Payitaht AbdülHamid Son Bölüm – Değerlendirme

Payitaht AbdülHamid Dizisi Değerlendirme

24 Şubat 2017 Cuma günü TRT1’de yayınlanmaya başlayan, Osmanlı Devleti’nin 34. Padişahı Sultan II. Abdülhamid Han Hazretlerinin 33 yıllık saltanatının son 13 yılındaki hayatını merkeze alarak 1896-1909 yılları arasında Osmanlı ve Dünya siyasetini, İslam Birliği (Halifelik) ve Osmanlı Devleti’nin karşısındaki İngiltere ve Avrupa ülkeleri, Siyonistler ve bunların Osmanlı Devleti içerisindeki uzantılarına karşı verilen mücadeleleri, devlet ricalinin ve toplumun aile ve sosyal hayatını izleyicilere aktaran tarihi kurgu türündeki TV dizisi.

“Tarih değil, hatalar tekerrür ediyor.” diyen AbdülHamid-i Sani Hazretlerinin bizi uyardığı üzere hatalarımızdan ders alıp, tarihimizi okuyarak, izleyerek ülkemiz başta olmak üzere, İslam alemi ve tüm insanlık için iyilik ve hayırlar yapmaya gayret edelim inşallah.

Neden Payitaht neden II.Abdulhamid?

Payitaht, tahtın ayakları (nın bastığı yer), yöneticinin yani padişahlık makamının, sarayın bulunduğu şehir, başkent, İstanbul manasındadır. Fethin akabinde İstanbul, 1453’ten 1922 yılına kadar Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmıştır.

AbdulHamid, el-Hamid’in kulu demektir. El-Hamid ise hamda, övgüye EN layık olan manası ile Allah’ın (cc) isimlerindendir. Aynı zamanda Peygamberimiz Hazreti MuHaMmeD (sav)’in de örnek yaşantısı ve seçilmişliği ile övgüye layık olmasın dolayı, Mustafa, MaHMuD (MeHMeD), AHMeD gibi diğer bir ismi de HaMiD’dir.

Dizide Osmanlı Devleti’nin 27. Padişahı Sultan I. Abdülhamid değil 34. Padişahı Sultan II. Abdülhamid (ks) konu edinilmiştir lakin ikinci (II.) ibaresi konmamıştır. Normalde ilk olanlarda I. İbaresi açık kullanılmazken, Abdülhamid isminde I. İbaresi yazılır, sadece Abdülhamid yazılınca ise II. Abdülhamid Han, AbdülHamid-i Sani akla gelir. Ne yazık ki bazılarının aklına da ‘Kızıl Sultan’ gelmiyor değildir.

Dizinin adının sadece “Payitaht” veya sadece “Sultan Abdülhamid” olmamasının nedeni isim hakları olabileceği gibi, serinin devamı gelebileceği için de olabilir. Türbesi Türkiye’de olmayan tek padişaha bir vefa için Payitaht: Vahideddin de çekilebilir. Tarihimizi bizlere anlatırken, bir zamanlar başkentin İstanbul olduğunun da akılda kalması için böyle bir isim seçilmiş olabilir.

Bir de D/T hususu var. Bir zamanlar “Aman Arap oluruz… Tekrar ‘Dinci’ oluruz” korkusu ile isimlerin sonunda D kullanılması yasak olup T kullanılıyordu. Asıl yazılışı Muhammed, Mehmed, Abdülhamid olan isimler Muhammet, Mehmet, Abdülhamit şeklinde yazılıyordu. “Ne olacak canım?” diyebilirsiniz. İsterseniz isminizin bir harfini değiştirip deneyin ne oluyor. Gerçi ismin öneminden ziyade daha önemli olan o isme layık yaşamak. Dizi yapım ekibine bu ince hassasiyet için ayrıca teşekkürler.

Yapım ekibi deyince Payitaht Abdülhamid dizisinin yapımcılığını Yusuf Esenkal ve Serdar Öğretici’nin sahibi olduğu ES FİLM üstleniyor. ABD’de yüksek lisans yaptıktan sonra THY, SONY, WB gibi büyük şirketlerin projelerinde görev almalarının yanısıra Filinta (2014), Zeyrek ile Çeyrek (2015), Payitaht: Abdülhamid (2017), İsimsizler (2017), Osmanlı Subayı (The Ottoman Lieutenant) (2017) adlı projelerin de yapımcılıklarını üstlenmişlerdir. ‘Tarihe ve adalete duyarlı’ olan bu insanların amaçları ‘iz bırakabilmek’. Bir de devlete ve millete hizmeti görev bilmiş olabilirler.

“Tarihteki gerçek şahsiyetler ve olaylardan ilham alınarak hazırlanmıştır.” ibaresinden sonra başlayan giriş jeneriğindeki hüzünlü ve tempolu müziğin üzerine hilal ve yıldız, gül veya gelincik yaprakları, barışın güvercini ve savaşın bombaları, atlı askerin şaha kalkışı, bulutlar arasında şimşekler, bayrak ve askerler, harita ve son olarak Osmanlı armasının harika animasyonu serpilmiş.

Uğur Uzunok ve Osman Bodur’un senaryosunu yazdığı, Serdar Akar’ın yönetmenliğini Sami Saydan’ın da görüntü yönetmenliğini yaptığı dizinin müzikleri de Yıldıray Gürgen’in imzasını taşıyor.

Dizinin danışmanları ise Sultan II. Abdülhamid’in torunlarından Orhan Osmanoğlu’nun seçilmesi çok güzel ve önemli bir incelik. Ayrıca Azmi Özcan, Naci Yorulmaz ve Serdar Kayabaşı da danışman heyetinin değerli üyeleri.

Oyuncular:

Sultan Abdülhamid – Bülent İnal (Azad, Kurşun Yarası, Cenneti Beklerken, Ihlamurlar Altında, Son Destan)

Bidâr Kadınefendi – Özlem Conker (Karagül, Ömre Bedel)

Seniha Sultan – Selen Öztürk (Muhteşem Yüzyıl)

Mahmud Paşa – Hakan Boyav (Kurtlar Vadisi)

Kolağası Celal – Umut Kurt (Çanakkale Yolun Sonu, Beni Böyle Sev)

Tahsin Paşa – Bahadır Yenişehirlioğlu (Sevda Kuşun Kanadında)

Theodor Herzl – Saygın Soysal (Muhteşem Yüzyıl)

Emanuel Karasu – Ali Nuri Türkoğlu (Suda Balık)

Hiram – Barkan Şal (Behzat Ç)

Yusuf – İbrahim Kendirci (Kavak Yelleri)

Ömer – Akın Akınözü (Azrail)

Melike (Ahsen) – Ezgi Eyüboğlu (Muhteşem Yüzyıl)

Şehzade Abdülkadir – Can Sipahi

Hatice Sultan – Gözde Kaya

Prens Sabahaddin –  Kaan Turgut

Görsel efektler (DigiFlame) ve kurgu başarılı olsa da yeşil perde (green -blue- box) üzerine biraz daha çalışmak gerekebilir. Dizinin dünya genelindeki satışı için 3-6 Nisan’da Fransa’da düzenlenecek olan MIPTV 2017’ye “The Last Emperor (Son İmparator)” olarak katılacak. Lakin dizinin ilk bölümünde Siyonistlere giydirmeye başlayınca, Siyonistlerin elinde olan Sinema ve TV sektöründe yer bulmak zor. Bağımsız yapımcı ve kanallar olursa belki Azerbaycan, Bosna Hersek, Suudi Arabistan, Katar, Pakistan, Hindistan, Orta Doğudaki bazı ülkeler ve Rusya tarafından alınabilir, inşallah da olabildiğince çok izleyiciye ulaşır. Gerçi Siyonistler mevcut durumu yok etmekten ziyade kendi lehlerine kullanmayı severler. O yüzden Avrupa’da da belki satın alıp, yayınlayanlar olur. Bu arada “Son İmparator” yerine “Son Sultan” olsa daha mı iyi olurdu? İmparator ve Sultan’ın farkını onların da anlamasına katkıda bulunulmuş olunurdu. Bir diğer husus da yapımcı firma ES FİLM hem MIP’e katılmadan önce hem de bundan sonrası için web sitesine (http://www.esfilm.com.tr) Payitaht AbdülHamid’i de ekleyip, İngilizce ve Arapça olarak da güncellerse yararlı olacaktır inşallah.

Bu arada bu güzel yapımın bizlere ulaştırılmasında emeği geçen yapımcıya ve tüm yapım ekibine teşekkürler, ayrıca amcamın kayınbiraderi Ömer Özalp ağabey ve kardeşlerinin sahibi olduğu Gezer Ayakkabı’ya (http://www.gezer.com) da bu projeye sponsor olduğu için Allah razı olsun diyorum.

Başarılı bir senaryo yazmak, bunu yönetmek ve tüm bunların yapımcılığını üstlenmek çok zor işler. Değil 130 dakika, 1 dakikasını bile hazırlamak inanın çok vakit alan, yüzlerce kişinin görev aldığı büyük bir emek işi. Bu tarz zor projeleri hayata geçirirken tabii ki hatalar olabiliyor.

54 yaşındaki padişahın saç ve sakallarında beyazlar biraz daha beyazlar olabileceği, halkı selamlarken bastonunu sol elle tutup, sağ elle selamlaması gerektiği gibi hususlardaki eleştirilerimizi de projenin her bölümünün daha iyi olması için yapım ekibiyle ve siz okuyucularımızla paylaşacağız inşallah. Aşağıda ilgili bölümleri izleyebileceğiniz ve değerlendirmelerimizi okuyabileceğiniz bağlantıları paylaşıyorum. Takip edip, sizler de yorumlarınızı bizlerle paylaşabilirsiniz.

Selam ve dua ile,

Talha ÇELİK

@TalhaCelik

Fragman:

Bu yazımızı okuyan 2.022. takipçimizsiniz.

e-Kalem

Bilgisayar & Internet, Sinema, Din, Yaşam ve Gündemdeki konular hakkında kendi düşüncelerini yazmaya çalışmaktadır. GençYolcu.com'da ve e-Kalem.com'da yönetici ve editör olarak görev yapmaktadır. Değerli yorumlarınızı sayfaların alt kısmından bizlere ve tüm okuyucularımıza ulaştırdığınız için teşekkür ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir