Borabay Gölü

Kuş cıvıltıları arasında uyanıp çadırın kapısını aralıyorum. Havada bildik bir nem kokusu. Mis gibi orman havası doluyor bir anda ciğerlerime. Doğa sabah mahmurluğunda… Henüz dinginlik bozulmamış. Göl kıyısına doğru yürüyorum. Yeni yeni yükselen güneş ağaçların gölgesini duru suya yansıtıyor. Ağaçların boyları daha bir uzun. İşte o an, Borabay gölüne neden ‘aynalı göl’ denildiğini anlıyorum.

Amasya iline bağlı Borabay gölü, aynı adı taşıyan beldenin hemen 3 kilometre yukarısında… Akdağ eteklerindeki Çivili tepeden doğan Çatağın deresinin, toprak kayması sonucu tıkanmasıyla oluşan bir set gölü.1051 metre yükseklikteki derin bir vadi tabanına yayılıyor Borabay gölü. Gölün doğu ucunda dipten sızan su, deli akışını tekrar kazanarak Yeşilırmak’ın bir kolunu oluşturuyor, adını baki kılarak…

ORMANIN AYNASI

Gölün çevresini dolaşan orman içindeki patikayı gözüme kestiriyorum. Bir yükselip bir alçalarak ilerleyen toprak yolda gölün farklı açılardan manzaralarını yakalayıp fotoğraf makinesine sarılıyorum hemen. Ormanın tüm renkleri suyun yüzeyinde… Göl, ormanı yansıtıyor bana. Kestane ağaçlarının sarı-beyaz püsküllü çiçekleri, çamların yeşilden maviye doğru değişen farklı tonları; kuzeye bakan yamaçlarda gürgen, kayın, kestane, güneyde ise sarıçam ve karaçam ağaçları…

Kimisi yarı beline kadar suyun içine gömülmüş. Ağaçların altı ise kır çiçekleri, yosun ve mantarlarla bezeli. Gölün batı tarafında ormanın genel görünümüyle örtüşmeyen kavak ağaçları dikkatimi çekiyor. Dağlardan doğup gelen Çatağın deresi, taşıdığı alüvyonlarla gölün bu kısmını bir bataklığa dönüştürmüş zamanla. Bu gidişatı tersine çevirmek için bölge 1990 yılında ağaçlandırılmış. Bir bölümü sazlıklarla kaplı mekân küçük bir kuş cenneti aynı zamanda.

GÖL MANZARALI PİKNİK

1978 yılında dokuz hektarlık orman içi dinlenme alanı olarak düzenlenen göl, 675 metre uzunluğunda, 175 metre genişliğinde. Derinliği ise 30 metre. Sonbahar ve kış aylarında farklı güzellikler sergileyen gölde kızılkanat, yayın, sazan ve alabalık bulunuyor. Canlı çeşitliliğini korumak amacıyla gölde avlanmak yasak. Yine de vakit geçirmek için olta sallayanlara rastlamak mümkün göl kenarında. Şimdilik sadece çevre illerden gelen yerli turistleri ağırlayan Borabay’da kamp ve piknik yapmanız mümkün.

Orman Genel Müdürlüğü’ne ait bungalovların dışında belediyenin işletmesini yaptığı, apart tarzındaki ahşap evlerde de kalınabiliyor. Borabay kasabasından gelen yolun göle kavuştuğu noktada yine belediye tarafından işletilen bir restoran bulunuyor. Göle tamamen hakim, gün doğumunda seyrine doyum olmayan bir manzaraya sahip restoranda fiyatlar son derece uygun.

Yakın gelecekte burada yöresel yemeklerin ve el sanatlarından örneklerin de sergileneceği bir stant açılacağını öğreniyoruz belediye başkanından.

Borabay’ın iç turizmde hak ettiği yeri alabilmesi için çeşitli projeler ve atılımlar içerisinde belde belediyesi.

FIRTINA GÖÇERLERİ

Borabay adının kökeniyle ilgili ilginç bir öykü öğreniyoruz kasaba kahvesinde yaptığımız sıcak sohbetler sırasında. Eren Şenol’un yöreyi tanıtan kitabından aktarılanlara göre, yüzyıllar önce yörede yaşayan göçebe ailelerin hayvanları, fırtınalı bir günde ürkerek kaçmışlar. Ertesi gün sürüyü aramaya çıkan göçerler, rüzgâra karşı korunaklı olan derin bir vadide otlarken bulmuşlar hayvanlarını.

Bugünkü belde yerleşiminin bulunduğu bu alanı pek beğenip yerleşmişler. ‘Fırtına göçerleri’ anlamına gelen Borabay ismi o günlerden günümüze ulaşmış. Yıllar önce beldenin adı ‘Gülbeyli’ olarak değiştirilmişse de, halk bu ismi pek benimsememiş olacak ki sonradan tekrar eski adına kavuşmuş yöre.

YAYLALARA YÜRÜYÜŞ

Borabay’a ulaşmak bir hayli kolay. Belediye araçları her gün Taşova ile Borabay arasında düzenli sefer yapıyor. Taşova’nın beldeye uzaklığı 18 kilometre. Borabay kasabasına Amasya’dan 63, Samsun-Ladik’den ise 45 kilometrelik bir yolculukla ulaşılıyor. Borabay beldesinden gelip göl kenarından devam eden stabilize yol biraz ileride ikiye ayrılıyor. Sola giden yol Amasya’ya, sağ taraftan devam eden yol ise yukarılardaki Ağıllıbucak, Aşağıyayla ve Çamalanı yaylalarına kadar uzanıyor.

Orman içinde çiçek kokuları arasında yaylalara günübirlik yürüyüşler yapıyoruz. Artık ormanın bittiği 1600 metrelerdeki Ağıllıbucak pınarının bulunduğu mevkiden bakıldığında, çevresini sarmalayan yoğun orman örtüsünden ayırt edilemeyecek biçimde yemyeşil bir daireye benziyor göl. Yaşadığımız büyük kentler bizi dar odalara, havalandırmalı cam binalara kendi rızamızla hapsettiğinden beri, suyun, ağacın, çiçeğin kokusu gelmez oldu burnumuza.

Şehir yaşamından uzakta, Amasya’nın Borabay beldesinde geçireceğiniz birkaç gün, içinizde tatlı bir serinlik duygusu bırakacak. Ormanların ortasındaki bu ‘saklı cennet’te gördüğünüz yemyeşil düşten uyanmak istemeyeceksiniz.

Bu yazımızı okuyan 2.958. takipçimizsiniz.

Mustafa Aysabar

1984 Kahramanmaraş Doğumlu. Suudi Arabistan Mekke'de ikamet etmektedir. Halkla İlişkiler bölümü mezunudur. Yurt içi ve yurt dışında, inşaat sektöründe faliyet gösteren çeşitli firmaların muhasebe, idari işler, lojistik departmanlarında görev yapmıştır. Mescid-i Haram'ın genişletilmesi ve Osmanlı Revakları restarosyonu projesinde aktif görev almıştır. Hobileri arasında yüzme ve su sporları vardır. Aynı zamanda rafting antranörü ve lisanlı sporcudur. GençYolcu.com 'da genelde gezi kategorisinde yazılar kaleme almaktadır.

5 thoughts on “Borabay Gölü

  • 08 Eylül 2009 tarihinde, saat 08:08
    Permalink

    Mustafa bey çok güzel bir yazı daha paylaşmıssınız ülkemizin saklı cennetlerini sizin yazılarınızla keşfediyoruz bir gün yolum düşerse ziyaret edeceğim, geçenlerde türkiyede saklı cennetler kitabında da borabay gölü vardı hatta kitabın kapağı sizin en üstte paylaştığınız resimdi bir gezi editörü yazarı olarak başarılar diliyorum….

  • 17 Eylül 2009 tarihinde, saat 14:03
    Permalink

    Güzel ülkemin güzel yerlerinden bir tanesi daha.Ellerinize sağlık Mustafa bey

  • 30 Eylül 2009 tarihinde, saat 19:23
    Permalink

    arkadaşlar Borabay Gölü çok güzel bir yer tam kafa dinlemek için yaratılmış sanki her şeyden uzaktasınız Ormanların ortasındaki bu ‘saklı cennet’te gördüğünüz yemyeşil düşten uyanmak istemeyeceksiniz.

  • 13 Mayıs 2010 tarihinde, saat 12:27
    Permalink

    mrb arkadaşlar
    mustafa arkadaşımızın söylediklerine katılıyorum.
    insan orada kendini bambaşka hissediyor.Şehir hayatının gündeliğinden monotonlugundan kurtulmak için biçilmiş kaftan.
    Borabay gölüne her gidişimde çok mutlu dönüyorum evime.
    bir doğa harikası kafa dinlemek doğayla iç içe olmak için birebir.İmkanı olanlara gitmelerini tavsiye ederim.

  • 13 Mayıs 2010 tarihinde, saat 18:17
    Permalink

    Muhteşemdi resimler ve bir o kadar da harikaydı gezi yazınız…

    Teşekkürler.

    Selamlarımla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir