Gençlik Sorunları ve Çözüm Yolları

Gençlik¸ çocukluk ile erişkinliği bağlayan bir köprüdür. Genç için çocukluk dönemi geride kalmıştır¸ fakat genç henüz yetişkin toplumda belli bir noktaya ulaşmış değildir. Bu yüzden gençlik çağı bir belirsizlik ve arayışlar devresidir. Bu çağ¸ hayat için bir yön ve hedefin arandığı¸ meslek ve ailevi rollerin üstlenilmesi için gerekli kişilik özelliklerinin kazanıldığı¸ ferdin daha müstakil ve sorumlu bir kimse olarak hareket etmeye başladığı bir hazırlanma dönemidir. Milli Eğitim Bakanlığı’nca gençliğin tanımı şöyle yapılmaktadır. Gençlik; buluğa erme sebebiyle¸ biyolojik ve psikolojik bakımdan çocukluğun sonu ile¸ toplum hayatında sorumluluk alma dönemi olan 12-24 arasında kalan yaş grubudur.

Bilimsel çalışmaların sonuçları ve bu dönemin en başta gelen psikolojik özelliklerinden bazıları şunlardır: Kişilik bunalımı¸ isyankârlık¸ hayat gayesi oluşturma¸ sorumluluk duygusunun gelişmesi¸ hayattan tatmin arama¸ macera ve hareket isteğidir.

Gençlik çağı bağımsızlık ve topluma karışma çağıdır. Genç evden kopar¸ çevreye yönelir. Spora ilgi artar. Spor ve diğer faaliyetler gençte¸ yaşıtlarıyla kaynaşma imkânı sağlar. Kendisini arkadaşları ile kaynaştırır.2

Gencin kim olduğunu¸ neye inanıp değer verdiğini¸ hayattan ne elde etmeyi beklediğini değerlendirmesini içeren bir kimlik kazanma sorunu vardır. Gençler¸ soyut düşünme özellik ve yeteneklerini kullanarak¸ ana-baba ve yakın çevrenin davranışları ve beklentilerini yeniden değerlendirmeye başlarlar. Sevgili Peygamberimiz çocuklarımıza karşı görevlerimizi şu şekilde vurgulamaktadır. “Çocuklarınıza güzel davranıp iyilikte ve ikramda bulununuz¸ onları en güzel şekilde terbiye ediniz”.3

Gençliğimizin problemleri daha çok meslek ve eş seçiminde görülmektedir. Aşırı hayalcilik refah hastalığı¸ özenti¸ kimlik bunalımı ve kendini tanımama idealsizlik ve lakaytlık¸ bencillik¸ ahlaki ve manevi değerlerin azalması¸ uyuşturucular¸ fanatizm ve kötü alışkanlıkların kazanılması¸ zararlı yayınlar ve terör odaklarının varlığı¸ ailenin bozulması ve güvensizlik¸ işsizlik ve gelecek kaygısı¸ başkaları ile ilişki kuramama.. .gibi durumlar gençliğimizin temel problemleridir.

Ülkemizde son yıllarda çok köklü toplumsal ve kültürel değişmeler yaşandı. Değişen toplum düzeni içinde farklı rol beklentileri ve bu değişime paralel biçimde değişmeye zorlanan gençler ruhsal bir gerilim ortamında kimlik arayışını sürdürmek durumda kalmışlardır. Kendi yaşı gereği değer yargıları içinde hızla değişen genç¸ içinde yaşadığı toplumun değerlerinin de hızla değişmesi karşısında bunalıp bocalayarak hiçbir değere inanmayan ideal ve amaçtan yoksun günübirlik uğraşlar ve maddi zevklerle oyalanan¸ kendine ve çevresine yabancılaşan bir tip haline gelmektedir.

Günümüz gençliğinin sorunları içinde çocukluk yaşlarına kadar inen alkol ve uyuşturucu bağımlılığı ilk sıralarda yer almaktadır. İslâm’ın temel amacı; dini¸ aklı¸ nefsi¸ nesli ve malı korumaktır. Dinimizin çok değer verdiği ve korumaya çalıştığı akla zarar veren alışkanlıkların başında alkol ve uyuşturucu gelmektedir. Bunlar hem toplumu hem de bireyin çevresinde bulunanları olumsuz etkiler. Gençlerimiz bu tür kötü alışkanlıklardan uzak durmalıdır.

Günümüz gençliğin problemlerinden bir diğeri de ahlaki çöküntüdür. Nesli ve aile yapısını bozan ahlaksız davranışlardan sakınmak gerekir. İslâm’ın amaçlarından olan nesli korumak ve sağlıklı bir toplum oluşturmak için gençlerimize iyi bir din eğitimi verilmelidir. Günümüzde gençlerin kendilerini korumaları için sağlam bir imana sahip olmaları gerekir. Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Ölmeden önce yaşamın¸ yaşlılıktan önce gençliğin¸ çok işten önce boş zamanın değerini biliniz”4 demiştir.

Din ve dini hayatın en önemli boyutunu teşkil eden ibadetlerin kişinin ruh sağlığına önemli katkıları vardır. Gençlik döneminde dini yaşantılar ve ibadetler¸ bireye kendini anlamayı¸ olumlu ve olumsuz yönlerini tanıyıp kabullenmeyi öğretir.

Gençlik bir milletin varlığının temel taşı¸ dinamik gücü ve geleceğinin güvencesidir. Hz. Ömer “Gençliği olmayan bir millet yok olmaya mahkumdur.”

Gençlik bir ovayı sulayan ırmak gibidir. Eğer bu ırmağın akışı düzenlenir¸ kanallarla ova salınırsa¸ verimi artırır¸ toprak bol ürün verir¸ faydalı olur. Yön verilmez kendi haline bırakılırsa zararlı olur.5 Gençleri aşırı serbest bırakmak da¸ baskı yapmak da uygun değildir. Anlayış¸ hoşgörü ve sevgiyle problemler çözülmelidir.

Toplumun daha ileri bir hayat seviyesine ulaşmasında¸ gençliğin önemli bir yeri bulunmaktadır. Gençliğin ülke kalkınmasında sorumluluk ve görevini yerine getirebilmesi eğitim ve öğretim sistemi ile doğrudan ilişkilidir. Gençlerin ailelerinin sosyo-ekonomik düzeyi ve toplumsal kurumların gençlere götürdüğü hizmetlerin düzeyi¸ onların yetişme koşullarını belirler. Atalarımız “Ne ekerseniz onu biçersiniz” demişlerdir.

Gençler üzerinde en etkili olan toplumsal kurumlarımızın başında aile gelmektedir. Çocuğa ilk bilgilerin verildiği yer aile ocağıdır. Bu nedenle ailenin sağlam olması ve anne-babanın çocukları ile iyi bir iletişim kurması gerekir. İkinci olarak arkadaş grubu gençler üzerinde etkili olmaktadır. Atalarımız “üzüm üzüme baka baka kararır” sözü ile bireylerin arkadaşlarından etkilendiğini “Söyle dostunu söyleyeyim senin kim olduğunu ” sözü ile de iyi arkadaş seçmenin önemini vurgulamışlardır. Okul ve eğitim kurumları ile birlikte kitle iletişim araçları da gençlerimizi etkilemektedir.

Gencin yetişmesi ve sağlam bir kişilik kazanması için imkanların seferber edilmesi gerekir. Kendi gençliğine yatırım yaparak¸ onları ruh¸ zihin ve beden olarak zinde yetiştirme imkanına kavuşan toplumlar kendi geleceklerine yatırım yapmış olurlar. Gence verilecek eğitim tarzının başında¸ ona iyi örnek olmak gelir. Burada aileye ve büyüklere iyiyi temsil etme görev ve sorumluluğu düşmektedir. Büyüklerin kendilerini düzeltmeden gençliği düzeltmeleri çok zordur. Kuranı Kerim’de Hz. İbrahim şu şekilde dua ederek çocuk istemiştir: “Ey Rabbimiz! Bizi sana ibadet edenlerden kıl! Çocuklarımızdan sana itaat eden bir ümmet çıkar…”6 Çocuklarımızın iyi olması için Allah’a dua etmek gerekir. Aileler çocukları arasında ayrım yapmamalı ve kendi çağı ile çocuklarının durumlarını karşılaştırmamalıdır. Hz. Ali “Çocuklarınızı kendi zamanınıza göre değil¸ onların yaşayacakları zamana göre yetiştiriniz” diyerek çağdaş eğitimin verilmesini tavsiye etmiştir.

Günümüzde gençlerimizin birtakım problemlere düşmemeleri için şunlara dikkat etmeliyiz:

1. Gençlere sağlam bir aile terbiyesi verilmeli ve anlayışla yaklaşılmalı¸

2. Ailede ve okulda gençlere doğru bilgiler verilmeli¸

3. Maddi ve manevi yönden dengeli bireyler olarak yetiştirilmeli¸

4. Gençlere sorumluluk bilinci verilmeli ve onlara örnek olunmalı¸

5. Gençleri sosyalleştirerek içinde yaşadıkları topluma uyumlu hale getirilmeli¸

6. Gençler kötü arkadaş grubundan uzak durmalı ve iyi arkadaş edinmeli¸

7. Boş zamanlarını kitap okuyarak ve faydalı işler yaparak geçirmeli¸

8. Kötü alışkanlıkların başladığı İnternet¸ birahane ve kahvehane gibi yerlerden uzak durulmalı¸

9. Alkol ve uyuşturucu kullananlardan ve satanlardan uzak durmalı¸

10. Gidecekleri yerler konusunda ailesine ve büyüklerine danışmalı¸

11. Gençlerin hür ve bilimsel düşünme gücüne¸ geniş bir dünya görüşüne sahip¸ insan haklarına saygılı ve çevre bilinci yerleşmiş bireyler olmaları sağlanmalıdır.

Türk milletinin milli¸ ahlaki¸ insani¸ manevi ve kültürel değerlerini benimseyen¸ koruyan ve geliştiren¸ ailesini¸ vatanını¸ toplumunu seven ve daima yükseltmeye çalışan geçler yetiştirmek gerekmektedir.
Durmuş TATLILIOĞLU

Bu yazımızı okuyan 1.317. takipçimizsiniz.

gencyolcular

Genç Yolcu 2005 yılında #BirlikteKeşfedelim sloganıyla Gezi • Kültür • Sanat alanında yayın hayatına başlamıştır. İletişim: bilgi@gencyolcu.com

5 thoughts on “Gençlik Sorunları ve Çözüm Yolları

  • 25 Mart 2009 tarihinde, saat 18:00
    Permalink

    NEJAT ETEMİN TORUNLARI
    1920’de Mustafa Supi ve 14 arkadaşı Karadeniz’de katledildikten sonra Avrupa burjuvazisinin emir uşağı olarak yeniden örgütlenmek için Nejat Etemin komutasına verilen TKP, yeniden örgütlenmeye başlandı. Böylece, Komünizmin neferi TKP, Avrupali konturgerila emperyalizmin kendisine yeni uşaklarla sovyetlere gönderebileceği uşaklar yaratmış oldu.Aynı zamanda, yeni kurulan ve kendisine fazla yakin olmayan bir ülkeyi denetim altına almak için her tarafından kuşatma altina almak gerekliliği ve Türkiyenin, Avrupa eksenli cercevede gelişim saglaması için sadece Türk devletini kendine bağımlı kılmak yetmeyecektir.Aynı zamanda, halkını kendisini ve örgütlerinide teslim alarak gerekiyor.Bundan kaynaklı, Avrupalı emperyalistler ve Kemalistler birlikte, Komünist önder Mistafa SUPİ ve 14 yaldaşını karadeniz sularında vahşice katlettiler..

    15 komünist katledikten sonra, Avrupalı emperyalistler, Kemalistler ve Nejat ETEMİN TKP’si birlikte aynı kulvarda koşmaya başladı.60’lara geldiğinde, gençlik önderleri, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakkaya, Mahir Çayan ve yoldaşları, Avrupalı konturgerilla emperyalistler ve Kemalistlerden kopuşu simgeleyen volkan oldu.Volkan patladıktan sonra lavlari, Türkiyenin dört bir tarafına ulaşti.Devrimçi örgütleri ve halkı saran Tam Bağımsız Türkiye çığlıkları her yerde yankılanıyordu.Gençlik önderleri katledilden sonra, 70’lerin ortalarında, yeniden konturgerilla emperyalizmine bağımlı hale gelen ‘devrimci örgütleri’, konturgerilla emperyalizmin Türkiyedeki şişen balonun sipobu oldular.Emperyalizmin kuklaları, sadece devlet erkinde değil halkın içine’de yerleştirilmiş oluyordu.Bir yanda konturgerilla emperyalizmi tarafsiz kalan halkı aldatmak için sis bambardınına tutarken, bir diğer yandanda, Tam Bağımsız Türkiye diyen Komünist, Devrimci ve İlerici Demokratların bir bölümünü şiş bombası kullanarak etkisiz ederken, bir diğer yandan, bu uşaklığı görüp, karşı çıkanlarıda yaşam tehtidiyle susturmaya çalışmaktadır.

    Sahte MLKP, sözüm ona tüzügünde, faşizme, konturgerilla emperyalizmine ve her türden gericiliğe karşı oldugunu ilan etmektedir.Ama gerceler buna kilo metrelerce uzaktir.Sözüm ona kendisine yapılan operasyonları, faşizmin kendisine yönelmesi olarak kamo oyuna yansıtmaktadır.Ama gercekler buna cok uzktır.Kendisine yapılan oparasyonların; itirafçı MLKP kadroları ve önderliği tarafından yüz binlece Euro’ya Avrupalı konturgerilla emperyalizmine, kendilerini satarak gerceklestiriyorlar.Bunu Avruplı kontrgerilla emperyalistlerinden, Türk kontrgerillasına verilen tavizler üzerine ihale ediliyor.Bu ihale özeleştirme ve ABD konturgerilla emperyalizminden uzaklaşıp kendisine daha çok emir eri olmasi dahilinde kullanılıyor.Buda sözüm ona sosyalizmin çikarları için yapılıyor.Bu tamda, Komünüst önder MUSTAFA SUPİ ve 14 yoldaşın ölümünden sonra, Nejat Etemin Avrupalı kontrgerilla emperyalizmin yüklediği rolü üslenerek, faşizme, kontrgerilla emperyalizmine, siyonizme karşı şişen tepkiyi sönümlendirmek için sipop rolü miyonunu yuklemiştir.

    Sahte MLKP’nin kurulmasinda bir yıl sonra gelişen Gazi ayaklanmasının yaratılması ihalesinde, baş role sahte MLKP konarak faturalanmıştır.Avrupalı konturgerilla emperyalizmi, Türkiyede gelişen tekiyi sönümlendirmek için Türkiye kontrgerillasıyla masaya oturan avrupalı konturgerilla ve ABD konturgerillası, olayları çıkarması için ihaleyi Türkiye kontrgerillasına ihale verildi.Türkiye kontrgerillasıda, bu işi Çatli ve ekibine fatura edildi.Böylece Türkiyede şişen balonun havası alınarak, kontrgerilla emperyalizmin isteği doğrultusunda gelişim sağlamaktır.Aynı zamanda işçi ve emekçilere, ülkelerini parsel parsel satılmasına karşı, satış yapıldığı dönemlerde cılız bir karşı koyuşu örgütleyerek daha sonrası daha büyük bir patlama olmasın diye, balonun sürekli havasını almak gerekiyor.Aksi taktirde bir çok kez devrimin eşiğine gelmiş Türkiyede, bir devrim patlak verebilirdi.Bu patlamayı önlemek için dönem dünem irili ufaklı basınçlarla, siboptan hava almak gerekiyordu.Türkiye her an
    Patlamaya hazır bir bomba gibi duruyor. Kontrgerilla emperyalizmin elinde, bu bonbayı patlatmak için çok iyi müdafa etmek gerekiyor.Konturgerilla emperyalizm ne kadar çaba harcarsa harcasın, O bomba bir gün emperyalizmin elinde patlayacaktır!
    İŞÇİLER
    İşçiler her gün maaşınız dışında zamlar hat sayfaya ulaştı.Sendikal haklarınızın gaspediliyor.Sarı sendikalar sizin haklarınızı değil, patron sendikası gibi çalışıyor.Her geçen gün yaşam sıtandınız hortumlanıyor.Normalde çalıştığınız ilk hafta bütün maaşınızı ve masraflarınızı çıkarırken geriye kalan üç haftayı patronlara ve üyesi olduğunuz sendikaya verilen rüşvete çalışıyorsunuz.Aylenizin hakkı olan daha rahat kşullarda yaşamayı, bir başkası gaspediyor.Ama işsiz kalan bir işçinin çocuğuna götürecek bir ekmek parası için yolları arşınlarken, sendikalara verilen aydatlarınız, sedika patronlarının, sizin verdiğiniz aidatlarlan çocuklarını en iyi okullarda okutmalarına ve sizi vahşice sömürüsüne bir dur demenin zamanı geldi’de geçiyor.Bu gidişe artık bir dur diyelim.İlerici diye billdiğiniz sendikacılar bile sizleri sokağa çıkarıp, kontrgerilla emperyalistlerden ne kadar daha çok para koparırız, diye hesaplar yapıyorlar.Bu gidişe dur demenin zamanı geldi.Bunun için gerçekten sizleri savunan, GERCEK/MLKP saflarında, işçi sınıfının gerçek kurtuluşu olan, sosyalizm için mücadeleye girerek, güneşi avuclarımızdan, gökyüzüne yükselterek, gerçek kurtuluşu sağlayın.Sendika patronlarını, elinizin tersiylen, bir kenera iterek, sendikaların gerçek sahibi olan siz işçilerin taleplerini savunacak, işçilerin güvenilir ellerine bırakın ve gerçek işçi temsilcilerini sendikaların yönetimlerine getirerek, sendikalrı işçilerin gerçek mevzisi olarak yeniden örgütleyelim.Kutup yıldızından ışık damıtarak, sosyalizme olan özlemi haykıralım.Bir elimizde MUSTAFA SUPİ, ile STALİN diger elimizde MARX ile LENİN taşıyarak sosyalizm talebini daha güçlü haykıralım.Haykırışlarımız faşizm ve kontrgerilla empeyalizmi için ölüm çanı çalsın’ki Faşizm ve kontrgerilla emperyalizmi ölüm kabusları görsün, gece olmasın diye dua ede dursunlar.Gün hiç batmayacaki, zifiri karanlığı, gün doğmadığı bir sistem olan sosyalizm için gün dogacak!

    GENÇLER
    Gençler her gün okullarında, saldırıya uğrayanlar.Ayağa kalkın ve haykırın, bizler kontrgerilla emperyalizmin, faşizmin ve kontra örgütlerin emir eri değiliz.Bizler birileri para kazansın diye saldırıya uğramak istemiyoruz.Bizler gerçekten sosyalizmin uğruna mücadele ederek, gençlik öderlerimiz DENİZ, İBRAHİM ve MAHİR’in izinde yüreyeceğiz.Bizler faşizme, kontrgerila emperyalizmine, siyonizme ve her türden gericiliğe kaşı ayaktayız; ayakta olacağiz.Bizler geleceğin temsilcileri olarak, geleceğimizi haraç mezat sattırmayacağız.Kendi gerçek gücümüzün farkında olarak, geleceği biz kazanacağız.Okullarımızda yapılan saldıralarda, birileri para kazansın diye ölmeyeceğiz.Kendi geleceğimize sahip çıkarak, güneşten damitarak yaşamı, gökkuşağının altında sörf yapacağız.Güzel günleri avuclarımızın arasından, kimse söküp alamaz.Avuçlarınızdaki güneşi gökyüzüne kaldırın ki, gökyüzüyle birleşip faşizm ve kontrgerilla emperyalizmine kan ter içinde intihara sürüklesin’ki , yaşamı saran hırçınlığıyla, tarihin çöplüğüne göndereceğiz!GERCEK/MLKP’ye güçverin onlara diz çöktürelim!
    KADINLAR
    Her gün kocalarınıza ve çocuklarınıza hizmet etmek için canınızı dişinize takarak çabalayıp duruyorsunuz.Ama yinede toplumda çalışmıyor; eve para getirmeyen olarak muamele görüyorsunuz.Aynizamanda koca, arkadaş ve baba dayağı yemeden, güleriniz geçmiyor.Her ne konumda olursanız olun, ister ev kadını olun, yada iş kadını, isterse mücadelenin içerisinde olun.Sonuçta yaşadığınız benzer şeyler,Üzerine kurulu bir rulet oyunudur.Ev kadınları, bazıları yoğun bir şekilde şiddete maruz kaldıklarında kendilerini sığınma evlerine yerleşmek zorunda kalıyorlar.Ama gittiğiniz sığınma evleri, sizin Üzerinizden, kontrgerilla emperyalizminden on binlerce euro kazanıyorlar.Yaşadığınız sorunlardan kaynaklı, kadin kurumlarına gidiyorsunuz.Size danışmanlık yaptıkları için onlara kontrgerilla emperyalizminden oralara para akışı sağlanıyor.Kendi sorunlarınızı birilerine para kazandırmak için değilde, gerçekten sizin sorununuzla ilgilenen, sorunlarınız olduğu için, para kazanma karşılığında değilde,Sadece sizin sorunlarınız ve örgütlü bir güç olarak kendi haklarınıza sahip çıkmak için bir araya gelelim.Mücadele içerisinde olan kadınlar, gün aşırı gittikleri eylemlerde polis copuyla karşı karşıya kalıyorlar.Yada işkence hanelerde cinsel şiddetle (tecavüz) karşı karşıya kalıyorlar.Aynı zamanda, erkekleralarin cinsel ihtiyacını karşılayan birer meta olarak kullanılıyor.Metaların yerine sanki kadınları satıyormışlar gibi sattığı metanın önünde ifşa ediliyor.Her zaman önlerde yer buluyor.Reklamlarda en ön saflarda yer bulurken, toplum içinde ise sarı öküzden sonra geliyorlar.Dünyanın yarısı olan Kadınlarımızın gerçek yeri erkekle el ele yürüyen, dünyanın gerçek sahiplerinden biridir. .Güneşi emziren kadınlarımız,.GERCEK/MLKP’de bir araya gelerek, gerçek kurtuluş için mücadele edelim.İnsanlığın kurtuşu sosyalizmle mümkün, sosyalizm için bir araya gelelim.

    YÜREĞİ FAŞİZME VE EMPERYALİZME KARŞI SOSYALİZM İÇİN ATANLAR

    Yaşamda gerçekten sosyalizm için olmak isteyen genç yürek sahibi genç insanlar, sosyalizmin hayat çiçek gibi açmasını isteyenler bir araya gelmeye ne dersiniz.Zifiri karanlık ve gıri renklere karşı bir arada olmak isteyenler, gerçek gücün farkında olmak için bir araya gelerek GERÇEK/MLKP saflarında bir araya gelelim ve Faşizme, Kontrgerilla Emperyalizmine, Siyonizme ve her türde gericiliğe karşı, kendi gücümüzün farkına varalım.İşçi sınıfı içinde gerçek sosyalistler olarak kendi misyonumuzu kuşanalım.Ülkemizde gelişecek devrime önderlik yapalım.Ülkemiz üzerindeki sis perdesini param parça edelim.Yeniden MUSTAFA SUPİ’lerin, DENİZ GEZMİŞ’lerin, IBRAHİM KAYPAKKAYA’larin, MAHİR ÇAYAN’larin yolundan ilerleyelim.Inadina Derim Inadina Sosyalizm diye haykıralım.
    Gökkuşağının etrafında bir araya gelerek, güneşi içelim.Yaşam inadına haykırıştır.Bu haykırışa sende katıl, sende haykır.Gerçek haykırışı sende başar.Kontrgerilla emperyalizminin saflarında olan örgütlerden ayrıl, gerçekten faşizme, kontrgerilla emperyalizmine, siyonizme ve her türden gericiliğe karşı mücadele içinde olan, GERÇEK/MLKP’nin saflarında mücadeleye katılarak, işçi ve emekçiler için kurtuluş mücadelesinde yerini al, sosyalizm saflarında ol!

    İNSANLIĞIN GERÇEK KURTULUŞU İÇİN KALDIR YUMRUĞUNU
    İnsanlığın gerçek kurtuluşu, gökyüzünden ışık damıtan GERÇEK/MLKP’nin saflarında sende yerini al.Gökkuşağının renga renk güzelliği altında, birlikte sörf yapalım.Ilık ılk çisileyen yağmurun altında özgürlüğe koşalım.Zifiri karanlık bulutları param parça yapalım.Çığlıklarımız kurşun gibi ağır ve işin gibi hızlı etkisiylen önüne gelen naylonları jilet gibi param parça ederek, güzel günlere ülaşalım.Zifri karanlığı, dünyanın altında kaynayan lavlara atıp imha edelim.Geleçegin güzel ışıltılı günlerinde birlikte koşalım.Işıltılar bütün dünyayı sarana dek, yumruklarımızı aynı güçle sıkıl ve havada kalsınlar.Haydi sende kaldır yumruğunu birlikte haykıralım.Inadına özgürlük, Inadına sosyalizm diye, çığlıklarımız sarsın bütün yaşamı ve renga renk akalım gökkuşağının üzerinden, ışık saçan yarınlara birlikte zaptadelim.Tıpki, şiirin kuşun kanadına takılan imgeler gibi saralım dört mevsimi bir daha birakmamacasına yaşamın ucundan birlikte tutalım.Sis perdelerini parçalayarak, şavkıyarak tan yeline beraber ulaşalım.Dünyadan geceyi silerek, ıp ışıl bir dünya yaratalım.Bir daha gecenin gelmemesi için, sürekli yaşamı aydınlık kılalım.Bu öyle bir aydınlık olsunki, gece bile olmaktan korksunki, yaşam güzelim çiçek bahçesinden renga renk esintiler içinde coşup koşalım.Dünyayı saran O güzelim çiçek kokularıyla, bütün dünya ayaklarımızın altında arşınlayalım yolları, coşkun bir sel gibi akalım.Bir volkan gibi patlayarak düyanın üzerine sıcaklığımızı saçalım.Gün sımsıcaklığıyla her zaman yaşamın üzerine çiseleyerek aka kalsın.Yaşam hiç bir zaman hüzünlü bulutlar içinde olmasın.Zifiri karanlık bir daha dünyada görünmeye cesaret etmesin’ki hayatı ışıl ışıl ve ap aydınlık bir yaşam sarsın.Gün vakti bir volkan gibi dünyanın üzerine çisilesin.O gün vaktiki bir daha dünyada, Zifiri karanlıga izin vermesin.Bir daha dünyada kara bulutların gezmesine izin vermesin.Sonzuza kadar hep aydılıklar içinde açan bir yaşam olsun.Yaşam ışıl ışıl, aydınlık içinde renga renk akışıyla sürsün ve komünist bir dünya olsun!!!

    KAHROLSUN KONTURGERŞLA EMPERYALİZMİN UŞAĞI SAHTE MLKP

    KAHROLSUN FAŞİZM

    KAHROLSUN EMPERYALİZM

    KAROLSUN SIYONİZM

    YAŞASIN G/MLKP

    YAŞASIN HAKLARIN KARDEŞLİĞİ

    YAŞASIN SOSYALİZM

    YAŞASIN KOMÜNİZM

    GERÇEK/MLKP

  • 16 Haziran 2009 tarihinde, saat 15:25
    Permalink

    You know so many interesting infomation. You might be very wise. I like such people. Don’t top writing.

  • 09 Ekim 2009 tarihinde, saat 07:09
    Permalink

    Неплохо. Занятно.:)

  • 28 Temmuz 2010 tarihinde, saat 12:11
    Permalink

    KONTUGERİLLA EMPERYALİZMİN UŞAĞI REVİZYONİSTLER!
    Kendilerini “Komünist” olarak niteleyen konturgerilla emperyalizmin sadık uşağı MLKP hırsızlıkla ele geçirilen düşüncelerimi kendi düşünceleri gibi lanse ettiler..Sanki kendileri düşünerek üretmiş gibi gösterdikleri, düşüncelerimi revize ederek ifşa ettiler.İşçi, emekçileri, gençliği ve köylüleri kandırarak, sanki kendileri düşünebilen ve üretebilen bir çeteymiş gibi göstermeye çalışıyorlar.Bu konturgerilla emperyalist cetenin yaptığı hırsızlık sayesinde, bana ayit olan Marxist düşünceyi, konturgerilla emperyalizm çetesinin revize ederek idealislestirdiği yaklaşımla bütün dünyaya yalan rüzgarıylan kendi düşüncesi gibi sunan pervasızlar kendileri tek başlarına düşünce geliştirmekten yoksun olduklarını pespaye çaresiz biçimde, bir başkasının düşüncelerini, sahtekar konturgerilla emperyalizmin kendi beceriksiz “felsefeci” olduğunu söyleyen düzenbazlara hazırlatıp kamoyuna sundular.Sahtekar konturgerilla emperyalizmi ve uşakları bir care durumda didine durdukları için başkalarına ayit olan düşünceleri kendi düşünceleriymiş gibi gösteriyorlar.

    KOMÜNİSLERİN İKİ ENTERNASYONAL ANLAYIŞI OLMALIDIR!
    Kendimize sorular sorarak başlayabiliriz.Neden Komünislerin iki enternasyonal anlayışı olmalıdır.Burda hemen şu soru akla gelecektir.Marxın ortaya koyduğu anlayış komünistler için yeterli bir yaklaşımdır.Bizler var olan enerjimizi bunun için sarfetmeliyiz.Ayretten bir antifasist, antiemperyalist enternasyonal anlayışına ihtiyacımız yok.Bunun yerine enerjimizi Marxın ortaya koydugu anlayışı güçlendirmeliyiz, diyenler çıkacaktır.
    Şunu görmek gerekiyor.AB ilk kurulduğunda, Almanya, Fransa, İngiltere eksenli bir örgütlenme biçimiydi.Gün geçtikçe genişleyip, büyüdü.Bu gün ise 25 ülkeden oluşan bir yapılanmadır.ABD emperyalizmi dünya ekonomisine egemen olmak isterken, ortaya Irak, Venezuela, İran ve Sudi Arabistan arasında petrol anlaşması, OPEC gerçekleşmesiyle, ABD’nin dünya ekonomisine egemen olma isteği, böyle giderse suya düşecek duruma geldi.ABD emperyalizmi buna izin vermeyeceğini, Venezuelada ABD yanlılarının darbe girişimiylen ifade etti.Aynı zamanda Irak işkaliylen, OPEC anlaşmasına müsade etmeyeceğini somut bir biçimde ortaya koydu.Bu işkal esnasında, avrupanın her ülkesinde yarım milyon işçi ve emekçinin yürümesi avrupa emperyalizminin, yatağa girer girmez kabus görmeye başlıyor.Bu kabus, avrupa emperyalizmine, bu konuda önlem seferberliğine soktu.Bundan kaynaklı yeni bir örgütlenmeye giderek, avrupa çati örgütü kurdu.Avrupa çatı örgütünün aldığı kararları 25 avrupa ülkeside uygulamak zorunlu kıldılar.Oluşturulan avrupa çatı örgütü hemen kendisine pilan oluşturmaya girişti.Avrupa işçi ve emekçilerinin yaşam sınırlarını düşürerek, avrupa işçi ve emekçilerini kendisine döndürerek politik gelişmelerden uzak tutmayı hedefliyordu.Bundan kaynaklı Almanyada, agenda 10 ve harz yasalarını oluşturdu.Fransada sarkozi yasasını hayata geçirdi.İsviçrede, bıloşur ve emeklilik yasalarını devreye koydu.İngiltere ve Hollanda’da faşistleşmiş yasalar işleyişe koydu.Bu biçimle işçi ve emekçileri gelecek korkusuna sokarak, gelecek peşine koşturan bir yığın haline getirmeye yöneldi.Emperyalizmin bu beklentisi, montag demo (pazartei eylemi), Bochum OPEL işçilerinin işyeri işkaliylen gelişen ve 9 ülkeye yayılan eylemler, Mersedes işçilerinin otoyolu işkali, Pariste geliştirilen bir uyarı gırevine 100 binlerce işçinin katılması sağlandı. İtalyada 500 bin işçi ve emekçinin katıldığı gırevin avrupada yükselmesi, emperyalizmi uykusundan çığlık çığlığa uyanmasına neden oluyor.Emperyalizmin gördüğü kabuslar gün geçtikçe çoğalmaya ve hız kazanmaya devam ediyor.Emperyalizim yatağından uzak duruyorki kabusları ona kap kırizi yaşatmasın, yaşama uykusuz devam ediyor.
    Ama emperyalizm ne yaparsa yapsın kabusları gündüz vakti bilen emperyalizmi rahat bırakmıyor.Neoliberal saldırıların göçmen ve yerli işçi, emekçilerin bir balon gibi şişmesine neden oluyor.Şişen bu balon Pariste patladı.Emperyalizmin ırkçı saldırısıylan, neoliberal saldırısı birleşince, paris banyolleri savaş alanına döndü.Paris fabrikalarının savaşa dahil olmayışı ve derimci önderlikten yoksun oluşu, gelişen hareketin hedefsiz olarak görmek ve değerlendimek gerekiyor.Gelişen hareketin olumluluğu ise lokal olmayışıdır.Belçikaya ve Almanyanın, Berlin, Köln kentlerine sıçramasıdır.
    Burdan bile baktığımızda, Antiemperyalist, Antifaşist enternasyonalin toplantılarında yürüteceğimiz tartışmalarlan, Pariste gelişen harekete müdahle ederek sınıfsal bir konuma taşıyabilirdik; diğer avrupa ülkelerine taşıyarak emperyalizm karşı mücadeleyi doğru temellerde yönveme şansına sahip olurduk. Böyleliklen sosyalizmin pırestijini güncelendirerek yükseltiriz.Bu gelişme Antiemperyalist, Antifaşist enternasyonalin eksikliğiylen, müdahle gücümüzü zayıflaştırmıştır.Aynı zamanda gelişmesi yönündeki yönlendiriciliğimizi boşa çıkarmıştır.Buda gelişmeyi sınırlamıştır.Hemen şu soru gelecektir akıllara, niye kominist enternasyonal değilde, Antiemperyalist, Antifaşist bir enternasyonal ön pilana çıksınki; 18 yy. Giderek bu soruya, Marxın ve Engels’in yaklaşımından yanıt verelim.18 yy. Marx ve Engels,çalışmalarını ilerici güçler içinde yürüterek kominist enternasyonali kurdular.Hemen şunu söyleyeceğiz; 18 yy. 21’ci yy. Aynımıdır’ki, oradan yanıtlıyoruz.18 yy’da komünist örgütler yoktu; bunu nasıl aynılaştırıyoruz.Şöyle bir düşünelim, bu gün çokmu komünit örgütler var; hayır diye yanıtlayacağız.Bu soruyu, ama arkasında diyeceğiz’ki, 21 yy la gelene kadar iki tane enternasyonal geçirdi.18’ci yy.da enternasyonal girişimi vardı, ve bunu başardi.Evet 21. yy.gelene kadar iki tane enternasyonal geçirdi.Onların deneyimleriylen yüklü bir durumdayız, ama şunu değiştiriyormu, yaşadığımız bu iki deneyim, dünyada komünüst örgütlerin sınırlı oluşunu değiştiriyormudur.Hayır değiştirmiyor.Marxın ve Engelsin yolunda yürümek niye geri olsun.Biz Marxist Leninist Komünistler, kendimize rehper edindiğimiz; anlayışı günümüz koşullarına uyarlayarak, politik gücümüzü güclendirmiş oluruz.Bu tarzlı düşündüğümüzde, hemen bu konuda girişimlerde bulunacağız.Bu şans hala kaçmış değildir.Bu gün dünyada tartışılan, ABD’nin gizli cezaevliri ve işkence uçakları üzerine yoğunlaşarak bir sonuç elde edebilirz.Avrupada, dünya aydınlarını ve örgütlerini toplamak için girişimlerde bulunmalıyız.Bu hem Antifaşist, Antiemperyalist entenasyonalin ilk adımı olacaktir.Hem de emperyalizmin iyi bir teşhiri olacaktır.Bununla dünya çapında emperyalizmin paçavraya çevirilmesi anlamını taşıyor.Çünkü sadece ABD, bu gelişmeden sorumlu değildir.Avrupalı emperyalistlerde hava alanlarını kulandırdığı için hedef tahtasına oturtulacaktır.Aynı zamanda emperyalist, kapitalist ülkelerde hastanelerin ve doktorların işkence merkezleri olduklarını teşhir ederek. Vahşi kapitalizmin, emperyalizmin teşhirin de dönüm noktasını oluştururuz.Bu gelişmeyi teşhir ederek Antiemperyalist, antifaşist enternasyonali buradan hareketle inşa edebiliriz

    Bu bana ayit olan düşünceyi sanki kendilerine ayitmiş gibi lanse ettikleri yetmiyormuş gibi bunu ispatlayan, daha önce postaylan elime ulaşan gazeteyi çaresizliklerinin ürünü olrak konturgerilla emperyalizmine çaldırdı.Böylelikle bu sahtekarlarını hırsızlığını ifşa edemeyeceğimi sanan bir care konturgerilla emperyalizmin uşağı MLKP çaresizlikten son nefesini veriyor.

    DOĞANAY

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir