hareketle Babil Saray yemeklerinde kengerin kullanıldığını bildirmektedir. Bu da gösteriyor ki, kenger eskiden beri Mezopotamya’nın benimsediği bir bitki olmuş, günümüzde de bölgemiz insanının değer verdiği, lezzetli yemekler elde ettiği bir bitki haline gelmiştir.

Haliç Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Akademisyeni Yrd. Doç. Dr. Ayyub Ebrahimi ve ark. (2015), yoğurdun kalite özelliklerini artırmak amacıyla kenger bitkisini pulp haline getirerek, farklı oranlardaki kenger pulpları (% 0 , 1, 3, 5, 10 ,15, 20) yoğurda ilave etmişler ve depolama boyunca  yoğurtların özelliklerini incelemişlerdir. Kenger pulpu ilavesi yapılan yoğurtların Ph ve titrasyon asitliği oranlarının normal yoğurtlara oranla daha yüksek olduğunu belirlerken, %15 ve %20 oranında kenger pulpu ilave edilmiş yoğurtlarda sineresiz değerlerinin depolama boyunca daha düşük olduğunu bildirmişlerdir. %20 oranında kenger pulpu ilave edilmiş yoğurdun duyusal açıdan en yüksek puanı aldığını ve örneklerin hiçbirinde koliform, E. Coli ve maya-küfe rastlanmadığını bildirmişlerdir.

Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı Akademisyenleri Prof. Dr. Songül Çakmakçı ve Doç. Dr. Elif Dağdemir (2013), kenger yapraklarını ve sütünün dondurma üretiminde stabilizatör olarak da kullanılabileceğini belirlemişlerdir.

Kenger sadece yemeğini, salatasını, sakızını yapmaya yaramıyor, süt ürünleri sanayisinde de yardımcı ürün olarak kullanılmakla birlikte, peynir mayalamak, dondurmanın ömrünü uzatmakta mümkün. Kengerin endişe duygu durum bozukluğu dediğimiz anksiyete karşıtı olma yönünden de oldukça güçlü bir potansiyeli olduğunu 2005’de Türk bilim adamları ortaya koymuştur. İranlı bilim adamları ise kengerin karaciğeri koruduğunu, İsrailli bilim adamları da çalışıp çeşitli farklı faydalarını ortaya koymuşlardır.

Kengerin özellikle moleküler boyutta el alınarak keşfedilmeyen birçok genetik özelliği belirlenerek farklı uygulamalarda faydalanabilir.

Son olarak Kenger Sakızı Tescillenmeli!

Doğallığı ile çok faydalı olan bu Kenger Sakızının sahiplenilmesi, özellikle ülkemiz ve yöre insanı açısından çok önemlidir. Kenger Sakızının meydana gelmesi, kengeri kesen kişinin bin bir türlü emek sarf edip,  meşakkatli ve zahmetli olması, en önemlisi de faydaları sayamayacak kadar çok olması, kenger sakızını değerli kılmaktadır. Ülkemizin birçok yöresinde özellikle Malatya’nın Darende ilçesinde yaygın olarak görülen ve ticareti yapılan sakızın, satışa sunulma aşamasına gelene kadar zahmetli bir serüvenden geçtiği aşikârdır. Doğal olarak yetiştiği için şimdiye kadar herhangi bir kültür çalışması yapılmamıştır. Kenger bitkisi sebze, sakız, kahve ve tıbbı ilaçlarda kullanılmasına rağmen bu bitkiye gerekli önem verilmemiştir. Yetkililerin bu konuya el atması, bir an evvel tescillenmesi gerektiğini belirtmek isteriz.

Doğa en büyük eczane, bilene tabii, bilimle yolunu aydınlatabilene…

FOTOĞRAFLARLA KENGER SAKIZI’NIN ZAHMETLİ SERÜVENİ

Kenger Sakızı
Kenger Sakızı
Kenger Sakızı
Kenger Sakızı
Kenger Sakızı
Kenger Sakızı
Kenger Sakızı
Kenger Sakızı
Kenger Sakızı

Bu yazımızı okuyan 13.384. takipçimizsiniz.

Fatih Akbaş

1987 Malatya Darende Doğumlu, İlk, Orta ve Lise eğitimini Darende'de tamamladı. İnönü Üniversitesi Muhasebe Vergi Uygulamaları ve İşletme bölümü mezunu. Darende'nin meşhur Kenger Sakızını araştırıp, tanıtımında büyük destekleri oldu. Hobileri arasında fotoğraf, sosyal medya, Seyehat, yüzme, masa tenisi ve güreş vardır. İngilizce ve Arapça bilmekte, Beşiktaş taraftarı, Evli ve 2 çocuk babası.

One thought on “Kenger Sakızı: Dağların Şifası ‘Yayla Gülü’

  • 25 Ekim 2017 tarihinde, saat 16:25
    Permalink

    İnsan sağlığı açısından vazgeçilmez… Sakızın şifasını bilenler, bir kilo almak için 600 tl vermekten hiç çekinmiyor. Şiddetle herkese tavsiye ederim…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir