Osmanlı coğrafyasını karpostallarla gezin

Atatürk Kitaplığı’nın karpostal arşivi dijitale açıldı. Karpostalın tarihi kadar eski bir arşive sahip olduğumuzu söyleyen İBB Kütüphaneler ve Müzeler Müdürü Ramazan Minder Osmanlı coğrafyasını bu karpostallarla gezebileceğimizi söylüyor.

Her zaman olduğu gibi 19. yüzyılın sonlarında Osmanlı’nın başkenti İstanbul yine tüm dünyanın gözbebeği olan bir merkezdi. 1867 yılında Max Fruchtermann isminde bir genç de bu nedenle Avusturya’dan Osmanlı İmratorluğu’na göçtü. Avrupalı bu genç kendisine yeni bir dünya kurmak istiyordu. Çok geçmeden de İstanbu’daki ilk iş yerini açtı. Yüksekkaldırım’daki bu ilk dükkanında çerçeve işi yapıyordu.

Fruchtermann, Batı’da Osmanlı’nın ve tabi İstanbul’un bir merak unsuru olduğunu biliyordu. Bu nedenle çektiği fotoğraflardan karpostal serileri yaparak dikkati üzerine çekmeyi başardı. Fruchtermann karpostalları yoğun ilgi görmeye başladı çünkü insanların karpostaların üzerinde ne görmek istediğini iyi biliyordu.

Birbirinden farklı serilerde İstanbul’dan ve çevre illerden manzara, askerler, geleneksel giysileriyle halktan insanlar, paşalar hatta padişahların fotoğrafları yer alıyordu. Fruchtermann’ın cuma namazı öncesi fotoğrafladığı Abdülhamit’in karpostalı da o dönemde hayli ilgi çeken serilerde yerini aldı.

İstanbul Tarihi Fotoğraflar
İstanbul

EDİTÖRLER İSTANBUL’UN PEŞİNDE

Sermet Muhtar Alus da Akşam gazetesinde de tefrika edilen İstanbul Kazan Ben Kepçe’de Fruchtermann’dan, bahsederek onun bu konuda başarılı bir editör olduğunu söylüyor. Fructermann kariyeri boyunca yüzlerce fotoğraf çekti ve bunlarla onlarca karpostal serisi oluşturdu.

Ancak bu işi o yıllarda yapan sadece o da değildi. Onunla beraber İstanbul’u, merak unsuru olan kişileri fotoğraflayarak karpostal haline getiren Marche, E. F. Rochat, Jacques Ludwisohn, Römmler – Jonas, Mouradian, Georges Papantoine, M. Jsraelowitz, M. Azikri, A. Zellich, G. K. Solakian, Osman Nuri, Othmar, Attar A. Faik, Pillis & Coucoulim, E. Le Delay, E. Heydrich gibi isimler de karpostal editörlüğü yapıyordu.

Bugün, karpostalın yeniden nostaljik bir unsur olarak hatırlanmaya ve kullanılmaya başladığını da eklemek gerekiyor. Tarihi karpostallar üzerinden o dönemlere ışık tutmak ise her zamankinden çok daha kolay. Çünkü hem Fructermann’ın hem de diğer karpostal editörlerinin geniş serilerine sahip olan Atatürk Kitaplığı, geçtiğimiz hafta arşivini dijital olarak kullanıma açtı.

Ramazan Minder / İBB Kütüphaneler ve Müzeler Müdürü

BAĞIŞÇILAR SAYESİNDE ARŞİV BÜYÜDÜ

Karpostalın tarihi kadar eski bir arşive sahip olan Atatürk Kitaplığı’nda 90 bini aşkın bir karpostalın bulunduğunu söyleyen İBB Kütüphaneler ve Müzeler Müdürü Ramazan Minder, bunların 45 bininin kataloklanmasının yapılıp sayısal ortama aktarıldığına dikkat çekiyor.

İstanbul’un ve o dönemin tarihine ışık tutacak karpostallara Atatürk Kitaplığı’nın internet sitesi üzerinden erişilebildiğini söyleyen Minder şunları kaydediyor: “Kütüphanemiz Belediye Kütüphanesi ismiyle 1939 yılında açıldı. İlk açıldığı zaman çok sayıda kişi kütüphanelerini bağışladı. Bunlar arasında Osman Nuri Ergin, Tarık Zafer Tunaya, Muallim Cevdet, Haşim İşcan gibi önemli isimler var. Kartpostal koleksiyonun 10 bini bağış olup geri kalan 80 binden fazlası ise satın alma yoluyla edinildi.”

Kütüphanenin en büyük kartpostal koleksiyon bağışçılarının Talat Bayrakçı ve Feridun Metin Nigar olduğunun altını çizen Minder, bu koleksiyonun tarih araştırmacıları için çok önemli olduğuna da vurgu yapıyor.

1893’TEN SONRA

Karpostalın 1893 Chicago Sergisi ile dünyada, Osmanlı’da ise Max Fruchtermann sayesinde yaygınlaştığını söyleyen Minder, Fructermann’ın bine yakın kartpostalının arşivde bulunduğunu da belirtiyor.

Minder, bu koleksiyonun Libya,Tunus, Cezayir, Fas, Mısır gibi Kuzey Afrika ülkeleriyle, Filistin, Lübnan, Suriye ve Irak gibi ülkeleri kapsadığını belirtirken “Aslında tüm Osmanlı coğrafyasını bu kartpostallar üzerinden görsel olarak gezmek mümkün” diyor.

Osmanlı Asker Fotoğrafları
Osmanlı Askerleri

Tarihçiler için muazzam kaynak

19 ve 20. yüzyıllarda değişik ülkeleri,şehirleri, meslekleri, insanları ve kıyafetleri tanımak için en uygun araç fotoğraf ve ondan elde edilen kartpostallardı.İnsanlar birbirlerine kartpostallar gönderir ve arkalarına da duygularını yazarlardı.

Atatürk Kitaplığı’ndaki arşivin de bu nedenle ciddi bir önemi olduğunu belirten Minder şunları söylüyor: “Birincisi en az yüz yıl önce o ülke, şehir ve insanları görebilirsiniz. Bu sanat tarihçiler, tarihçiler, mimarlar ve diğer bir çok disiplin için muazzam bir kaynak. Aynı zamanda fotoğraf tarihi içinde çok kıymetli belgeler. Kartpostal arkalarına yazılan yazılar ise kime, kimden gönderilmiş ve yazının içeriği açısından da edebiyatçılar, biyografi yazarları ve kültür tarihçileri için geniş imkanlar sunuyor.”

Kaynak: Merve Akbaş / YeniŞafak

Bu yazımızı okuyan 12.023. takipçimizsiniz.

Misafir Yazar

Misafir yazar olmak istermisiniz ? Sizleri gencyolcu.com ziyaretçileriyle buluşturmak hedefi ile misafir yazarlık kabul ediyoruz. Kriterler: Yazılar kesinlikle özgün ve size ait olmalıdır. Yazınız gencyolcu.com da yayımladıktan sonra link vererek başka yerde yayımlaya bilirsiniz. Yazınızı bilgi@gencyolcu.com adresimize gönderebilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir