Anadolu’nun Zenginlik Güzergâhı

Selçuklu hâkimiyetindeki Anadolu, 12. yüzyılda dünya ticaretinin merkezi hâline geldi. İşin sırrı kervansaray ve hanlarla örülü bir yoldu. Yağız atlarına bindiler ve atlarını batıya doğru dörtnala sürdüler. Uçsuz bucaksız bozkırları, karlı dağları ve kızgın kumları geride bırakarak 1071’de Anadolu’ya kavuştular. Önlerinde düşman, düşmanın ardı yeni vatan… Türk akıncıları Bizans orduları ile karşılaştıklarında netice az çok belli olmuştu; Anadolu artık yeni bir Türk yurdu olacaktı. Malazgirt ovasında Bizans’a ağır bir yenilgi yaşatan Türk akıncıları bu tarihten sonra durdurulamadı. Çok kısa bir süre içinde İznik’e kadar uzanan Süleymanşah idaresindeki Türkler, Bizans’ın önemli şehirlerinden ve sağlam surlarla korunan bu şehri fethedecekti. İznik’i başkent yapan Türkler, 1075 yılında burada Anadolu Selçuklu Devleti’ni kuracak, böylece Anadolu’nun Bizans tarihine büyük bir nokta konulmuş olacaktı.

İMAR VE İSKÂN SEFERBERLİĞİ

Türklerin bastıkları ilk adımdan itibaren Anadolu’nun etnik çehresi hızla değişti. Orta Asya’dan Anadolu’ya hızlı bir Türkmen göçü başladı. Belli aralıklarla yeni yurtlarına gelen Türkler, Selçuklu sultanları tarafından Anadolu’da iskân edildiler. Selçuklular Anadolu’da fethettikleri yerlerde hızlı bir imar faaliyetine girişip özellikle ticaret yolları üzerinde hanlar ve kervansaraylar inşa ederek Bizans devrinde oldukça gerileyen iktisadi ve ticari hayata büyük bir canlılık getirdiler. Selçuklular özenle belirledikleri siyasi ilişkilerini ve askerî faaliyetlerini iktisadi ve ticari amaçlarına yönelik olarak belirlediler. Bunun neticesinde de coğrafi olarak mükemmel bir konumda bulunan Anadolu’yu kıtalar arası bir transit ticaret yolu hâline getirmeyi başardılar.

ÜRETİLEN VE İHRAÇ EDİLEN ÜRÜNLER

İktisadi hayatın başlıca unsurları olan üretim, ihracat ve ithalat Selçuklu devri Anadolu’sunda önemli bir yere sahipti. Üretimin başında tarım ve hayvancılık geliyordu. Tarım daha ziyade yerleşik köylüler tarafından yapılırken, hayvancılık göçebe Türkmenler tarafından gerçekleştiriliyordu. Anadolu’da hayvanlardan elde edilen yün, tiftik, ipek, ipekli kumaş gibi ürünler ile topraktan elde edilen buğday, meyveler, bakır ve gümüş gibi ürünler tüccarlar vasıtasıyla Anadolu şehirlerine dağılıyor yahut komşu ülkelere ihraç ediliyordu.

SELÇUKLU TİCARETİNİN YOLLARI

Tüccarlar üreticiden aldıkları malları deve ve katır türünden binek hayvanlara yükler ve kervanlar hâlinde taşırlardı. Kervanlar gidecekleri muhite göre belirli bir yol üzerinden hareket ederdi. Selçuklu Anadolu’sunun en önemli ticaret yolu kuzey güney istikametinde uzanan Bağdat ve Halep’ten başlayarak Malatya- Sivas-Trabzon üzerinden Karadeniz’e ulaşan yoldu. Alanya’nın fethini takip eden yıllarda açılan yeni ticaret yolu ise Alanya – Antalya-Konya-Aksaray-Konya-Sivas-Erzincan-Erzurum üzerinden hareket ederek İran’a ve Gürcistan’a ulaşan yoldu. Bu güzergâh ayrıca Sivas’tan ayrılan başka bir kol üzerinden Malatya-Diyarbakır-Mardin-Musul-Bağdat ve Basra’ya ulaşıyordu.

KERVANLARIN GÜVENLİĞİ İÇİN KERVANSARAYLAR

Orta Çağ dünyasında ticaretin devamlığı için en önemli husus güvenlikti. Malların satılacakları yerlere sağ salim varmaları ticaretin aksamaması için oldukça önemliydi. Aksi takdirde halkın tüccarlara, tüccarların da devlete karşı olan güvenleri zedelenir, ticaret aksar, iktisadi hayat zarar görürdü.

Anadolu, Selçuklu hâkimiyetine girdikten sonra, özellikle 12. asrın sonlarında uluslararası ticaretin merkezi hâline gelmişti. Selçuklular, askerî önlemlerin yanı sıra özellikle ticaret yolları üzerinde yaptıkları kervansaraylar ve şehirlerde inşa ettikleri hanlarla yolcuların ve malların güvenliğin sağlamaya çalışmışlardı. Öyle ki Selçuklu sultanları, Anadolu’nun bir ucundan diğer ucuna ana ticaret yollarından ara yollara kadar her yerde kervansaraylar yaptırmıştı. Kervanlar, ticaret yolu güzergâhında bir günlük yürüyüş yolu mesafede (Yaygın kanaate göre 33 km.), aralıklarla sultanlar ve devlet adamları tarafından vakıf eser olarak inşa edilmiş kervansaraylarda üç gün boyunca ücretsiz olarak konaklar, hatta zaman zaman beraberinde getirdikleri malları satarlardı. Kervansaraylar sefer sırasında ordugâh, gerektiğinde hapishane ve sığınak olarak da kullanılırdı.

TİCARET YOLLARININ SONU

Anadolu’nun Moğol hâkimiyetine girmesiyle düzen bozuldu ve iktisadî hayat büyük bir darbe yedi. Kervansaraylar eski önemini yitirdi. Osmanlılar devrinde ise Anadolu boyunca uzanan Selçuklu yollarının önemi azaldı. Zira uluslararası ticaret de güzergâh değiştirmişti. Bu gelişmeler Selçuklu yolunun sonunu getirecekti.

Yazı: MEHMED ALİ AKTUĞ

Bu yazımızı okuyan 1.152. takipçimizsiniz.

Fatih Akbaş

1987 Malatya Darende Doğumlu, İlk, Orta ve Lise eğitimini Darende'de tamamladı. İnönü Üniversitesi Muhasebe Vergi Uygulamaları ve İşletme bölümü mezunu. Darende'nin meşhur Kenger Sakızını araştırıp, tanıtımında büyük destekleri oldu. Hobileri arasında fotoğraf, sosyal medya, Seyehat, yüzme, masa tenisi ve güreş vardır. İngilizce ve Arapça bilmekte, Beşiktaş taraftarı, Evli ve 2 çocuk babası.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir