Ağacın Yaşken Eğilmesi Üzerine

Ağaç yaşken eğilir denir. Bunun üzerine bir süre düşünüp, kısa bir şeyler yazmaya karar verdim. Evvela bu sözü ilk anlamıyla; zahiri manası ile tahlil edelim. Sert kurumuş bir ağacı gerçekten tutup elimizle eğmeye çalıştığımızda ağaç kırılacaktır. Kırılan bu kuru ağacın ise artık ne gölgesi ne de yeli kalacaktır. Buradan şunu söyleyelim: Az faydalı olan bu kuru ağacı eğmeye çalışıp bunu da gerçekleştirme çabasına girdiğimizde, ağaca faydamız dokunmayacak; aksine ona zarar vermiş olacağız. Ancak fidan haldeki ağacı; yani sözdeki mananın zıttı olan yaş ağacı, tutup eğsek fidan eğilecektir. Aynı zamanda biraz daha ilerisini düşünelim: Bu haldeki fidanı bir ip ile bağlayıp, ipi de bir yere bağlarsak, fidan bağlandığı eğim üzere büyüyecektir. Sağa doğru yatırılan fidan sağa doğru büyüyecektir, sola doğru bağlanan/yönlendirilen fidan sola doğru büyüyecektir. Ancak kuru, yaşı ilerlemiş bir ağacın meylini, bulunduğu halden başka bir tarafa vermek neredeyse imkânsızdır.

Hadis-i Şeriflerde, Sevgili Peygamberimiz(sav)’in çocuklar için bizlere ulaşan nasihatlerinden, konumuz ile ilgili olanlarına göz atalım. Şöyle buyurmuşlardır: “Çocuklarınızı, peygamberimizi, Ehl-i Beyti ve Kur’an okumayı sevmek gibi üç özellikte terbiye ediniz.” (Camiu’s-Sağîr’den) “Çocuklarınız yedi yaşına gelince onlara namaz kılmalarını söyleyin. (Ahmed İbn Hanbel’den) “Bir kimse, çocuklarını Cehennem’in ebedî ateşinde yanmaya bırakıyorsa, güneşin sıcaklığından korumasında hiç bir hikmet yoktur.” (Siret Ansiklopedisi, Cilt: 2, sayfa: 213) Hiç bir ana-baba evlâdına iyi bir eğitimden, iyi bir ahlâktan daha değerli mîrâs bırakamaz” (Taberâni)

Ağaç yaşken eğilir sözüne şu zaviyeden bakılmalı ve üzerine düşünmeli diyorum. O da şudur: Bu sözde bahsi geçen yaş ağaç “çocukları ve belki gençleri” temsil ediyor. Ağacın yaşken eğildiğini iddia edince, bir kuru ağacın varlığını kabul etmiş oluyoruz; çünkü kuru ağacı yadsıyoruz bu söz ile. “Kuru ağaç” ile kastedilen ise ihtiyar insanlar, görüşleri ve düşünceleri kemikleşmiş olanlardır diye genelleyebiliriz. Bu kabulden sonra asıl geleceğimiz yer şurasıdır: Ağacın kuru iken eğilmemesi ne demek? Ağacın yaş halde eğilmesi ne demek?

İnsanlar ekseriya çocukluktan itibaren okullarda okumaya, “öğretmenler”den ders almaya başlarlar; sonra hep ve herkesin ideali olan üniversiteye başlarlar ve gırgır şamata (az biraz da ders) bitirirler, mezun olurlar. Bu durum, son bir iki asırdır “ağacın eğilmesi” tanımına karşılık gelir. Alınan diploma ile yaş ağaç eğilmiştir artık. Genel olarak bu durumdur anlaşılan, ağacın yaşken eğilmesinden.

Şöyle devam edelim: Yaşı kırkı aşmış, çoluk çocuğa karışmış, düzenli bir hayata sahip insanlar ani bir kararla üniversite okumaya başlayıp kırkından sonra avukat, doktor olabiliyorlar. Bu gibi durumlara rastlıyoruz. Bu örneği göz önünde tutarak diyebiliriz ki; bu anlamda ağaç yaşken de kuru iken de eğilir. Kadîm kültürümüze ait bu sözden maksat herhalde daha farklıdır.

Bu sözdeki asıl anlam, yani ağacın yaşken eğilmesi denmesinden asıl gaye “rüşd”ür. Rüşd kavramı ve türevleri, Kur’ân’da 19 defa geçmiş ve îmân, hak ve hidâyet (Bakara, 2/250), fayda (Cin, 72/21), hayır (Cin, 72/10), doğru yol (Kehf, 18/66), çıkış ve kurtuluş yolu, doğru (Kehf, 18/10) akıl ve olgunluk (Nisâ, 4/6) anlamlarında kullanılmıştır. Doğru yoldan maksat ise elbette Sirât-ı Müstâkim olan Allah’ın ve Peygamberinin (sav) yoludur.

Rüşd edinmek üzere eğitime başlamak yaşça küçük olmayı gerektiriyor. Karakterin oturması da küçük yaşlardan itibaren olacağı için ve “rüşd” kavramı da karakter kavramıyla çok paralel olduğundan, ağacın yaşken eğilmesinin “öğrenimle” ilişkisi neredeyse yoktur diyebiliriz; bilakis ağacın yaşken eğilmesi eğitim ve rüşd edinmesi demektir. Bütün bunları, Hadis-i Şerifleri ve Ayet-i Kerimeleri, göz önünde tutarak diyoruz ki; rüşd sahibi nesiller yetiştirmek amacını yitirmeyip, aynı şuur ve bilinçle gayret göstermeye devam etse idik, bugün ağacın yaşken eğilmesinin “diploma almakla” mümkün olacağını zannetmiyor olacaktık.

Bu yazımızı okuyan 1.297. takipçimizsiniz.

Ertuğrul Gazi

Mart 1993, Maraş doğumlu. İlk ve orta öğretimi Maraş'ta tamamladı. Lisenin önemli kısmını Darende'de okudu. HKÜ Hukuk Fakültesi'nde son sınıf öğrencisidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir