Şeyh-ül İslamın Kurduğu Osmanlı Kriket Takımı

Osmanlı Devleti’nin Güney Afrika’ya şeyhülislam olarak gönderdiği Ebubekir Efendi’nin Cape Town’da kurduğu Ottoman Cricket Club, 133 yıl önceye uzanan ilginç hikâyesiyle dikkat çekiyor. Osmanlı Devleti… 60’ın üzerinde milleti yüzlerce yıl himayesinde bulunduran Hanedanı Âli Osman, politika ve siyasetin

yanı sıra sportif olaylarla da öncülük etmiştir. Yardım dağıtılan şehirlerin spor kulüpleri, Osmanlı’ya duydukları vefa borcunun bir ifadesi olarak armalarında ay-yıldız kullanmış ya da doğrudan Ottoman ismini seçmiştir. Balkanlardan Britanya Adası’na kadar pek çok yerde bu duruma rastlanabilir. Ancak en ilginç örneklerden bir tanesi hiç şüphesiz Güney Afrika’da kurulan Osmanlı Kriket Takımı’dır.

44 GÜNLÜK YOLCULUK

Orijinal adı Ottoman Cricket Club olan takımın kuruluş öyküsü bir hayli şaşırtıcı. Dönemin İslam halifesi unvanına sahip olan 34. Osmanlı Padişahı Sultan İkinci Abdülhamid, ülkesini adım adım güçlendiren işlere imza atmaktadır. Dünyanın en uzak noktalarındaki İslam coğrafyalarına bile yardım eli uzatmaktan imtina etmeyen sultan, Güney Afrika’daki Müslümanlara karşı duyarsız kalamaz. O yıllarda Afrika’nın güneyindeki Müslümanlar, İngilizler tarafından zulme uğratılmakta ve dinlerini yaşayamamaktadırlar. Tarihler 1863 yılını gösterdiğinde acil bir kararla Güney Afrika’ya bir şeyhülislam gönderilmesi kararı alınır. Hem bir bilim adamı hem de bir din âlimi olan Ebubekir Efendi bu iş için görevlendirilir.

44 gün süren zorlu bir gemi yolculuğunun sonunda Afrika kıtasının güney ucuna varılır. Tarihi şehir Cape Town, 1488 yılında Portekizli denizciler tarafından keşfedilmiştir. Zaman içinde Hollanda ve İngiliz kültürleriyle harmanlanan şehre, ilk Müslümanlar 1700’lü yılların başında gelmişlerdir. Kısa bir süre sonra şehrin ilk camisini inşa eden Müslümanlar, Avrupalıların baskısıyla karşı karşıya kalınca varlıklarını koruyabilmek için mücadele etmek zorunda bırakılmışlardır. Ancak Şeyh Yusuf ve 49 arkadaşı sürgün edilmekten kurtulamamıştır.

CAPE TOWN’DA OSMANLILAR

Ebubekir Efendi, İngilizler tarafından hoş karşılanmaz. Ancak şeyhülislam kararlıdır. Cape Town’a geldikten sadece üç ay sonra bir okul kurup öğrenciler yetiştirmeye başlar. Cape Town Osmanlı Mektebi, Afrika’nın güneyindeki ilk İslam eğitim kurumudur. Okulun bütün masrafları ise Osmanlı Devleti tarafından karşılanmaktadır. Ama o bununla da kalmaz. Binbir fedakârlıkla halife adına bir cami yaptırır. Yedi ay gibi kısa bir zaman içinde bölgedeki yerel dilleri öğrenir. Afrika dilindeki ilk İslam eseri olan Beyanü’d-Din adlı bir kitap yazar. Sonuç olarak toplam 17 yıl kaldığı Güney Afrika’da yüzlerce öğrencinin yetişmesine sebep olur. Öyle ki onun öğrencileri sonraki yıllarda Londra’da bile cami yaptırırlar. Günümüzde 3,5 milyon nüfuslu Cape Town’ın yaklaşık üçte biri Müslümansa biraz da onun ve elbette Osmanlı’nın sayesindedir.

ADIM ADIM ŞAMPİYONLUĞA

Gelelim asıl hikâyemize… Cape Town’daki Osmanlı mektebinin öğrencileri boş zamanlarını değerlendirmek için bir spor kulübü kurmayı düşünürler. O dönem Güney Afrika’nın en gözde sporu krikettir. Müslüman öğrenciler bu sporda kendilerini geliştirip bölgedeki sömürgeci Batılılara hadlerini bildirmeye karar verirler. 1882 yılında Osmanlı Devleti’nin sponsorluğunda Ottoman Cricket Club kurulur.

Takımın armasındaki üç hilal, Osmanlı’nın üç kıtadaki varlığını temsil eder. Birbirinden sert antrenmanlar, yeni antrenmanları izler. Sporcular adeta canları çıkana kadar çalışırlar. Osmanlı Kriket Kulübü, 1914 yılına gelindiğinde yerel ligde şampiyon olur. Takım, artık bütün kıtadaki Müslümanların ve mazlumların temsilcisi olmuştur. Güney Afrika’nın en eski iki takımından biri olan

Ottoman Cricket

Club, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’nın getirdiği ekonomik buhranlara da ırkçı apartheid rejiminin kanlı uygulamalarına da direnir. Müslümanlar kulübü yaşatmak için adeta yemin etmiştir. Kulübe bitti gözüyle bakıldığı 1939-40 sezonunda sürpriz bir kupa şampiyonluğu kazanılır. Osmanlılar, Daniels Lig Kupası’nı müzelerine götürmeyi başarır. Bu başarıya adeta herkesin ihtiyacı vardır. Kulübün üzerine düşen ölü toprağı silkelenir ve peş peşe zaferler başlar: 1942, 1945, 1953 ve 1954 şampiyonlukları gözleri yine Osmanlılara çevirir. 1976 yılındaki Big Eight Competition’daki (8 Büyükler Şampiyonası) şampiyonluk kulübe uluslararası bir ün kazandırır. Başarılar önce 2000’li yıllara, ardından günümüze kadar devam eder. Özetle, bir döneme adeta damgasını vuran Osmanlı Devleti, insanlığa sunduğu tarihi eserleriyle olduğu kadar sanata ve spora kattıklarıyla da yıllarca konuşulmaya devam ediyor, edecek.

Kaynak:  TR Dergi – Süleyman Beyazıt

Bu yazımızı okuyan 1.454. takipçimizsiniz.

Ömer Dalgıç

1986 Sivas Doğumlu. İlk, Orta ve Lise eğitimini Gürün ve Darende'de tamamladı, Afyon Kocatepe Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü mezunu. Kapadokya ve Bodrum'da Fitness Antrenörlüğü yaptı. Özel bir eğitim kurumunda Beden Eğitimi Öğretmeni olarak görev yapmakta. Voleybol Uzmanlığı, Badminton antrenörlüğü, Ftness Antrenörlüğü ve Masörlük belgeleri bulunmakta.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir