Bursa’da Amerikan Kolejinde bir Türk kızı Hıristiyan olunca Atatürk’ün o koleji kapattırdığını biliyor muydunuz

İstiklâl Marşımızın özellikle şu mısrası bana çok anlamlı geliyor bugünlerde: ;Değmesin mâbedimin üstüne namahrem eli Ve arkasından hatırladıklarım: Türkiyede yüzbinlerce misyonerin faaliyette olduğu ve binlerce kilisenin açıldığı… Bu faaliyet, din tebliği için falan değildir. Türkiye;yi Hıristiyanlaştırmak içindir. Sonuç olarak Âkifin çok korktuğu ve bu şiirin yazılmasının sebebi olan rezil işgal içindi. Bursada Amerikan Koleji;nde bir Türk kızının Hıristiyan olması üzerine Atatürkün o koleji kapattırdığını biliyor muydunuz?
Lozan anlaşmasına göre Türkiyede kilise açmak, tamir etmek, mal mülk bağışı yasaktır. A. Gül, 2001de (Temmuz) ;Artık realistiz. Dinci partisi de olmayacağız. Dindarların partisi de olmayacağızdemişti. Hıristiyan, Yahudi dindarlarının partisi olup olmamak konusunda, bu beyan da tuhaf, şüphe uyandırıcı bir taraf var.

İmamlarımızın insan hakları eğitimi almak için ABDye yollandıklarını biliyor muydunuz? Yunanistanın Trabzon doğumlu ve Rumca bilenlere, konsolosluklarda özel muamele yaparak AB ülkelerini dolaşacak pasaportlar verdiğini biliyor muydunuz? Türk işçilerinin hâlâ Avrupada serbest dolaşım hakkına sahip olmadığını da buna bağlı olarak, bilirsiniz elbet. Hey gidi Koca Âkif, hey! Değmesin mabedimin üstüne namahrem eli demişsin, ;Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şühedademişsin ama işte şimdi işler böyle. Şüheda fışkıran toprakların üzerinde binlerce yabancı mal mülk sahibi olmuş oturuyorlar. İHLlerin önünü kimin kestirdiğini, nüfus kağıtlarından kimin dini İslâmibaresini kaldırttığını, Kurân kurslarına kimin kilit vurdurduğunu, internet sitelerindeki bayrağımızın yıldızı yerine gamalı haç koyanların kimler olduğunu araştırıyor veya düşünüyor musunuz?

TSKnın Ülkemizdeki ve Dünyadaki Misyonerlik Faaliyetleri başlıklı raporunda şöyle deniliyor:
Özellikle Irak savaşının ardından dünya, Ortadoğu ve Asyanın anahtarının Türkiye olduğunu bir kez daha görmüştür. Kürtlere ve Alevî vatandaşlara yönelik misyonerlik faaliyeti de dikkat çekicidirRaporda misyonerlerin 2020ye kadar Türkiye nüfusunun % 10nunu Hıristiyanlaştırmak istediklerine dikkat çekilerek, 2006 yılı sonunda 50.000 Müslüman Türkün dinini değiştirmeyi hedefledikleri de vurgulanıyor. Raporda misyonerlerin hedefleri şöyle tesbit ediliyor:
Etnik veya kültürel açıdan azınlık statüsünde görünenler veya kendini böyle tanımlayanlar, iç çatışma veya terör ortamında yaşıyanlar, deprem, sel gibi doğal felâketlere uğrayanlar…
Bu iddianın şematik gelişimi de şöyle gösteriliyor:
Bir misyonerin yapacağı ilk iş, kendisini dinliyen insanlar bulmak olacaktır. Bu insanlar basılı malzemeyle sözlü olarak yoğun bir ideolojik bombardımana tabi tutulurlar. Bu aşamada çeviri kitap basımı ve dağıtım gibi işler çok önemlidir. İlk temas sağlandıktan sonra bu kişilerin çocuklarının eğitim safhası başlamaktadır. Bu arada bir kilise kurularak bir cemaat oluşturulur. Bu cemaatin en azından İncili okuyabilecek kadar eğitilmesi zorunludur. Bu nedenle kiliselerde ilk zamanlarda halk eğitimi türünden çalışmalar yapılır. Daha sonra, yetişkinler için pazar okulları, çocuklar için de ilkokullar faaliyete geçirilir. Bu aşamadan sonra ilâhiyat okulları, yatılı gündüzlü liseler, kolejler kurulur. Misyoner faaliyeti dinsel boyutu çok aşan ve ekonomik, sosyal, kültürel boyutları olan bir nüfuz etme aracıdır.

Oysa Lozan anlaşmasında hukukî statüleri belirlenen Ermeni, Rum, Yahudi azınlıklarıyla diğer yerleşik Hıristiyan vatandaşlarımıza ait resmen ibadete açık 269 kilise, 34 havra bulunuyor. Yani bu vatandaşların ibadetlerini rahatça yapabilmeleri için herhangi bir sorun yok.
…Bugün Türkiye genelinde 47si Protestan, 9u Bahai, 14ü Yahova Şahitlerine ait olmak üzere 69 adet resmî olmayan mabet ortaya çıktı.Bu faaliyeti yapan ve gözaltına alınanlar değişen kanunlar dolayısıyla serbest bırakıldı.
Türk toplumunun dünyaya bakışı ve yaşam standardı konusunda akademik araştırmalar yapılması, gelecekteki iki üç yıl içinde Teoloji enstitüsü kurulması, protestan din adamlarının eğitimi planlanması, 2004ten itibaren Doğudaki üniversitelerde her yıl en az iki kitap standının açılması, deniz yolundan konteynırlarla getirilecek din kitaplarının üniversitelere sokulması, paravan misyoner şirketlerinin Doğu ve Güneydoğuda sayılarının arttırılması… Bunlar da misyoner faaliyetinin şematik gelişmesinin devamıydı.
Ben artık bunları yazmaktan bunaldım. İstiklâl Marşımızı gür bir sesle okuyabilmeyi hak etmek ne kadar zormuş… Bu konuya devam edeceğim İnşaallah!
(afet ılgaz)

Bu yazımızı okuyan 1.168. takipçimizsiniz.

gencyolcular

Genç Yolcu 2005 yılında #BirlikteKeşfedelim sloganıyla Gezi • Kültür • Sanat alanında yayın hayatına başlamıştır. İletişim: bilgi@gencyolcu.com

One thought on “Bursa’da Amerikan Kolejinde bir Türk kızı Hıristiyan olunca Atatürk’ün o koleji kapattırdığını biliyor muydunuz

  • 24 Eylül 2008 tarihinde, saat 23:43
    Permalink

    Atatürkün bunun gibi nice daha yapdığı olaylar var fakat bilinmiyor atatürkü din düşmanı islamdan uzak gibi göstermeye çalışıyorlar şu anki atatürkcüyüm diye gezinen insanların çoğuna atatürk yüzlerine bile bakmazdı hepsi atatürkü kullanıp kendi imajlarını atatürke yansıtıyorlar…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir