İstanbul’un Manevi Sahibi Mihmandar’da

Bir Eyüp Sultan Romanı, Eyüp Sultan, diğer bir adı ile Ebu Eyyüp el-Ensari Türk İslam tarihinde oldukça önemli bir yer tutar. Hz. Muhammed’in Mekke’den Medine’ye göç ettiğinde O’nu evinde ilk misafir eden kişi olan Eyüp Sultan bu yüzden Mihmandar-ı Nebevi olarak da anılmaktadır. Peygamberin mihmandârı! Bir arzun varsa yapayım. Bir vasiyetin varsa yerine getireyim!” “Ey Emîr! Sakın Allahın dinini bozma, müminler arasına fitne girmesine müsaade etme. Askere adalet ile muamele eyle ve düşman karşısında can kaygusu çekme. Bana gelince, senden ve senin ait olduğun şu dünyadan hiçbir şey istemediğimi bil ve herkese böylece ilan et. Şurada can oynatan cengâverlerden son arzum odur ki Azrail (a.s) bize uğradıktan sonra naşımı Konstantiniyye surlarına yakın götürsünler. O gün savaş hattı nerede oluşursa, bedenimi o noktaya kadar taşısınlar ve orada, savaşan mücahitlerin arasında beni defneylesinler. Ta ki atlarımızın ayakları bedenimi çiğnemiş olsun, Bizans dokunamasın. Ayrıca, eğer yapabiliyorlarsa, cenazemi kendi atımın arkasında bir sedyeye bağlayıp taşısınlar. Tıpkı Kutlu Nebiyi getiren Kusvânın Medinede bizim hanemizi bulduğu gibi o da benim için nereye gideceğini ve nerede duracağını bulacaktır.”

İstanbul kuşatması sırasında öldüğü ve kendi arzusu ile surların dibine gömüldüğü söylenmektedir. İstanbul’daki Eyüp semtinin adı ondan gelir ve hem kendi adına bir Türbesi vardır hem de Eyup Sultan Camii onun adından gelir. İslamiyeyi, Tarihi ve Aşkı birleştirmesi ile tanınan İskender Pala da son romanında Eyup Sultan’ı anlatıyor. Eyüp Sultan’a verilen Mihmandar adı ile yayınlanan roman şimdiden büyük beğeni topladı ve en çok satanlar arasında yer almayı başardı. PROF. DR. İSKENDER PALA SON ROMANI MİHMANDAR’DA EYÜP SULTAN’I ANLATTI. ROMAN ÜZERİNE KENDİSİYLE KEYİFLİ BİR SÖYLEŞİ GERÇEKLEŞTİRDİK.

Eyüp Sultan’ın romanını yazma fikri nasıl doğdu?

Türkiye’de özellikle de gençlerimizin, hayatlarını örnek alacak kahramanlar var. Fakat bu isimleri hep eksik bilgilerle biliyor, zihin dünyamıza tam manasıyla taşıyamıyoruz. Bu durum tam bir kimlik problemine yol açıyor. Hafızalarımız bu bakımdan fazla dolu değil. Manevi dünyamızın önde gelen sembol isimlerinden biri olan Eyüp Sultan, ismen hepimizin bildiği ama hayatını yakından pek de incelemediği bir şahsiyet. Bu romanla biraz olsun kapıyı aralamaya gayret ettim.

Eyüp Sultan’ın İstanbul’la ilişkisi nedir?

Öncelikle sahabedir ve Ensar’dandır Eyüp Sultan. Peygamberimizi (s.a.v.) evinde altı ay kadar misafir eden kutlu isimdir. İstanbul’un fetih mücadelesine katılmış büyük bir mücahit, ruhunu bu şehirde teslim etmiş örnek bir şahsiyettir. Eyüp Sultan, İstanbul hiyerarşisi içinde önemli bir yer işgal eder. Osmanlı Devleti, şehrin dışında kalmış bir kasabacık olan Eyüp’e düzenleme getirmiş; oranın yapılandırılması ve oraya insanların akmasını teşvik etmiştir. O, muhteşem bir hizmetkârdı. Bu yüzden sultanların çoğu ona hizmet ettiler. Kimisi hat yazdırdı, kimi çeşme yaptırdı… Kılıç kuşanma merasimleri orada oldu.

Nasıl çalıştınız roman için? Her romanımda yaptığım üzere konunun geçtiği yerleri mutlaka ziyaret ediyorum. Barbaros’ta İtalya ve İspanya’ya gitmiş, Akdeniz havzasını dolaşmıştım. Mihmandar için de Mekke’ye gittim. Oradan Medine’ye, Ebu Eyyûb el-Ensarî Hazretleri’nin evinin olduğu yere gittim. Bağdaş kurup bilgisayarımı açtım… Peygamberimizin ravzasına bakarak verimli bir okuma yaptım. Sonra getirip editörlerime teslim ettim.

Okurları bekleyen yeni çalışmanızla ilgili birkaç ipucu istesek?

Henüz çok erken bunu söylemek için ama Asr-ı Saadet’e ilişkin bir şeyler yazmak, o ruh iklimini, manevî havayı devam ettirip okuyucularıma yansıtmak istiyorum.

Yazar:  Hasan Mert Kaya

Bu yazımızı okuyan 1.056. takipçimizsiniz.

gencyolcular

Genç Yolcu 2005 yılında #BirlikteKeşfedelim sloganıyla Gezi • Kültür • Sanat alanında yayın hayatına başlamıştır. İletişim: bilgi@gencyolcu.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir