Hurda İndiriminde Geri Sayım Başladı Gibi!

1 Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, elektrikli araçların teşviki için emniyet, posta teşkilatı gibi bazı kamu filolarının öncelikle elektrikli araç kullanımına geçebileceğini belirterek, ”Müşteri potansiyeli öncelikle kamuda oluşturulabilir” dedi. Fuarda Renault’nun elektrikli aracı ”Renault Kangoo BE BOP Z.E”nin test sürüşüne katılan, sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Ergün, aracın çok sessiz çalıştığını, motor sesinin duyulmadığını kaydetti.

Bakan Ergün, Türkiye’de otomobillerde özel tüketim vergisinin son derece yüksek olduğunu dile getirerek, dünyada çevreye duyarlı araçlarda vergilerin düşük olması yönünde bir eğilim olduğunu, elektrikli araçların, çevreye en duyarlı araçlar olduğunu ve bu araçlarda karbondioksit salınım gazının sıfır olduğunu ifade etti.

Bu tür araçların Türkiye’de de desteklenmesi gerektiğini ve bu araçlarda vergi avantajı olacağını kaydeden Bakan Ergün, şunları söyledi:

”Bunların teşviki için bazı kamu filolarının, öncelikle şehir içinde araç kullanan emniyet teşkilatının belli araçları veya posta teşkilatının belli araçları, elektrikli araç kullanımına geçebilir. Müşteri potansiyeli öncelikle kamuda oluşturulabilir. Bazı küçük ülkeler, coğrafyaları daha küçük ülkeler, şehirlerarası yolculuk bile 40-50, 100 kilometreyi geçmeyen ülkeler var. Bunlar için çok daha cazip bu elektrikli araçlar… Onlar öncelikle bu araçların kullanımına yönelebilirler.

Şu anda 160 kilometrelik bir mesafeyi akü şarjıyla gidip gelebiliyorsun. Sabahtan evinden işine, işinden evine giden bir insan için bu son derece ideal bir şey. Şehir içinde günlük dolaşımını yapan birisi için ya da yakın mesafelere gidip gelen için son derece elverişli bir araç. Ancak şehirlerarası yolculuklarda şarj istasyonlarına ihtiyaç olacaktır. İşte bu istasyonlarla ilgili dünyanın her yerinde çalışmalar yapılıyor. Şu anda dünyada herkes iş birliğine yöneliyor. İngiltere’de belediye ve merkezi yönetim iş birliğine gidiyor, enerji dağıtım şirketleri iş birliği yapıyor. Aynı şeyler biz de de olacak. Yerel yönetimlerle merkezi yönetimlerin bazı unsurları karayolları, emniyet genel müdürlüğü, trafik işleri, enerji dağıtım firmaları…”

Sistemin bazı desteklerle kısa zamanda yaygınlaşabileceğine değinen Ergün, elektrikli araçların yaygınlaşmasına yönelik dünyada bir eğilimin olduğunu bildirdi.

Bakan Ergün, daha önceleri dünyada hibrid araç çalışmalarının devam ettiğini anımsatarak, hibrid araçlarının piyasada istenilen seviyede yer almadığını ve artık hibrid araçların yerini elektrikli araçların almaya başladığını anlattı.

Elektrikli araçların hibrid araçlardan daha hızlı bir şekilde piyasada yer alma imkanına sahip olacağını ifade eden Ergun, Türkiye’nin, Renault’nun bu modeliyle böyle bir üretimi başlatıp dünyaya hızlı bir şekilde satılmasını diledi.

Türkiye’deki elektrikli araç kullanımının, vergi düzenlemeleriyle en az yüzde 20-25 fiyat avantajına sahip olabileceğini, bunun da bu tip araçların kullanımını teşvik edebileceğini belirten Bakan Ergün, Türkiye’de eski araçların motorlu taşıtlar vergisinin düşük, yeni araçların motorlu taşıtlar vergisinin yüksek olması gibi ”ters bir durum” yaşandığını da dile getirdi.

”Eski araçların kullanımını teşvik eden bir vergi düzenlememiz var ama bunun toplumsal dayanakları var. Uzun yıllardır aracını kullanan, bir şekilde araba sahibi olmuş ama bunu değiştirmek için imkanlara henüz sahip olmayan kişileri düşünerek bunu yapıyorsunuz” diyen Ergün, bu kesime yönelik daha düşük faizli, daha uzun vadeli finansman imkanları oluşturarak sistemi tersine çevirmek gerektiğini anlattı.

Ergün 16 yaşın üzerindeki araçların hızlı şekilde piyasadan nasıl çekilebileceğine ilişkin yoğun bir çalışmanın da sürdüğüne dikkat çekerek, ”Ben çok uzayacağını düşünmüyorum. Türkiye, elektrikli araçlardaki vergi oranlarının daha düşük, dizel ve benzinli araçlardaki vergi oranlarının daha yüksek olduğu bir noktaya 5 yıl içinde gelebilir” dedi.

Nihat Ergun, Türkiye’de elektrikli araçların kullanımına ilişkin teşviklerle insanları bu araçları kullanmaya yöneltebileceklerini dile getirerek, bu konuda insanları zorlamanın yerine teşviklerle bunu yapmanın gerektiğini vurguladı.

Vergi gelirinin piyasanın gelişmesiyle beraber gelişen bir olay olduğunu anlatan Ergun, vergi tahsilatıyla ekonomik gelişme arasında yakın alaka olduğunu ve vergi oranlarını düşürmenin vergi tahsilatını azaltmayacağını söyledi.

Bakan Ergun, iktisadi gelişmelerin belli bir seviyeye geldiği noktada vergi indirimlerinin yapılabileceğini belirterek, şunları kaydetti:

”Hem piyasayı bir kere daha canlandırır, sermaye birikimine imkan verirsiniz, tüketim gücüne destek vermiş olursunuz. O sermaye birikimi yeni yatırımların yapılmasına, o tüketim gücünün artması, yeni ihtiyaçların ortaya çıkmasına yol açar. O alışveriş, sizin yeni bir vergi potansiyeline ulaşmanıza imkan verir. Hiç aklınıza gelmeyen bir vergi potansiyeli doğmuş olur. Ekonominin böyle kimsenin hayal edemediği, devletin karşısına çıkardığı fırsatlar var. Nasıl bireylerin karşısına fırsatlar çıkartıyorsa, devletin karşısına da ekonomik fırsatlar çıkartıyor ve oradan vergi alıyorsunuz.

Şimdi cep telefonu kullanımı bizim toplumun en çok hoşuna giden şey, cep telefonunu icat edenler bile bizim kadar kullanmıyorlar, acayip kullanıyoruz. Bakın 3G teknolojisine geçeli bir- 1,5 ay oldu. Ama 3G’ye bir kaç sene önce geçenlerden daha fazla biz bu 1,5 ay içinde kullanım gerçekleştirdiğimiz yerler var. Ne oluyor büyük bir tüketim alanı ortaya çıkıyor. Bu tüketim alanı aslında size bir vergi alanı ortaya çıkartıyor. Hiç olmadık, akla gelmedik bir alan burası şimdi. Toplumun bir yönü şimdi yeni bir vergi alanı otaya çıkarıyor.”

-PEUGEOT, CHERY-

Bir gazetecinin ”Dünkü basın toplantısında Çinli Chery firmasının bir Türk ortaklıkla Türkiye’de 500 milyon dolarlık yatırım kararı aldığını söylediğini” hatırlatması üzerine Ergün, ”Bunlar bir finansman modeliyle, kademeli finansman modeliyle bu sistemi gerçekleştiriyorlar. Başka ortaklık da yapabilirler. Yani ‘Mermerler’ kendisi yüzde 50 ortak olabilir, başka ortaklar bulabilirler. Ben onların ortaklık yapısının ne olacağını bilemem. Önemli olan şu Türkiye’de yeni bir yatırımın olacak olması Türkiye’nin önümüzdeki orta vadede 2 milyon otomobil hedefine ulaşacak bir otomobil üretim merkezi haline gelmesi bunu çeşitlendirmesi, değişik modellerde olması…” karşılığını verdi.

Çinli Chery’nin Turkiye’yi bir cazibe merkezi olarak gördüğüne değinen Ergün, şunları ifade etti:

”Herhalde 500 milyon dolarlık bir yatırımı hesap eden birisinin parasını çöpe atacak hali yok. Gelecek burada… Avrupa pazarlarına ve dünya pazarlarına açılmak için daha fırsat yaratan bir yer olduğunu düşündüğü için buraya geliyor. Rakamlar onların işi, kaç ortak yaparlar, yüzde 75’ini mi, yüzde 25’ini mi yaparlar. Adamlar yatırım başvurusunda bulundular, yer arayışına girdiler. 250 milyon doların üstünde bir otomotiv yatırımı olduğuna göre yeni teşvik sisteminden sektörel teşviklerden yararlanabilirler.

Onlar da Marmara Bölgesi, Sakarya civarında düşünüyorlar. Marmara bölgesinde bir kümelenme oluşmuş doğal olarak Bursa, Kocaeli, İstanbul, Adapazarı, işte Eskişehir’i de oraya yakın bir bölge olarak sayın. Artık böyle bir çerçevenin içerisinde otomotiv sektörünün Türkiye içerisindeki ağırlık merkezi belli olmuştur. Bu Marmara Bölgesi’dir, gene yatırımlar oraya çekiliyor. Peugeot’nun Türkiye’de yatırım düşünceleri var. Peugeot’da henüz yatırım fikrinden vazgeçmiş değil. Dünyadaki ve Avrupa’daki gelişmeleri takip ediyor. Uygun bir zaman olduğunu düşünüyorsa o da Türkiye’yi bir cazibe merkezi yatırım üssü olarak görecektir.”

Ergün, kendisinin Peugeot’la bu konuyu görüşmediğini, Peugeot’nun yatırım düşüncesinin daha eski olduğunu da sözlerine ekledi.

Bu arada Bakan Ergün, elektrikli otomobil hakkında Oyak Renault Genel Müdürü Tarık Tunalıoğlu’ndan bilgi aldı.

Sanayi Bakanı Nihat Ergün: “16 yaşın üzerindeki araçları piyasadan hızlı bir şekilde nasıl çekebiliriz? Çok uzayacağını düşünmüyorum…”
Bu yazımızı okuyan 866. takipçimizsiniz.

Barış Erkuş

1977 Bursa'da doğumlu. İlk, Orta ve Lise eğitimini Bursa'da tamamladı. Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektronik Mühendisliği Bölümü Lisans mezunu. Aynı üniversitenin Makine Mühendisliği Otomotiv A.B.D.'ında yüksek lisans ve doktora derecelerini almıştır. Halen Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü'nde öğretim üyesi olarak çalışma hayatına devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir