En kullanışsız 10 otomobil teknolojisi

Popular Mechanics’te yer alan habere göre, işte eskisi gibi rağbet görmeyen otomobil teknolojileri: Direksiyondan kumandalı vites: Teoride manuel olarak vites değiştirme yeteneği daha cazipken, direksiyondan vites değiştirmek ise biraz daha basite kaçıyor. Günümüzde yoğun trafikte manuel olarak vites değiştirmeyi zahmetli bir iş olarak görüyor. Bazı lüks ve üst düzey otomobillerde bu sistem oldukça iyi sonuçlar verirken bazı modellerde vites küçültme veya büyültmelerde sıkıntı yaşanabiliyor. Özellikle virajlı yollarda veya sıkışık trafikte bu sistemin oldukça kullanışsız olduğu hissedilebiliyor.

Yağmura duyarlı otomatik silecekler: Otomatik çalışma sistemi devredeyken gereksiz zamanlarda sileceklerinizin çalıştığını, ihtiyaç duyduğunuz zamanda ise sistemin geç devreye girmesinden şikayet edebiliyorsunuz. Özellikle bazı marka araçlarda bu sistemi devreden çıkarmak için manuel cam sileceği sistemini açarken harcadığınız zamandan fazlasını harcıyorsunuz. Otomobil kullananlar bu sileceklerin tasarımının kötü olmasından ve sileceklerin kötü yerleştirilmesinden şikayet ediyorlar.

Harita lambası: Yine bazı lüks modellerde dikiz aynasının arkasında yer alan ve sürücünün gözlerini almadan koltukları bacak bölgelerini aydınlatan lambalar bulunuyor. 1990’ların sonlarından itibaren harita lambaları yaygınlaşmaya başladı. Günümüzde etkili okuma ışıkları bazı lüks araçlarda bulunuyor. Ancak hiçbir zaman beklentileri karşılamıyorlar. GPS navigasyon sistemlerinin yaygınlaştığı günümüzde haritalara özel bir teknoloji tamamen gereksiz hale geldi.

Elektrikli emniyet kemerleri: 1980’li yıllarda hava yastıkları yaygınlaşmadan önce, otomobil üreticileri pasif güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak için elektrikli emniyet kemerleri kullandılar. Fakat birçoğu için pasif bölüm omuz kemeriydi ve ayrı olarak kucağınızın üzerinden kemer takmak zorundasınız.

Yaklaşma ikaz sistemi: Bu sistemde sensörler araca yaklaşan bir nesneyi tespit ediyor ve sürücüyü sesli bir şekilde uyarıyor. Ancak bu uyarı tonları kapı açık, emniyet kemeri açık ve hatta yakıt ikaz sesi gibi diğer uyarı seslerine benziyor. Günümüzdeki araçlarda bu tarz uyarı sistemlerinin çokluğu nedeniyle sürücüler, panel üzerindeki uyarı lambalarını incelemek için gözlerini yoldan daha fazla ayırmak zorunda kalabiliyor.

Elektronik el freni: Mekanik el frenleri vasıtasıyla otomobile spin attırma tutkunlarının hiç sevmediği yeni sayılabilecek bir teknoloji. Jaguar, Mercedes, BMW gibi lüks markalarda ve orta segment araçların üst donanım seviyelerinde sunuluyor. Cam açma-kapama düğmesine benzeyen bir düğmenin çalıştırdığı bu sistem bazı modellerde park frenini kapattıktan sonra 2-3 saniye sonra devreden çıkarak yokuş kalkış destek sistemi olarak da kullanılabiliyor. Büyük mekanik el freni gibi gözünüzün önünde olmadığı için sürücüler bu sistemi devreye alıp çıkartmayı unutabiliyor.

Dokunmatik kontroller: Artık dokunmatik ekranların içini ve dışını her şeyini öğrendik. Aynı zamanda yürürken ya da koşarken, bisiklete binerken, otomobil kullanırken bu ekranları doğru bir şekilde kullanmanın neredeyse imkansız olduğunu da biliyoruz. Bir çok modelde radyo, cd çalar, ipod, yol bilgisayarı, GPS ve hatta telefonları bile bu ekranlardan kumanda edebiliyoruz. Tabii araç kullanırken yanınızda bir yardımcı yoksa bunları kumanda etmeye çalışmak kazaya sebebiyet verebileceğinden bir hayli tehlikeli ve kullanışsız.

Direksiyon hareketine duyarlı farlar: Otomobilin direksiyonu belirli bir açıya ulaştığında aracın farları sürücünün yol kenarlarını daha iyi görmesine yardım etmek için sağa, sola ya da yukarı-aşağı hareket edebiliyor. Bu özellik daha çok lüks araçlarda bulunuyor. Ancak bu sistem geçtiğimiz günlerde Audi ve BMW’nin sunduğu adaptif far sistemleri ile karıştırılmamalı. Çünkü bu farlarda 2 düzineden fazla ışın kaynağından oluşan LED ışıklar yolun en karanlık virajlarına bile kesintisiz ışık veriyor ve aynı zamanda karşı yönden gelen sürücünün gözlerini rahatsız etmiyor. Ancak eski model direksiyon hareketine duyarlı far sistemlerinin sürücülerin görüşünü olumsuz etkilediği ifade ediliyor.

Emniyet kemerleri takılmadığında devre dışı kalan marş motoru: Bu sistemde sürücü emniyet kemerini takmadığı sürece marş motoru çalışmıyor. Bu sistem Amerika’nın Minnesota Eyaleti’nde 1973 yılında kanunlaşmıştı. Fakat Minnesotalılar bu kanuna gülerek es geçtiler. Bu kanundan sonra birçok Minnesotalı araçlarını emniyet kemerlerinin aparatları kilide takılı vaziyette emniyet kemerinin üzerine oturarak kullanmaya başladı.

Bu yazımızı okuyan 977. takipçimizsiniz.

Barış Erkuş

1977 Bursa'da doğumlu. İlk, Orta ve Lise eğitimini Bursa'da tamamladı. Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Elektronik Mühendisliği Bölümü Lisans mezunu. Aynı üniversitenin Makine Mühendisliği Otomotiv A.B.D.'ında yüksek lisans ve doktora derecelerini almıştır. Halen Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü'nde öğretim üyesi olarak çalışma hayatına devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir