Prison Break 1.Sezon ‘Büyük Kaçış’
Lost; en son izlediğim yabancı diziydi.Bu Amerikan Dizisini izledikten sonra her yönüyle düşünüp bu kadar iyi bir dizi yoktur demiştim.Lakin,bir şeyi gözden kaçırmışım:”Prison Break”.İlk sezonunu izlediğim bu dizi hakkındaki bilgi,kısa özet ve yorumlama niteliğindeki bu yazımı sizlerle paylaşmak istedim. Büyük Kaçış (Prison Break),2005 yılı yayınlanmaya başlayan , Amerika’da kısa süre içerisinde büyük reytinglere imza atan kaliteli bir dizi.
İlk sezonu 2005 yılında yayınlandıktan sonra, devamı 2006-2007-2008 yıllarında 2. ve 3. Sezonuyla gelmiştir.Son sezonu (4.sezon) 2009 yılında oynanıp,dizi final yapmıştır.2009 yılında ülkemizde de yayınlanmaya başlanmış tır.Başrollerini; “Dominic Purcell,Wentworth Miller,Amaury Nolasco,Wade Williams”ın paylaştığı aksiyonik ve heyecan verici dizinin senaryo yazarı “Paul T.Scheuring” ve yönetmen “Junie Lowry Johnson” ayakta alkışlanacak yapımcılardır.
Büyük Kaçış’ın ilk sezonunda bağlantılı olaylara yer verilmiştir.Dizi,hapse giren ve idamına 3 hafta kalan masum bir insanın,zeki kardeşi tarafından kurtarılması üzerine kurgulanmış.İlk sezon tamamen “Fox Rıver” adlı hapishanede geçiyor.Başrolü üstlenen Micheal Scofield(W.Miller),Başkan Yardımcısının kardeşini öldürdüğü iddia edilen abisi Lincoln Burrows(D.Purcell)’u kurtarmak için çok uzun süreli ve yoğun planlar yapıyor.Daha sonra bir banka soygunuyla,Burrows’un bulunduğu hapishane(Fox Rıver)’ye gönderiliyor.
Kısa süre içerisinde mahkumlar ve gardiyanlar arasında denge kuruyor ve zeki olduğunu ispat ediyor.”Fish”(Balık) diye lakap takılan Scofield kaçış planını uygulamaya başlıyor.Plan uygulama aşamasında birçok cinayet,intihar ve işkenceye tanıklık ediyor.Irkçı olaylara da değinilen dizide,kaçış planı;Scofield’in hücre arkadaşı Fernando Sucre (Amaury Nolasco) ve kaçış planında yardım eden 5 kişinin de katılmasıyla gerçekleşiyor.
Hapishane’nin dizayn planını üstüne döğme olarak yaptıran Scofield’in liderliğinde ve revirde görev yapan Dr.Sara Tancredi(Wade Williams)’nin de yardımıyla 8 kişinin kaçışı anlatılıyor.İnanılmaz kaçış planı başarıyla sonuçlanıyor.Ama döğmedeki planlar sadece kaçış planı değildi.Aynı zamanda kaçtıktan sonra yapacakları her şeyin gizli olduğu noktalardır.Kaçış sonrasındaki planlar ve olaylarla diğer sezonlarda karşılaşacağız.
Büyük yankı uyandıran bu dizide geçen güzel sözleri de sizinle paylaşmak isterim.”Dünyada görmek istediğin değişimin parçası ol” sözü alıntı yapılarak, bizlere Gandhi anımsatılıyor.Ayrıca “Herkes er ya da geç bir yerlerden döner” ve “Arkadaşlarını yakınında,düşmanlarını yanında tut” sözleri gerçekten ilgi çekiciydi.
Oyuncuları, kamera çekimleri, seçkin müzikleri ve olağanüstü senaryosuyla izleyicileri kendine hayran bıraktıran bir dizi.Zamanı ve merakı olan herkese tavsiye ederim… Mahir Çelik
.jpg)
WANTED THE FOX RIVER 8…
Lost dizisine başlamıştım fakat devam etme fırsatım olmadı 🙂 Her zaman ki gibi. Prison Break, gerçekten Mahir kardeşimizin kaleme aldığı yazıda belirttiği üzere iyi kurgulanmış bir dizi. Senaryo, yönetmenlik, oyunculuk ve müzikler harika. Hapishane hayatı, suç ve ceza, gardiyanlar, mahkumlar, dostluk, arkadaşlık, aile, kardeş sevgisi, aşk, inanç, siyaset, politika, zeka, kararlılık vb kavramların ele alındığı dizi gerçekten çok hoş. Dizi hakkında bilgiler bu kadar Şu an 2.Sezon 5.bölümdeyim. 🙂 gerçekten harika. Televizyonda maç veya başka diziler izleyip, arkadaşlarınızla lak lak yapmaktan ise, gününüzün belli zamanında 1-2 bölüm izleyebilirsiniz. Her bölüm 45 dk. Mahir kardeşimize yazısından dolayı teşekkür ederim. Bu arada dizide izleyenlerin karşılaştığı dizideki hatalar ve güzellikleri burada paylaşırlarsa güzel olur.
Lostun çekilen tüm bölümlerini izledim.Prison break e de yeni başladım… diyebilirim ki bu dizi losttan daha güzel…
sanırım 2.sezondaydı nehirde çekilen bir sahnede kameraya sadece bir su damlacağı iz bıraktı.onun haricinde bir şey gözüme çarpmadı benim.bir de başkan yardımcısının demeç verirken,suyu bardaga koyarak değilde pet siseyi dikerek icmesi biraz abes bir davranıstı.ama hata denilemez.3.sezonun sonlarına kadar simdilik bu kadar gördüm.
Malumunuz uzere dikkat çeken bir diğier hususta dizide hiç absurt sahne olmamasıdır.Bu özelliği dizinin her kesimden her yaştan insanın seyretmesine olanak kılıyor.Benim ilk diziyl tanışmam cocuğumun gelip baba ben boyle bir yabancı dızı ızlıyorum gel sende bak demesıyle oldu.Aslında hıc hoşlanmam amerıkan fılımlerınden lakın ben cocuğuma uygun olmayan bır sahne olursa ızlemesını yasaklayayım dıye ızledım, gelın gorun kı hayranı olduk aılecek…Universitede yeni bir tartışma ortam bıle açtım diyebilrim.Akdemisyen arkadaşlarla toplanıp ızlmeyı bıle duşunduk tekrardan..selamlar
eline sağlık kardeşim.ama hakkaten bu dizi muhteşem ötesi.
7’DEN 70’E HERKESİN İZLEYECEĞİ BİR DİZİ…
Kocaeli Üniversitesi’nden yazan saygıdeğer hocam izlediğiniz bölüm belki temiz olabilir ama hapishane hayatını anlattığı için birçok suçun işlenişi ile alakalı yaklaşık 85 bölümünün birçoğunda uygunsuz sahne olmasa bile birçok argo kelime duyabilirsiniz. Ayrıca çocuğunuz dizinin en masum gibi gözüken başrol oyuncusu Scofield’e özenebilir ki bu bile pek iç açıcı bir durum değil. Polat Alemdar’dan daha kötü olabilir. 🙂
T-Bag ve diğerlerinden bahsetmiyoruz bile. 🙂