Vicdani ret

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin, vicdani retçi Osman Murat Ülke ile ilgili AİHM kararını uygulamayan Türkiye’yi, “Aralık ayına kadar düzenleme yap” diyerek uyarması, hükümeti harekete geçirdi. Adalet ve Milli Savunma bakanlıkları, konuyla ilgili başlattıkları çalışmada son aşamaya geldi. Türkiye’nin öncelikle 1930 tarihli Askeri Ceza Kanunu’nun 2000 yılında yenilenen “emre itaatsizlik” düzenlemelerini değiştirmesi bekleniyor. Bu yapılırken, vicdani retçilere sürekli cezalandırma ya da haklarında dava açılması yerine askerliğe alternatif hizmet yaptırılması konusunda formül geliştirilmesi düşünülüyor.

VİCDANİ RET NEDİR?

Özdemir’in sorusu üzerine hiç bilmeyenler için vicdani ret kavramını açıklayan Altınay, “Vicani ret 90 yıllarda Türkiye’de konuşulmaya başlandı. Aslında dünyada daha öncesinde vardı ve uygulanıyordu. Vicdani ret dini inanca göre insan öldürmeyi reddetmektir. Daha sonra da ahlaki gerekçelerle ortaya çıktı. İnsan öldürmenin eğitimini almak istemiyorum diye karşı çıktılar. Vicdani retçiyseniz bir kere ömür boyu bir hapse mahkumsunuz demek. Ehliyet alamamak demek, resmi bir işte çalışamamak demek, çocuğunuz varsa nüfusunuza kayıt edememek demek, kimlik çıkartamamak demek. Yasal olarak kamusal bir varlığınız yok demek. Aslında ciddi bir hak ihlali. Bunun sebebi de öldürmeyi reddetmeniz” şeklinde açıkladı.

 VİCDANİ RET TÜRKİYE’DE YASAL OLARAK TANINMIYOR

Vicdani ret; kişinin ahlaki tercih, dini inanç ya da politik nedenlerle askere gitmeyi ret etmesidir. Türkiyede yasal olarak tanınmıyor, fakat birçok Avrupa ülkesinde bir hak olarak tanınıyor, vicdani retçiler sivil hizmet alanlarında istihdam ediliyor.

En basit anlamıyla vicdani ret ahlaki tercih, dini inanç ya da politik nedenlerle askere gitmeyi ret edilmesidir.Vicdani reddin gerekçeleri nelerdir? Kişi neden vicdani retçi olur?

İnsanları, vicdani retçi olmaya yönelten çeşitli nedenler vardır:

*Birey, emir almak ve vermek, itaat etmek ve hükmetmek istemiyor olabilir.

*Birey, şiddet kullanmayı ve insan öldürmeyi öğrenmeyi istemiyordur.

*Birey savaşlara karşı olabilir ve savaşların yürütücüsü olan ordulara hizmet etmek istemeyebilir.

*Birey, (Yehova Şahitleri örneğinde oluğu gibi) dini inançları gerekçesiyle her türlü şiddete karşı olabilir.

*Birey, politik görüşleri doğrultusunda ordusuz, sınırsız, devletsiz, özgür bir dünyada yaşamak istiyor olabilir.

Avrupa’da vicdani reddin politik ve hukuki durumu nedir?

* Almanya :

Alman Anayasası’nın 4. maddesi, 3. paragrafı: “Hiç kimse, vicdanı ile bağdaştıramayacağı silahlı bir savaş hizmeti olan askerliğe zorlanamaz.” der. Ülkede sivil hizmet hakkı tanınmaktadır.

İsviçre:

17 Mayıs 1992 yılından beri İsviçre Anayasası’nda sivil hizmet hakkı bulunmaktadır. Fakat henüz bir kanun bulunmadığından, vicdani retçiler askeri mahkemelerle yüzyüze gelme zorundalar.

Norveç:

Her yıl yaklaşık 2500 vicdani retçi çıkmaktadır. Bunlar kaydedilenlerin %8′ ini temsil eder. Sivil Hizmet hakkı tanınmaktadır. Yürürlükteki vicdani retçilik yasası 1965′ ten beri vardır.

*Hırvatistan:

1990 yılından beri Anayasasında Vicdani Red hakkı tanınmakta.

*İspanya:

1989′ da sayıları 20.000′ i bulan vicdani retçiler yüzünden hükümet Vicdani Red Yasası ile birlikte bir de af çıkardı.

*Belçika:

Vicdani ret hakkı herkese yasal düzenlemeyle tanınmış durumda.

*Hollanda:

Bu ülkede de yasal olarak bu hak tanınmaktadır.

*Kanada:

İngiltere ve ABD’de profesyonel orduya geçilmiş durumda. Yunanistan hariç bütün Avrupa Birliği üyesi vicdani ret hakkını tanımıştır. Yunanlı yetkililer de yakında bu yönde adımlar atılacağını bildirmişlerdir.

Türkiye’de vicdani reddin politik ve hukuki durumu nedir?

Türkiye’ de 1982 Anayasası’na göre askerlik vatan hizmeti içinde görülmektedir. 1982 Anayasası’nın vatan hizmeti başlıklı 72. Maddesi ise şöyledir:

“Vatan hizmeti her Türk’ ün hakkı ve ödevidir. Bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu kesiminde ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenir.”

Vicdani reddini açıklayan kişiler hangi suçlarla yargılanıyorlar?

155. madde:

“Geçen maddelerde yazılı olan ahval haricinde kanunlara karşı gelmeye halkı teşvik ile memleketin emniyetine tehlike ivas edecek surette makale nesir edenler ve halkı askerlikten soğutmak yolunda neşriyatta veya telkinatta bulunanlar yahut umumi bir içtimada veya nasın toplandığı yerlerde bu suretle nutuk irat edenler iki aydan iki seneye kadar hapis olunur ve bunlardan 4500 liradan 36.000 liraya kadar ağır cezayı nakdi alınır.”1993 yılına dek “halkı askerlikten soğutmak” bir terör suçu olarak fiilen Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM) görev alanında kabul ediliyordu. 1993’ten bu yana ise bu suç Türk Askeri Ceza Kanunu’nun (TACK) 58. maddesi ile ilişkilendirilmekte ve “vatana ihanet” kapsamında ele alınarak görevli mahkeme olarak askeri mahkemeler kabul edilmektedir.

TCK Madde 58:

“Her kim Türk Ceza Kanunu’nun 153 ve 161. maddelerinde yazılı suçlardan birisini ve 155. maddede yazılı halkı askerlikten soğutmak yolunda neşriyatta ve telkinatta bulunmak ve nutuk iradetmek fiillerini işleyecek olursa, milli mukavemeti kırmak cürmünden dolayı mezkur maddelerde gösterilen cezalarla cezalandırılır.”

Avrupa Konseyi’nden uyarı
‘Ossi’ olarak tanınan Vicdani retçi Osman Murat Ülke hakkında, 1994’te askere alınma işlemleri yapıldıktan sonra askerlik yapmayı reddettiği için dava açıldı. Askerlik belgelerini yakan ve askerliği reddeden Ülke, 1996’da tutuklandı. Tahliye edildikten sonra yeniden kışlaya gönderilen Ülke, askerliği yine reddetti. Bu sırada davası sonuçlanan ve hapse mahkum edilen Ülke, yeniden tutuklandı. Cezaevinde yattıktan sonra tekrar kışlaya götürülen Ülke, askerliği yeniden reddettiği için tutuklandı ve hakkında ayrı bir dava açıldı.

10 ay ceza daha alan Ülke, tahliyesinden sonra yeniden askerlik şubesine götürüldü. Askerliği yeniden reddettiği için cezaevine konulan Ülke, birliğine gitmek için tahliye edildikten sonra firar etti ve AİHM’ye başvurdu. AİHM, 2006’da karara bağladığı bu davada, Türkiye’yi “insanlık dışı ceza ve muamele yasağını” ihlalden mahkum etti. AİHM, Ülke’nin vicdani retçi olduğunu her beyan edişinde yeniden cezaya mahkum edilmesini kararına gerekçe gösterdi.

Milliyet’ten Meriç Tafolar ve Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre; AİHM, vicdani ret hakkını ilk kez din, vicdan ve inanç özgürlüğü kapsamında değerlendirirken, Avrupa Konseyi’nde bu hakkı sadece Türkiye ve Azerbaycan’ın tanımamış olduğunu da not etti. AİHM Büyük Dairesi’nin verdiği bu karar bağlayıcı olduğundan Türkiye’yi de bu hakkı tanıması konusunda köşeye sıkıştırdı.

İlk etapta ‘OSSİ’ kararı
Bu nedenle, aralık ayına kadar yapılması zorunlu olan düzenlemede, vicdani ret hakkının tanınması gündeme geldi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin de bu konuda düzenleme yapıldığını açıkladı. Ergin, dün yaptığı açıklamada ise konuyla ilgili olarak, şunları söyledi: ” Bedelli ile aynı döneme denk gelmesi tesadüf. Düzenlemenin içini görmeden yapılacak yorumlar yanlış olur. AİHM diyor ki, ‘Siz aynı konuda vicdani ret nedeniyle askere gitmediği için hürriyeti bağlayıcı bir ceza verdiniz. Cezasını infaz ettiniz.

Sonra ceza bittikten sonra tekrar aynı fiilden yargılıyorsunuz, tekrar ceza veriyorsunuz’. Aynı eylemden dolayı birden çok ceza verilmesini adil yargılama hakkına aykırı bulduğu için Türkiye’yi mahkum etmiştir. Dolayısıyla biz buradaki ihlali baz alıyoruz. Ona göre değerlendiriyoruz.”

Türmen: Türkiye kaçamaz
Ancak eski AİHM yargıcı, CHP Milletvekili Rıza Türmen, ” Bu karar yeni bir kapı açtı. Büyük Daire kararlarına devletler uymak zorunda. Türkiye’ye de bir süre verildi. Başka bir alternatifi yoktur Türkiye’nin. Türkiye’nin bulacağı alternatif hizmet yöntemine ise insan haklarına aykırı değilse, mahkeme karışmaz. Türkiye’nin bundan kaçması imkansız” dedi.

Avrupa’da uygulama nasıl?
Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü kapsamında bir insan hakkı olarak görülen vicdani ret, zorunlu askerlik hizmetinin bulunduğu hemen her Avrupa Konseyi (AK) üyesi ülkede yürürlükte olan bir uygulama. Zorunlu askerliğe bir alternatif yaratma amacıyla kullanılan vicdani retin uygulanışı ve süre açısından yarattığı sonuçlar ülkeden ülkeye farklılık gösteriyor.

Bu konuda bir standart ya da zorlama yok. Bununla birlikte bulunacak alternatif yöntemin yeni bir insan hakkı ihlali yaratmaması, “caydırıcı ve cezalandırıcı” nitelikte olmaması gerekiyor.

Vicdani ret Avrupa’da ilk kez Danimarka tarafından 1917’de tanınan ve 1967’den bu yana da uluslararası hukukta bir insan hakkı olarak görülen uygulama. Avrupa Konseyi üyesi ülkeler arasında vicdani reddi hak olarak tanımayan sadece Türkiye ile Azerbaycan bulunuyor. Ermenistan, kısa süre önce vicdani ret konusunda taahhüt vererek, tasarı hazırladı. AB üyesi ülkelerde ise bu sorun bütünüyle ortadan kalkmış durumda.

Akademisyen Özgür Heval Çınar’ın yaptığı çalışmaya göre, AB çatısı altında 27 ülkeden 14’ünde zorunlu askerlik bulunmuyor. Kalan 13 ülkede ise alternatif hizmet sistemi bulunuyor. Bu ülkelerden Almanya’da “Hiç kimse vicdanı karşısında zorla askeri hizmet yapmaya zorlanamaz” düzenlemesi bulunuyor. Yılda ortalama 150 bin vicdani retçi bu düzenlemeden yararlanarak, Gençlik, Aile, Kadın ve Sağlık bakanlıklarında alternatif hizmetlerde, 9 ay çalışıyor. Diğer bazı ülkelerdeki uygulamalar şöyle:

– Avusturya: 1991’de hakkı tanıyan Avusturya’da İçişleri Bakanlığı’nda 12 ay alternatif hizmet olanağı bulunuyor. Askerlik süresi ise 8 ay.
– Danimarka: 1917’den bu yana vicdani reddi tanıyor. İçişleri Bakanlığı’nda yapılan alternatif hizmetin süresi 9 ay.
– Finlandiya: Askerlik yapmak istemeyenler Çalışma Bakanlığı bünyesinde 13 ay çalışıyor. Askerlikte süre ise 6 ay.
– İsveç: Alternatif hizmet Savunma Bakanlığı’nda 7,5 ay yapılıyor.
– Yunanistan: 1998’de vicdani reddi kabul etti. Savunma Bakanlığı, bu hakkı kullananlara 23 ay zorunlu hiçmet yaptırıyor. Askerlik süresi ise 12 ay.
– Güney Kıbrıs: 42 ay alternatif hizmet yapılıyor. Askerlik süresi ise 26 ay.

Bahçeli: Densiz bir teklif
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, vicdani ret çalışmasıyla ilgili olarak, “Daha önümüze gelmedi, geldiği zaman bakacağız. Takvim veremiyorum” dedi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli öneriyi “densiz” ve “yakışıksız” bulduğunu vurgularken, CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu ise vicdani redde ilişkin TBMM’ye bir teklif vermeye hazırlandıklarını bildirdi.

‘Vicdani ret’ nedir?
Vicdani ret, “bir bireyin politik görüşleri, ahlaki değerleri veya dinsel inançları doğrultusunda zorunlu askerliği reddetmesi” olarak tanımlanıyor. Vicdani retçiler, en çok, “Düşman olsa bile insan öldürmeyi ahlaki bulmamak, hiyerarşik ve statüsel yapılandırmalarda yer almayı ahlâki bulmamak, güncel sorunlardan dolayı o ülkenin silahlı birliğinde bulunmayı ideolojik ve dini inanca aykırı bulmak” gibi nedenlerle vicdani retçi olduğunu açıklıyor.

Bu yazımızı okuyan 1.184. takipçimizsiniz.

gencyolcular

Genç Yolcu 2005 yılında #BirlikteKeşfedelim sloganıyla Gezi • Kültür • Sanat alanında yayın hayatına başlamıştır. İletişim: bilgi@gencyolcu.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir