Aşk Nesin Sen?

AŞK NESİN SEN?

Bir zamanlar düşündüğüm gibi beklemeyi bilmek misin? Öyleysen bunca zamandır neden cevap vermedin suskun bekleyişlerime? Yoksa bu soruya karşılık aşk daha da beklemeyi bilmektir mi diyeceksin. Sen isteğin gibi tarifini yap aşkın, istediğin pazarda satılığa çıkar. Zira artık anladım ki senin amacın beni sevdiğime kavuşturmak değil, senin gayen güncemdeki gündemini korumakmış. Her zaman yüreğimin seninle atmasını, aklımın seninle meşgul olmasını istiyorsun ama bunu isterken bir şeyi hesap etmedin, edemedin. Aşk akıl ve kalbime hükmün geçmiş olabilir; ama ruh iklimimi o suni bombardımanlarınla ele geçirip tahrip edemedin çünkü bu iklim nice âşıklar gördü senin elinden zehir içen, ateşlere atılan, sevdiğine zarar veren sen o âşıkları bertaraf ettin sanma ki beni de avlarsın aşk.

Gördüm ki bu oyunu bozmak bana düştü. Her ne kadar beni tam anlamıyla ele geçirememişsen de düşünce dünyamda öyle bir tahribat oluşturdun ki bunu düzeltmek bir hayli zaman alacak yalnız şunu öğrendim artık aşk beklemeyi bilmek değil, aşk her şeyin bir yeri, zamanı var deyip yüreğimdeki o sevda gülüne bekle o zamanı diyerek güle diken batırmak hiç değil. İşte bunu öğrendim aşk. Aşk nedir diye soracak olursan  sana şunu söyleyebilirim; sevdiğini karşına alarak, tüm cesaretini toplamış bir şekilde gözünü kırpmadan onun gözlerindeki okyanusa dalarak okyanusun derinliklerinde bulunan sevgilinin inci şeklindeki yüreğiyle yüreğini buluşturmaktır. Hem de hiç konuşmadan gerçekleşen bir buluşma. Peki, nasıl anlayacaksın sevgilinin seni sevdiğini diyorsan işte cevabı eğer o yürekler buluştuğunda, okyanus tüm hırçınlığıyla kabardığında yüreklerin ikisi de aynı hızda atmayı başarabiliyorsa âşıkla maşuk birbirine eş olmuş, seven sevdiğinden beklediği karşılığı bulmuş demektir. (Aşk cevap veriyor) Bu söylediklerin doğru ;fakat ortada bir hakikat var  o da senin sevgilinin gözlerindeki okyanusa dalma cesaretini gösterememiş olmandır. Bunu nerden anladın diye sorduğumda aşka, aşk tüm bencilliğiyle eğer o, okyanusa dalmış olsaydın ben senin üzerinde hala etkili olmazdım. Şu an senle bu denli güçlü, kudretli bir şekilde konuşamazdım dedi ve tüm acziyetimi bu kelimelerle ifade etti. Bu riya dolu cevabı onun yanına bırakmazdım ama haklıydı aşk, üzerimde oynadığı oyun o denli büyüktü ki yıllarımı sözün ve duygunun sihriyle çalmıştı benden. O,bana aşkı beklemek, zamanı geldiğinde hareket etmek daha da ileri giderek asıl aşkı sevgiliye kavuşmak değil sevgiliyi sevmektir diye öğretmişti. Bunun sonucunda ne hallerdeyim hangi ıssız limandayım. En azından artık bu oyunları farkındayım ama onun bu kirli oyununu yok etmek ve gerçek aşkı,sevgiyi yaşamak için  gerekli formül önemli esasında o formülü de biliyorum . Y a Rabbi bu formülü ,çıkış yolunu bildiğim halde beni karanlıklar içinden aydınlığa çıkarmayan şey nedir? Haykırıyorum sevdamı neden yıkamıyorum önümde duran o kâğıttan duvarı neden? Bir türlü bulamadım bu sorunun cevabını, anlayamadım o içimdeki benin davranışlarını. Aşk’a atıyorum tüm suçları, beni ele geçiremedi ama öyle bir tahrif etti ki beni kâğıttan duvarları yıkamaz hale getirdi beni.

Söylemek isterdim sevgiliye bir lokma ekmeği benimle paylaşmaya gelir misin, ben ömrümü ömrüne adamaya razıyım, sende adar mısın ömrünü ömrüme diye? Acaba diyorum bu sorulara alacağım olumsuz bir cevap mı beni korkutmuştu? Şunu çok iyi biliyorum ki o, okyanusa dalmaya cesaretim var bu doğru; ama o inci misali yürekle yüreğim aynı hızda atabilir miydi, atmazsa ne olacaktı? İşte beni çılgına çevirip yokluk girdabına sürükleyen sükûta iten bu soruların cevaplarıdır. Çözüm üretmeye çalışıyorum zira sevgiliden olumsuz bir cevap almak nasıl acı gelecekse, sevgiliye sevgimi söyleyememek, on kavuşamamakta acı geliyor. Aklıma bir tek çözüm geliyor o da sevgilinin sevdiğini söylemesini ondan beklemek olacaktır. İşte o zaman diner bu sızı, aşk kaybolan değerlerini o zaman yeniden kazanır.