Facebook seçkinleri rahatsız!

Duyduk duymadık demeyin! Halk Facebook’a akın etti, vatandaş profilini sildiriyor. Şaka değil, eski nezih sakinler bu alanın bu kadar açık ve gani bir sosyalleşme diyarı olmasını beklemiyordu. Ayrıcalıklarını yitirmiş olmanın hüznüyle ‘nerede o eski mutena semtler’ tadında bir bocalama yaşıyorlar. Kendilerine ‘sizi artık second life paklar’ diyor, hayatta başarılar diliyoruz.Harvard kaçkını bir çocuğun sırf dersten başka bir şey düşünmeyen okul arkadaşları sosyalleşsin diye kurduğu internet sitesinin, bir anda Türkiye’de çılgınlığa dönüşeceği iki ay öncesine kadar kimin aklına gelirdi? Kim derdi ki öğrencisi, doktoru, mühendisi, eğitimlisi, eğitimsizi, arsızı, huysuzu magazin dergilerini aratmayan fotoğraflarıyla sanal âlemde arz-ı endam edecek? Sanal çaylar eşliğinde pastalar kesilen site, en ciddi yazarların bile köşelerinden pay kapacak. Ana haber bültenlerine dakikalarca konu olacak. E-posta kutuları ‘Çok yalnızsın. Gel de sosyalleş!’ davetiyeleriyle dolup taşacak. Ya da ayaküstü karşılaşılan arkadaşa “face’te bizim gruba gir görüşelim abi” nevinden ifadeler kullanmak adiyattan olacak. Evet bunların hepsi; hatta dahası oldu. Tamamen İngilizce tabanlı hizmet veren siteye ‘yes-no’dan başka yabancı sözcük bilmeyenler bile üye olma yarışına girdi. Yeter ki arkadaşının arkadaşının arkadaşını, hatta onun da arkadaşını bir tıkla görebilsin. Yeter ki hiç tanımasa bile sırf listesini genişletmek ve sitenin en sosyali (!) görünmek için birilerine ‘beni kabul et’ diye sanal çimdik atabilsin. İşin garip tarafı bütün bu yaşananlar uzun bir zaman diliminde gerçekleşmedi. Bu gelişme, furya kültürünü en üst düzeyde yaşayan, sanal ortamda sosyalleşme meraklısı insanlarımızın sadece bir-iki ayını aldı. Yanındaki masada oturan iş arkadaşına selam bile vermeden ‘face friend’ine sanal çay ısmarlama sevdasına kapılanların çığ gibi büyümesi yüz yüze iletişimi sevenleri üzse de sitenin sahibi Mark Zuckerberg’i mutlu ediyor olsa gerek. Çünkü, 50 milyonu aşan kullanıcı sayısı her an büyüyor ve sitesinin sadece yüzde 1,6’sını 240 milyon dolara Microsoft’a sattı. Ama milyar dolarlık Zuckerberg’in Türkiye gibi ülkeler için atladığı bir gerçek var. Ülkemizde toplumsal yaşamın her alanında olduğu gibi internetin de seçkincileri, elitleri ya da entelektüelleri var. Facebook’u genel kullanıma açılır açılmaz keşfeden bu kesim, talebin bir anda patlaması ve tanıdık tanımadık bir sürü insandan davet postaları almaları nedeniyle şimdilerde yabancı ülkelerdeki arkadaşlarıyla buluşmak için Türkiye’de adı henüz duyulmamış başka başka sitelere kaçıyor. Yeni buluşma alanlarının sunduğu hizmetler de Facebook’tan daha fazla. Bazı siteler, kullanıcılarına arkadaşlarıyla buluşma ve kişisel bilgileri paylaşmanın yanı sıra müzik dinleme, video izleme gibi alternatifler sunuyor. Bu kaçıştan da anlaşılacağı gibi facebook sanılanın aksine yeni kurulmuş bir site değil. Zuckerberg’in 2004 yılında faaliyete geçirdiği site önceleri sadece Harvard öğrencileriyle sınırlıyken 2006 yılının Eylül ayında herhangi bir elektronik posta adresi olan herkesin kullanımına açıldı ve dünya çapında popülerleşmeye başladı. Ardından, Zuckerberg’in genç yaşta yakaladığı başarının sık sık haberleştirilmesiyle site, Türk kullanıcıların hücumuna uğradı. İnsanlar, yaşlarını, ilgi alanlarını, izlediği filmleri, okuduğu kitapları ve en önemlisi de en beğendikleri fotoğraflarını isteğe bağlı kısıtlamalar olsa da milyonlarca facebook kullanıcısıyla paylaşmaya başladı. Herkes, tanımasa da merak ettiği kişiye ait belki de mahrem sayılabilecek bilgilere özgürce ulaşma imkanı buldu böylece. Tabii bir de bu bilgilerin Google indexine girmesi durumu var. Bütün dünyayla sosyalleşmenin yolu da açılmış olacak! Çünkü o gün bütün kişisel bilgiler, sadece facebook kullanıcılarının değil interneti olan herkesin önüne yayılacak. Yine de faceçiler, ‘Kaç yıldır görmediğim okul arkadaşımı buldum. Çok sevindim ya!’ türünden sanal cümlelerle nostalji yapmanın mutluluğunu yaşıyor bugünlerde. Şu ana kadar arama ihtiyacı hissedilmeyen eski arkadaşlara yıllar boyu telefon, e-mail ya da hiç olmadı mektupla ulaşmayı aklına getirmeyenler sanal ortamda nostalji yapmanın mutluluğunu yaşıyor. o.deligoz@zaman.com.tr


Facebook sözlüğüİngilizce bilmediği halde Facebook’un Türkiye’deki binlerce kullanıcısından biri olmak isteyenlerin en azından bazı kavramların Türkçelerini öğrenmesi, siteyi kullanırken rahat etmesini sağlayabilir. Böylece yabancı dil bilen eş, dost, akrabadan olur olmaz zamanlarda yardım istemenin önüne geçilebilir. Sign up ve login’in ne anlama geldiğini bilmiyorsanız bu işe hiç bulaşmayın zaten. Klasik Massenger’ınızla yolunuza devam edin. Sizi İngilizce bilen tanıdıklarınızın başını ağrıtmaktan kurtaracak kısa face sözlüğü ise şöyle:Confirm: Onayla, kabul etIgnore: Yok say, reddet

Poke friends: Arkadaşını dürtükle-çimdikle

View friends: Arkadaşlarını görüntüle

Add to friends: Arkadaş listesine ekle

Bu yazımızı okuyan 1.447. takipçimizsiniz.

gencyolcular

Genç Yolcu 2005 yılında #BirlikteKeşfedelim sloganıyla Gezi • Kültür • Sanat alanında yayın hayatına başlamıştır. İletişim: bilgi@gencyolcu.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir