Gönüllü Türk Gençler, Afrika’yı güldürmek için toplandı

Hatice Yentürk, kurduğu Assalam Vakfı ile Afrika kıtasının cennet adası Zanzibar’da gönüllülük turizmini faaliyete geçirdi. Zanzibar’ın yetim çocukları Türkiye’den giden gönüllü gençler sayesinde gülüyor. Afrika’daki gönüllülük faaliyetlerinin her zaman masum niyetlerle gerçekleşmediğini söyleyen Yentürk, “Gönüllülük turizminin ekmeğini daha çok misyoner organizasyonlar yiyor” diyor.

Gönüllülük turizmi dünyada yıllardır yapılıyor olsa da ülkemiz için oldukça yeni bir kavram. Bu kavramın temelinde hem tatil yapıp hem de ihtiyaç sahibi insanlara yardım etmek yatıyor. Hatice Yentürk ve eşi Fatih Yentürk kurdukları Assalam Vakfı ile Zanzibar’a gönüllülük turizmi götürüyor. Zanzibar’ın yetim çocuklarının yüzü Türkiye’den giden gönüllü gençler sayesinde gülüyor. Gönüllüler, çocuklara eğitimler veriyor, yolları temizliyor, parkları, evleri, bazı yapıları onarıyor.

Bir yandan da Zanzibar’ın el değmemiş doğasında tatilin keyfini çıkarıyor. Bu hafta Hatice Yentürk ile gönüllük turizminin ve faaliyetlerini projelerini konuştuk. Bu programa dahil olan gönüllü gençler Bilal Çorbacıoğlu, Gülnaz Yücel, Hilal Düzel, Zeynep Kiraz, Fırat Keserci, Feyza Pamukoğlu, Beyza Öztürk, Sıla Sezer, Azra Gül Orekici ve Abdullah Avcı’dan da deneyimlerini dinledik. Afrika’daki gönüllülük faaliyetlerinin her zaman masum ve halis niyetlerle gerçekleşmediğini söyleyen Yentürk, “Gönüllülük turizminin ekmeğini daha çok misyoner organizasyonlar yiyor” diyor.

Afrika’daki gönüllülük faaliyetleri nasıl ilerliyor?

Bu olay herkes tarafından çok masum ve halis niyetlerle gerçekleşmiyor. Gönüllük turizminin ekmeğini daha çok misyoner organizasyonlar yiyor. Çünkü artık klasik misyonerliğin modası geçmeye başladı. İnsanlar rahibe görünce direkt kaçıyor. Ancak aynı insanlar bir anda hayatna giren köyüne gelip öğretmenlik yapan dünya güzeli boncuk gözlü tatlı turistlerden çok daha etkin biçimde etkileniyor.

Bununla ilgili rakam verebilir misiniz?

Her sene 25- 30 milyon insan bu şekilde gönüllü olarak dünyaya açılıyor. Şaşılmayacak şekilde Afrika gönüllülerin yüzde 17’lik bir oranda en fazla tercih ettiği destinasyon. Bunların yüzde 45’i dini organizasyonlar yoluyla gidiyor. Gelelim sonuçlara: Afrika özelinde 1999’lerin başında yüzde 8’lerde olan Hıristiyan oranı şimdi yüzde 55’lerde. Bence bu konu üzerinde çok düşünülmeli ve çalışılmalı.

Assalam Vakfı Gönüllüleri – Zanzibar

DUVARLAR ÖRMEDİK

Zanzibar’da misyonerlik faaliyetleri yürüten kaç yapı var?

Bilmiyorum. İlk geldiğimizde gönüllü turizmi yapan gayrimüslim 22 organizasyon vardı benim sayabildiğim. Ama hepsine misyoner demek doğru olmaz. Bazıları yunusları korumak için bazısı insaniyet namına.

Onlarla nasıl mücadele ediyorsunuz? Size karşı tutumları nasıl?

Biz aslında kimseyle mücadele etmiyoruz, kimse de bizimle uğraşmıyor. Enerjimizi yıkmaktan çok yapmaya kullanmaya çalışıyoruz. Misyonerlik yapmadığı müddetçe gayrimüslimlerle bir sorunumuz yok aslında. Afrika aşkına yanan gönüllüde din sorgulamıyoruz hiç. Mesela Alaskalı bir Emilie’miz var, budist. Anaokulumuzda ve çocuk üniversitemizde sosyal bilimler öğretmeni. Afrika’yı bizim gibi seviyor. Bütüncül, derin. Kenyalı Hristiyan bir Lydya’mız var, cafede çalışıyor. Yetimlerden bahsedince ağlıyor, öyle yufka yürekli. Biz Afrika’yı bir bütün olarak görüyor ve seviyoruz.

Assalam Vakfı Gönüllüleri – Zanzibar

Afrika‘da yardıma ihtiyaç duyan birçok ülke varken Zanzibar’ı neden seçtiniz?

Zanzibar Müslüman bir ada, 90’dan fazla ülke gezmiş biri olarak dünyada en sevdiğim ve kendimi evimde hissettiğim yer. Güvenlik tehditi yok, savaş yok, salgın hastalıklar yok. Afrika, ama Afrika’nın bilinen pek çok tehditinden izole. Yani projeleriniz için mükemmel bir pilot nokta. Çünkü küçük. 1.2 milyon insan yaşıyor hepi topu. Çünkü yaptığımız şeyi bağıştan ziyade gönüllü ile yapmak istiyoruz, gönüllüyü her yere getiremezsiniz. Çünkü yaptığımız şey tüm Afrika’ya örnek olsun istiyoruz, Zanzibar yüzyıllarca tüm Doğu Afrika’nın bağlı olduğu mükemmel bir sultanlık, projeleri yeşertmek için verimli topraklar.

Zanzibar halkı sizi nasıl karşılıyor?

Zanzibar halkı dünyanın en tatlı halkı olabilir, ama yine de Müslüman olsun olmasın yabancıya ‘Mzungu’ (Beyaz adam) diyor. Bir mesafesi oluyor, mesela okul açıyorsunuz göndermiyor. Ama bizim durumumuz biraz farklı oldu. Geldiğimiz ilk günden itibaren tüm kartlarımızı açık oynadık. Duvarlar örmedik. Hal böyle olunca bizde mesafe kalmadı. Ama yabancılara gösterdikleri şüpheci yaklaşımı sonuna kadar destekliyorum, yoksa hiçbir şeyin önünü alamazlar. Bu ada hala yüzde 99 olan Müslüman nüfusunu bu muhafazakar tavra borçlu.

YOLUN BAŞINDAYIZ

Bugüne kadar kaç kişi gönüllü oldu?

Sadece TİKA tecrübe paylaşımı programı ile 63 genç ağırladık. Kasım itibarı ile kamplarımız başlayacak. Afrika sanatları kampı, doğal alternatif yaşam kampı gibi. Şu ana kadar 250’ye yaklaştı gönüllümüz.

Hangi atölyeleri yaptınız onlarla?

İlk geldiğimizde medreselerde ve açtığımız ufak bir atölyede bilim sanat atölyeleri düzenliyorduk çocuklara, onlara sağladığımız internet ve bilgisayar imkanları üzerinden dünyaya bağlanmalarını sağlayacak İngilizce eğitimleri veriyorduk bir de. Şimdi olayın rengi biraz değişti. Kendi anaokulumuzu, kendi çocuk üniversitemizi, kendi mesleki eğitim merkezimizi açtık. İlk geldiğimizde eşim ve ben hariç tam zamanlı bizimle kalan sadece bir gönüllü koordinatörümüz vardı. Şimdi 7’si Türk 50’den fazla kişiyi istihdam ediyoruz. Artık her şey çok daha sistematik. Artık bilim şenlikleri düzenliyoruz binlerce çocuğa şehir merkezinde, Zanzibar bilim merkezi hayalleri kuruyoruz. Biz büyüdükçe düşlerimiz büyüyor.

Assalam Vakfı Gönüllüleri – Zanzibar

Asıl muhtaç olan biziz

Bilal Çorbacıoğlu 23 yaşında bilgisayar mühendisi “Gönüllüyüm çünkü hayatımı ancak bu şekilde anlamlandırabiliyorum. Mutluluğun başkalarını mutlu etmek olduğunu kati surette biliyorum, yaşadığımız köyde ekmek almaya giderken, peşim sıra “Habariza asubuhi Bilal-i…“ diye koşan çocukların seslerindeki tınıda duyuyorum, defter, kitap, kalem verdiğimiz çocukların gözündeki mahcup ve bir o kadar müteşekkir o bakışta görüyorum, sarıldıklarında kalplerindeki sıcaklıkta hissediyorum“ diyor. Bilgisayar atölyesinde çalışan Çorbacıoğlu, civar köylerin en zeki 5 çocuğu ile kodlama dersleri yaptıklarını belirtiyor. “Takkemi takıp camiye gidiyorum, köydeki herkesin kafasındaki o Mzungu algısını değiştiriyorum. Biz de varız diyorum, Müslüman beyazlar da var“ diyen Çorbacıoğlu bu tecrübenin kendisini nasıl değiştirdiğini anlatmak için “Keder, insanın karakterini nasıl da sağlamlaştırıyor. Artık hayatımın ilk sırasında şahsım yok, buradaydım, olan biteni gördüm ve yaşadım. Yaşadıkça değiştim, değiştikçe daha net anladım. Meğer asıl muhtaç olan biziz“ ifadelerini kullanıyor.

Assalam Vakfı Gönüllüleri – Zanzibar

Modern endişeler yok

Gülnaz Yücel, İstanbul Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler öğrencisi, 20 yaşında. Gönüllülük turizmi için Zanzibar‘ı seçme nedenini “Afrika‘da hayatın nasıl olduğunu ve köleliğin nasıl bir geçmişi olduğunu merak ettiğim içindi. Kölelik Müzesi‘ni ve Stonetown‘ı gezerken buraya daha çok gelmem gerektiğini düşündüm. Çünkü siz ümmetinizle kenetlenmezseniz başkaları onların ‘kurtarıcısı’ olabiliyormuş“ sözleriyle açıklayan Yücel, gönüllü turist olarak tek bir atölyede çalışmadığını, nerede ihtiyaç varsa yardım ettiğini söylüyor. Zanzibar‘da doğanın hala tahakküm sahibi olduğunu dile getiren Yücel, “Yaşamınız kendi seyrinde ilerliyor ve müdahale etmenizin bir faydası yok. Modern endişelerimizin burada yeri yok. Zanzibar halkında gözlemlediğim başka bir şey ise burada bulunan beyazları memnun etme isteği. Müslüman da olsanız beyazsınız ve herkes sizin memnuniyetiniz için çabalıyor. Gittiğimiz yerlerde hep bununla karşılaştım. Sanırım bu geçmişteki köleliğin hafızalarda hala etkisini göstermesinden kaynaklı. Buradaki yaşamı görmek benim Afrika ve hayat algımı çok değiştirdi. Başka hayatların mümkün olduğunu ve yaşadığımız dertlerin biricik olmadığını burada fark ettim“ diyor.

Bavul gibi gezmeyin

Feyza Pamukoğlu, 27 yaşında endüstri mühendisi. Zanzibar‘a koordinatör ekibinde yer almak üzere giden Pamukoğlu dokuz aylık bir çalışması olacağını söylüyor ve ekliyor: “Tüm gönüllülerimizi ağırladağımız ve aynı zamada içerisinde okulumuzun, interaktif ağaç ev çocuk kütüphanemizin , mesleki atölyelerimizin olduğu bir kampüsümüz var. Benim ana görevim ise bu kampüsün konaklama kısmının koordinasyonu. Bir nevi otel işletmesi. Bir de uluslararası alanda fon sağlayan kuruluşlar ve projeleri takip edeceğim. “Bir söz vardı, İlber Ortaylıya ait.” Bavul gibi gezmeyin.” Sonuçta bavulda bir şekilde seyahat ediyor ama yol,iz, rota bilmeden… Aslını da hep muhafaza ediyor.Buraya gelirken aklımda hep farklı hayatlara temas etmek ve bu süreçte kendimi de yeniden şekillendirmek vardı.İnsanlara fayda sağlamaya çalışırken aslında kendim de bir çok şeyi öğreniyorum. Sınırlarımı fark ediyorum, çok farklı değerler kazanıyorum.Zaman geçtikçe daha net farkedeceğim belki ama şimdiden görüyorum ki aslında olmadan yaşayamam dediğimiz birçok şey olamadan da gayet güzel yaşıyabiliyoruz. Burdaki insanlar ve yaşantı her geçen gün bunu hissettiriyor bana.“

Assalam Vakfı Gönüllüleri – Zanzibar

Hayata değer kattık

Hilal Düzel, 30 yaşında bir diş hekimi. Afrika’da gönüllülük faaliyetinde bulunmanın öğrencilik hayali olduğunu söyleyen Düzel Zanzibar deneyimlerini şöyle anlatıyor: “Yaptığımız işlerle hayat kurtarmadık ama hayata değer kattık. Ağaç kütüphanemiz yapılırken zeminindeki taşları ve yabani otları çocuk oyun alanı için önce tırmıklarla sonra ellerimizle temizledik. Beni en çok etkileyen şeylerden biri bu eğitimlerde çocukların bana sorduğu sorulardı. Bana “Diş fırçamız yoksa dişlerimizi nasıl temizleyebiliriz?” gibi sorular sordular ve alternatif çözümleri konuştuk. Bu imkanlara sahip değiliz yapamayız demek yerine eksik olanın yerini neyle doldurabileceklerini sordular. Ve bu onları üzen bir soru değildi, beni mutluluk kavramı üzerine düşündüren bir soruydu. Çünkü Afrika’da bir ihtiyacınız hep eksik kalacak muhtemelen ve bu sayede de kendinizi en çok orada tamamlayabileceksiniz belki de.“

Assalam Vakfı Gönüllüleri – Zanzibar

Hayallerim ve hedeflerim büyüdü

22 yaşında İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Zeynep Kiraz, üniversiteye başladığından beri aktif olarak çesitli vakıf ve derneklerde gönüllü faaliyetlerde yer alıyor. Zanzibar‘da bulunduğu süre boyunca hem çocuklar ile İslam Mirası dersleri yaparak hem de yetim anneleri ile dikiş atölyesinde bebek dikerek gönüllü faaliyetlerde bulunduğunu söyleyen Kiraz, “Zanzibar‘da şaşırdığım ve beni etkileyen çok fazla şey oldu aslında ama en çok etkilendiğim şeylerden biri çocukların zor şartlarda okumalarına rağmen güzel gülüşlerini kaybetmemeleri ve öğrenme istekleriydi. Bu projede yer aldıktan sonra aslında neler yapılabileceğini daha iyi anlıyorsunuz ve yapmanız gereken çok daha fazla şey olduğunu. Farklı bir ülkeyi farklı insanları tanırken aynı zamanda kendinizi de tekrar tanıyorsunuz. Çok farklı deneyimler yaşadım. Bu deneyimler bana çok fazla şey kattı. Bakış açımı değiştirdi diyebilirim. Hayallerim ve hedeflerim daha da büyüdü. Çocukların güzel gülüşlerini gördükten sonra onların daha fazla gülmeleri için daha fazla bir şeyler yapmak istiyorum. Zanzibar’dan döneli bir aydan fazla oldu ama hala rüyalarımda“ diyor.

Assalam Vakfı Gönüllüleri – Zanzibar

Hayatımın dönüm noktası oldu

22 yaşındaki Fırat Keserci, Sivas Cumhuriyet Üniversitesi‘nde kamu yönetimi okuyor. Hayatı boyunca hep insanlık için bir şeyler yapmaya uğraştığını söyleyen Keserci, “Bir kere bu işin tadını alsan istesen de vazgeçemiyorsun. Oradaki hayatları merak ettim, oradaki insanların dertleriyle dertlenmek, dertleriyle hemhal olmak istedim“ diyor. Zanzibar‘ın doğal güzellikleri, insanların sakin yaşayışları, umutlu gülüşleri karşısında çok etkilendiğini kaydeden Keserci, Zanzibar‘da ekip olarak tarlada çalışmış, toprak kazıp ata tohumlarından elde ettiği dalları ekmiş. Dikiş atölyesini yenilemiş. Kişisel olarak da gönüllüler taze ekmek yiyebilsinler diye taş fırını tamir etmiş. Zanzibar‘da en çok insnaların samimiyetinden etkilendiğini belirten Keserci, “Çocuklarda hiç çekinme korkma yok, kendi komsularımla akrabalarımla yıllardır kuramadığım samimiyeti bi haftada zanzibar halkıyla kurdum. Zanzibar deneyimim benim için bi dönüm noktası oldu yaptığım her şeyde artık daha fazla düşünüyorum, çeşitli projeler üzerinde çalışmalar yapıyorum“ diyor.

Assalam Vakfı Gönüllüleri – Zanzibar

“Ben ve ötekini“ bırakalım

Elazığlı Abdullah Avcı 21 yaşında, Ankara’da okuyor. “Cüzdanıyla gezip bir şeyler satın alan bir mzungu (beyaz) değil de gönlümle ve yettiği kadar elimle yatırım yapmaya gelen bir rafik (dost) olmak istediğimden dolayı, veren el alan el ilişkisindense içimizdekini paylaşmak için ve „ben ve ötekini“ bırakıp biz olabilmek için gönüllü turist olmak istedim“ diyen Avcı, sahil temizliği, tarım faaliyetleri (çapa) ve genel olarak taşıma götürme işlerinde çalışmış. Zanzibar‘da en çok nelerden etkiklendiğini ise şu sözlerle anlatıyor: “Zanzibar‘ın zengin, karmaşık ve acı tarihinin kök salmış çınarı Stone Town‘un büyülü sokakları, turkuazın en güzel tonundaki okyanusun içindeki binbir renk ve çeşit balık. Okyanusun bembeyaz kumlara ve tropik ormanlara eşlik ettiği muazzam sahilleri, dünyanın en tatlı çocuklarının neşeyle ışıldayan gözleri Zanzibar‘da beni en çok etkileyen şeylerdendi.“

Assalam Vakfı Gönüllüleri – Zanzibar

Aranızda selamı yayın

Beyza Öztürk, İstanbul Üniversitesi Psikoloji 4. sınıf öğrencisi, aynı zamanda Türk Dili ve Edebiyatı ile çift anadal yapıyor. Assalam Vakfı’nda ise Gönüllü Koordinatörü olarak yer alıyor. “Benim için gönüllülük bütün makam, mevki, statülerin ortadan kalktığı, ne ihtiyaç varsa yüksünmeden omuz omuza verilerek yapıldığı bir gönül işi“ diyen Öztürk, Boya yapmış, ot yolmuş, temizlik yapmış. Birçok şeyi ilk defa yaptığını kaydeden Öztürk, “Sürekli ilgilendiğim alan kendi donanımıma da uygun olarak oyun terapisi oldu. 3 ay boyunca çocuklarla oyun terapisi yaptım. İnsani niteliklerimizden uzaklaşıp modern kölelere dönüştüğümüz şu çağda kaybettiğimiz değerlerin Afrika insanında hala capcanlı olduğunu gördüm ve o an vuruldum Zanzibar‘a. Bence ‘Aranızda selamı yayın‘ Hadis-i şerifini en güzel uygulayan insanlar burada. Bütün köyle ahbap olduğumuz şu günlerde selam alıp- vermekten yolda yürüyemez hale geldim. Hele de ismimi haykırıp kucağıma koşuşan minikleri görünce anlıyorum ki sevme kapasitesi kullandıkça artan bir şey“ diyor.

Assalam Vakfı Gönüllüleri – Zanzibar

Çocukların terlikleri rüyalarımda

Sosyal hizmet 3. sınıf öğrencisi Sıla Sezer Zanzibar seyahatini şöyle anlatıyor: “Dikiş atölyesinde topluca grup arkadaşlarımla orada çalışan kadınlara yardım ettik. Onun dışında hemen hemen her işi yaptık. Ağaç ev için gereken her adımda yardımcı olmaya çalıştık. Bazen ot yolduk bazen zımpara yaptık bazen de bizden büyük odunları taşıdık. Tohum diktik. Genetiğiyle oynanmamış tohumlar hakkında da eğitim aldık aynı zamanda.“ Bu seyahatin kendine ne kazandırdığını ise “Hayata farklı bir bakış açısıyla bakıyorum artık. Paranın ve zamanın değeri farklıydı orada. Bize 12 saat yetmezken 6 saatle hayat süren bir yerdi Zanzibar. Çocukların terlikleri beni rüyalarımda bile bırakmıyor. Giymekten aşınmış, delinmiş fakat hala giyilmeye devam ediliyor“ sözleriyle anlatıyor.

Rahat ol her şey yolunda

Azra Gül Orekici, Konya’da İlahiyat Fakültesi öğrencisi. Orekici, Çocuk Üniversitesi’nde eğitim gönüllülüğü yapmış. Zanzibar’da en çok “Hakuna Matata” (rahat ol, her şey yolunda) felsefesinden etkilendiğini söyleyen Orekici, “Bu sözün nasıl yaşandığını Zanzibar’da öğrendim. Nasıl işe yaradığını gördüm ve bunu hayatıma geçirdiğime de inanıyorum. Zanzibar’ın insanı başlı başına bir deneyimdi zaten“ diyor.

Kaynak: YeniŞafak – Harun Karaburç

Bu yazımızı okuyan 2.165. takipçimizsiniz.

Hamit ihtiyar

1996 Bursa İnegöl doğumluyum. Lise eğitimimi Özel Birgül Lisesinde tamamladım. Uludağ Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü 4. sınıf öğrencisiyim. Seyahat etmeyi seviyorum. Şimdiye kadar 12 ülkede bulundum ve bu sayıyı arttırmaya çalışıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir