Yeni nesil çöpler; E-atıklar

Gelişen teknolojiyle birlikte hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen elektrikli ve elektronik cihazlar çevreye sandığımızdan çok daha fazla zarar verebiliyor. Günümüzde ömürleri hızla dolan elektrikli ve elektronik malzemeler insanlığın yepyeni bir çöp türüyle karşı karşıya kalmasına neden oldu: E-atıklar.

Gelişen teknolojiyle birlikte hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen elektrikli ve elektronik cihazlar çevreye sandığımızdan çok daha fazla zarar verebiliyor. Günümüzde ömürleri hızla dolan elektrikli ve elektronik malzemeler insanlığın yepyeni bir çöp türüyle karşı karşıya kalmasına neden oldu: E-atıklar. Adından anlaşılacağı üzere E-atıklar, elektronik aletlerin ekonomik kullanım süresinin tamamlamasıyla ortaya çıkan atıklardır.

İngilizcede WEEE (Waste Electrical and Electronic Equipment), Türkçede ise AEEE (Atık Elektrikli Elektronik Eşya) olarak kısaltılan bu terim, kullanım ömrünü tamamlamış olan, içerisinde bir veya daha fazla elektrik iletim elemanı bulunduran ürünlere verilen addır. Zararlı maddeler içerdiklerinden dolayı e-atıklar, dünyada gittikçe büyüyen bir sorun haline gelmiştir. Bu sorunun çözümü için gerek ulusal gerek uluslararası ölçekte çeşitli yükümlülükler bulunmaktadır.

Her ne kadar kapsamı kesin olmasa da elektronik atıklar denilince akla; bozuk, kırık, tamir edilemez olarak görülen veri işleme, telekomünikasyon, iş eğlence veya ev için kullanılan araç gereçler gelir. Bu araç gereçler beyaz eşyaların yanı sıra, elektrik süpürgesi, tost makinesi, TV, bilgisayar, yazıcı, telefon, faks, fotokopi makinaları, monitörler, DVD, VCR, kameralar ve florasan ampuller, entegre devreler, yarı iletkenler, baskılı devreler, algılayıcılar, kablolar, MP3, tıbbi cihazlar gibi alet ve ekipmanlar olabilir.

Teknolojik gelişmeler sayesinde dünyanın en büyük ve hızlı büyüyen üretim sanayisi haline gelen elektrik elektronik sektörü, e-atık hacminin de genişlemesine neden oldu. E-atık ürünlerini en çok hızla demode olup tüketilen elektronik cihazlar oluşturuyor. E-atıklar, doğru yolla geri kazanılmadığında veya yok edilmediğinde yalnızca doğayı kirletmekle kalmıyor aynı zamanda insan sağlığını da oldukça olumsuz etkileyebiliyor.

İçerdikleri ağır metaller (kurşun, cıva, fosfor, bromlu alev geciktiriciler vb.) doğru tekniklerle ve dikkatli bir şekilde işlendiğinde ise çevre veya sağlık için bir soruna yol açmıyor. Ancak gerekli güvenlik önlemlerini almadan yapılan işlemler, birinci derecede atığı işleyen kişiler ve işleme ortamındaki toprak ve yer altı suları için tehlikeli yan etkilere yol açmaktadır.

Dünyada ve Türkiye’de E-atık Sorunu

Birleşmiş Milletler’in 2014’te hazırladığı e-atık izleme raporuna göre dünyada yıllık yaklaşık 42 milyon ton elektronik atık üretildiği ortaya çıktı. ABD yıllık 7 milyon ton ile başı çekerken, 6 milyon ile Çin ve 2,2 milyon ile Japonya onu takip ediyor. Türkiye ise 503 bin ton ile dünyada 17. sırada yer alıyor.

Bir ülkenin refah seviyesiyle ile doğru orantılı olarak artan yıllık e-atık üretimi, kişi başına düşen milli gelirin yüksek olduğu Norveç ve İsviçre gibi ülkelerde kişi başına 29 kg’lara kadar çıkabiliyor. Türkiye’de ise kişi başı yıllık 6,5 kg e-atık üretiliyor.

E-atık sorununu anlamak için üretim oranlarına bakmak tek başına yeterli değil. Geri dönüşüm oranları da bu atıkların verimli kullanılıp kullanılmadığını gösteren önemli bir etken. Bu oranlara bakacak olursak dünyada en iyi geri dönüşüm oranı yüzde 62,6 ile İsveç’tedir. ABD’de yüzde 14, Çin’de yüzde 21, Japonya’da yüzde 23 olan oran Türkiye’de ise yaklaşık yüzde 5’tir.

Buna göre, yıllık e-atık oranı çok yüksek olan İsveç bu atıkların çoğunu geri dönüşüme sokarak, e-atıkların yalnızca yüzde 5’ini dönüştüren Türkiye’ye oranla daha az kirliliğe sebep olmuş oluyor.

Yükümlülükler ve Alınması Gereken Önlemler

Yapılması gereken şeylerin en başında son kullanıcının ömrünü tamamlamış olan e-atıkların geri dönüşüme göndermesi geliyor. Geri dönüşüm yerine yer altına inen ürünler hem doğaya hem ekonomiye zarar veriyor.

Örneğin bir buzdolabının geri kazanımı, doğada 250 kg karbondioksit eşdeğeri sera gazını önleyebiliyor. Bunun yanında hepimizin kullandığı cep telefonlarında altın ve gümüş gibi kıymetli maddelerin olması, e-atıkların ulusal bir servet olduğunu gösteriyor.

Bozulmuş, kırılmış veya modası geçmiş cep telefonlarını evin bir köşesinde tutarak kendi sağlığımızı tehlikeye atmaktansa veya çöpe atarak çevreye zarar vermektense geri dönüşüme sokmamız önemli. Zira uzun yıllar kullanılmayarak bekletilen bu tür ürünlerin içerisinde bulunan toksik maddeler iklimsel değişikliklere (ısı vb.) maruz kalmakta ve/veya bekletildikleri yerlerde herhangi bir darbe karşısında kırılıp parçalanmaları sonucunda bulundukları ortamlarda sakıncalar yaratabiliyorlar.

Ürünlerin içerisinde bulunan pillerin bir süre sonra bozularak akması ve florasan lambanın aldığı fiziksel darbe sonrasında kırılması sonucunda içindeki kimyasalın çevreye zarar vermesi, bu durumlara örnek olarak gösterilebilir. Buna karşılık, geri dönüşümle birlikte doğal kaynaklar korunmuş, enerji tasarrufu sağlanmış, e-atık miktarını azaltmış ve geleceğe yatırım yapılmış olur.

Kaynak: voltimum

Bu yazımızı okuyan 1.379. takipçimizsiniz.

Hüseyin Selimli

1984 Sivas,Gürün doğumlu.Eğitim hayatını Hatay da tamamladı. Hatay Mustafa Kemal üniversitesi Endüstriyel Elektronik bölümü mezunu.Demir Çelik, Enerji ve Maden sektöründe faaliyet gösteriyor. Evli ve 2 çocuk babası.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir