Osmanlı’da Ramazan Bayramı

Geçmişten bugüne İslam coğrafyasında bayramlar ve bayram yemekleri her daim çok önemli olmuştur. Bayram öncesi çarşı, pazar, sokaklar, konaklar ve saraylarda başlayan hazırlıklar birçok yabancı seyyahın notlarında önemli yer tutar.

Yabancı seyyahlar ramazanın gelmesiyle değişen sosyal iklimden bahseder. Bu iyimser ve hoş hava özellikle bayram zamanı zirveye çıkardı. Sultan İstanbul’da ise kutlamalar daha şenlikli geçerdi. Sokaklarda hokkabazlar, ip cambazları gösteri yapar; kukla, gölge oyunu ustaları hünerlerini sergilerdi. Hemen her yerde müzik icra edilir ve denize kadırgalar indirilirdi. Şehrin her yerine salıncak ve dönme dolaplar kurulur, sokakta insanlara çiçek suları, meyveler ve ekmekler ikram edilirdi.

Ramazan Bayramı ulvi bir dinî bayram olduğundan herkes gücü ölçüsünce bolluk içinde yemek-içmek ve misafir ağırlamak için elinden geleni yapardı. Tertemiz, yepyeni kıyafetler çok önceden hazırlanır ve bayram boyunca giyilirdi.

İhtiyaç sahiplerine, Ramazan Bayramı boyunca kesilen koyunların etlerinin yanı sıra ekmek ve para dağıtılır, hastaları görmeye gidilir ve öksüzlere yardım edilir, mezarlık ziyaretleri yapılırdı. Birbirleriyle küs olan Müslümanların bayram sırasında barışması yabancı seyyahların övgü ve hayranlıkla bahsettiği bir gelenekti.

Osmanlı’da bayram namazı sonrası Bayram Alayı ismi verilen geçiş töreni yapılır, ardından başlayan eğlence ve yemek yeme süreci bayramın son gecesine kadar devam ederdi.

Ramazan Bayramı boyunca özellikle devlet ricalinden ve kibar sınıfından olanlar birbirlerine hediyeler alırlar, karşılıklı ziyaretler gerçekleştirirlerdi. Sarayda da bayramlaşma geleneksel düzene göre bir merasim ile gerçekleşir, sonrasında yemekler yenir ve yeniçerilere yiyecekler dağıtılırdı.

Zengin konaklarında aşçılar bayram akşamları için kurabiye ve helvalar hazırlardı. Osmanlı döneminde bayram sofralarında pilavlar, dolmalar ve zeytinyağlıların yanı sıra et yemekleri ve baklava sofranın baş tacı olarak masada yerini alırdı.

Ayranlı Sac Kebabı

4 kişilik

1 kg kuzu kuşbaşı / 3 su bardağı ayran / 3 yemek kaşığı tereyağı / 1 çay kaşığı tuz / 1 çay kaşığı karabiber

Sac tavaya ya da büyük bir tavaya kuzu etini, tuzu, karabiberi ve bir su bardağı ayranı koyarak pişirin. Etler suyunu ve ayranı iyice çekince tereyağını ilave ederek kavurmaya devam edin. Pişince ateşten alıp servis edin.

Etlerin tamamı kavrulunca 2 su bardağı ayranı da ilave edin ve etleri servis edin.

Ballı Pekmezli Elma Baklavası

5 kişilik

20 adet baklava yufkası / 150 gr ceviz içi / 1 su bardağı bal / 4 adet tatlı elma / 200 gr tereyağı / 2 su bardağı pekmez / 1 çay kaşığı tarçın

Elmaları rendeleyip elinizle iyice sıkarak suyunu akıtın. Sıkılmış elma rendesini bir kaba alın, üzerine ince kıyılmış ceviz içini, tarçını ve balı ilave ederek karıştırın ve baklavanın içini hazır hâle getirin. Tereyağını eritin. Bir yufkayı tezgâha yayıp fırça ile hafifçe yağlayıp üzerine bir kat daha yufka serin ve onu da yağlayın. Yağladığınız yufkaları sonunda tutup iki parmak kalınlığında bir kat katlayın. Katladığınız kalın bölüme içten serpiştirin, sonrasında tüm yufkayı elinizle sarın ve yağlanmış tepsiye dizin. Tepsi dolduğunda kalan yağı üzerine serpiştirin ve rulo hâlindeki yufkaları 6 parça hâlinde dilimleyin. Sonra 180 derece fırında 15-20 dakika pişirin, fırından çıkan baklavaya üzüm pekmezi dökerek servis edin.
Önceki


Bu yazımızı okuyan 1.530. takipçimizsiniz.

gencyolcular

Genç Yolcu 2005 yılında #BirlikteKeşfedelim sloganıyla Gezi • Kültür • Sanat alanında yayın hayatına başlamıştır. İletişim: bilgi@gencyolcu.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir