Yegâne Gerçek Hakk

İnsanoğlunun var olduğu günden günümüze kadar seyreden  tarihine kısaca göz atacak olursak karşımıza iki kavramın birbiriyle süregelen mücadelesinin varlığına şahit olacağız bu mücadeleyi yürüten kavramları açıklayacak olursak bunlar;hakk ve batıl diye adlandırdığımız kavramlardır. Hakk;her zaman her yerde ve her ne şekilde olursa olsun doğru,gerçek olandır.Batıl;her zaman ve her yerde ne olursa olsun geçerliliği olmayan yani yanlıştır.İnsanlık tarihi, bu unsurların birbirlerine üstün gelmek için durmadan çarpıştıklarını bize apaçık göstermektedir.

Tarihin seyrine baktığımızda kimi zaman hakk,bâtıla galebe çalmış kimi zamanda batıl hakk karşısında güçlü konuma ulaşmıştır ;ama bu aşamada dikkat çekilmesi gereken nokta hakk üstün olduğunda,yeryüzüne hakim kılındığı zaman dünya barış,esenlik,huzur ve bollukla dolu bir görünüm kazanmış,insanlar daha duyarlı ve içten olmuş;ancak bâtılın fikri hakimiyeti çeşitli güç odaklarını ele geçirmesiyle yeryüzü kana bulanmış hiç bir suçu olmayan insanlar bir avuç dolar,petrol için katledilmişlerdir. Bu merhalede şu soruyu sorabilirsiniz madem hakk huzur ve refah getiriyor ve hakk diye bir şeyin gerçek olduğunu söylüyorsunuz o halde neden insanlar iki gruba ayrılmış kimisi hakkın kimisi batılın yanında diye? Bu sorunun cevabı aslında çok açık, bâtıla meyletmiş insanlar bu ideolojiyi, fikri savunurken kendilerine göre hakk olanı savunuyorlar onlara göre hakk olan ilahi nizam değil, beşeri nizamı gerçekleştirmektir. Onlar yeryüzünde tüm insanlığın saadete ereceğinin bir hayal olduğunu bu nedenle tüm insanlığın değil sadece seçilmiş bireylerin mutluluğu için çalışırlar,buna inanırlar bu düzen onlara göre hakk olan düzendir aksi olan düşünceler sistemler onlar için birer tehdit unsurudur ve yok edilmesi gereklidir.Hakk Batıl konusunda çeşitli düşünceler içinde kalabilirsiniz bu düşüncelerden kurtulmak için hangi fikriyatı benimsiyorsanız onu iyi bir şekilde sağlam kaynaklardan öğrenmelisiniz.Aklınıza şöyle bir sual daha gelebilir; hakk gerçek ,doğru,ilahi olan madem böyle neden günümüzde de beşer olan ,yanlış,sapıtmış olan batılın karşısında üstün güç konumunda değil yeryüzü neden kan gölü içinde ? Bu suale şöyle cevap vermeye çalışayım günümüzde ve geçmiş devirlerde insanlar yaratılış itibariyle nefislerine aldanmış ilahi nizamı reddetmiş,nefsine hoş gelen,beşeri,bir yapay nizam oluşturmaya çalışmış bu da batıl denen kavramın var olmasına güçlü konuma gelmesine ortam hazırlamıştır insanlar biz demeyi unutup hep ben demeye başlamış ancak sadece bu, batılın bu kadar güçlü konuma gelmesinde etkili değildir bu unsuru bu denli kuvvetli kılan maalesef hakkın taraftarlığını üstlenen bu uğurda yola çıkarken müthiş gayret sarf edip sonraları makam ,kadın,para uğruna bu yoldan çıkan zamanın naylon mücahidlerinin hakk kavramını yozlaştırmasıyla da gerçekleşmiştir zira yeni nesle sabretmek boyun eğmekle eş değer olarak öğretilmiş ,gençler ve naylon mücahidler sabretmeyi artık boyun eğmek olarak nitelemeye başlamıştır; ancak gerçek olan ve bizlere öğretilen sabır boyun eğmek değil mücadele etmektir biz inanıyoruz ki tüm bu olumsuzluklara rağmen hakk batıla tekrar ve sonsuza değin sürecek bir galebe çalacak ve yer yüzü yeniden hasret kaldığı değerlere; huzura,mutluluğa,refaha kavuşacak bunu neye dayanarak söylüyorsun diyenlere cevap veriyorum Rabbimiz yüce kitabında isra suresi 81. ayetinde buyuruyor ki Hakk gelecek batıl zail (yok) olacak zira batıl yok olmaya mahkumdur.

Biz inanıyoruz ki çizmenin hakimiyeti geçici kalemin hakimiyeti bakidir ne mutlu hakkı hakk bilip bu uğurda yılmadan yıkılmadan mücadele edenlere ne mutlu kendini cennetten ucuza satmayan insanlara selam onların üzerine olsun yeni doğacak olan güneş tüm aydınlık ve bereketiyle onların üzerine doğmak için gün sayıyor .Merhum Akif’in dediği gibi yarın elbet bizim, elbet bizimdir gün doğmuş gün batmış ebed bizimdir.(fî emanillaâh)

Tâha Celâl KOVALAR