Emrah Yücel, Hollywood’a girmeyi nasıl başardı?

“Emrah Yücel, Ankara’dan çıktı, Hollywood’un en ünlü afiş tasarımcılarından biri oldu.” İki yıl önceki bir içecek reklâmından aldığım bu cümlenin öznesi olan Emrah Yücel, bugünkü konuğumuz arkadaşlar.Kısaca ben onun hikâyesini anlatayım. Emrah Yücel, Hacettepe ve Bilkent üniversitelerinde grafik tasarım eğitimini aldıktan sonra Amerika’ya yerleşiyor. Öğrencilik yıllarında yaptığı işleri kişisel web sitesine koyarak arama motorlarına kaydediyor. Daha sonra Amerika’daki yetenekleri keşfeden bir beyin avcısı, Emrah Yücel’e telefon açıyor: “Hollywood’da çalışmak ister misin?” Yücel, bu teklifi kabul ettikten bir ay sonra kendisini, önünde son model bir araba park edilmiş lüks bir evde bulmuş. Bir müddet sonra “Iconisus” adlı kendi tasarım şirketini kuruyor Beverly Hills’te. Ve bugün Oscar’ı hedefleyen birçok filmin afişine imza atıyor. Ayrıca Brad Pitt, Mel Gibson gibi ünlülerin web sitelerini de o yapmış. Ben kendisinin ismini lise yıllarımda duymuştum. O günlerde biraz asosyalliğimden olsa gerek memleketimdeki sinemaların yeni açıldığı bir dönemde birkaç defa sinemaya gitmişliğim var ya da yoktu… Ancak bilgisayara merak sarmış Türk genci modunda grafik sanatı, web tasarımı gibi olaylarla ilgilenmekteydim. Şimdi photoshop’ta kendi resmimi bile düzeltemiyorum ayrı bir konu… Lafı uzatmadan sözü kendisine bırakıyorum…

Lisede iken tasarımcısı olmayı düşünüyor muydunuz? Yeteneğinizi nasıl keşfettiniz?

Lise yıllarımda grafik tasarımın hangi dalına yoğunlaşsam diye düşünüyordum. Üniversite sınavı stresine girmedim bile. Birinci sınavdan sonra yetenek sınavına girerek Hacettepe Üniversitesi’ne başladım. Ailemin edebiyat ve resim konusundaki aile içi eğitimleri beni bu yöne itti. Küçüklüğümden beri “ticari sanat”ın bir dalıyla uğraşacağımı biliyordum.

Üniversite yıllarında kendinizi nasıl geliştirdiniz? Hem çalışmak hem de okumak size neler kazandırdı?

Açıkça söylemek gerekirse çalışmak kendimi geliştirmemde çok daha önemli oldu benim için. Master yaptığım yıllarda Grafikerler Meslek Kuruluşu’nun yarışmalarında pek çok ödülüm vardı. Yaptığım işler Türkiye’yi uluslararası platformlarda temsil ediyordu. On sekiz yaşımda evden ayrılmış ve kendi hayatımı kurmuştum. Okuldaki akşam 6’lara kadar süren studio derslerinden sonra gece 11-12’lere kadar ajanslarda ekstra işler yaptım. Ama bu gecelerde çok çalışmayı öğrendim.

Amerika fikri nereden çıktı? Türkiye’de işinize devam etmeyi düşünmediniz mi?

Amerika’ya gitmeye karar verdiğim bir yılbaşı gecesi idi. 1 Ocak sabahı New York’a yerleşiyorum diye uyandım ve 6 Mart günü NY’da idim. Bundan önce Ankara’da kendi reklâm ajansımı çalıştırıyor ve bir taraftan da doktora derslerimi alıyordum. O dönemde Ankara’nın en yüksek cirolu reklâm ajansı idik. Ama bunun yetmediğini hissediyordum.

Amerika gibi ülkelerde yetenekleri kazanma savaşı yaşanıyor.Türkiye’de olsaydınız keşfedilmeniz daha mı zor olurdu? Yani Türkiye’den yetenekli bir genç tasarımcı Hollywood’a afiş tasarlayamaz mı?

Ben keşfedildiğimi zannetmiyorum. Bu, uzun süren bir yüksek dağ tırmanışı. Ben istikrarlı bir tırmanış yaptım, o kadar. Bunun özel bir yetenekle ilgisi yok. Türkiye’de Hollywood’a afiş tasarlayabilecek ve çok daha fazlasını yapabilecek tasarımcılar var. Bu, sadece bir karar ve ısrarlılık meselesi. Ayrıca buradaki pozisyonumu da abartmamak lazım. Hollywood’da benim yaptığım işi yapan pek çok tasarımcı var. Bu anlamda ben çok özel bir pozisyonda ya da yetenekte değilim. Başarı bence örgütlenme, fırsatları ve olasılıkları önden görebilme, kurumsallaşma ve kendini doğru sunabilme özelliği üzerine kurulu.

Sinema salonlarında, dev binaların cephelerinde, billboardlarda tasarladığınız afişleri görmek nasıl bir duygu? Şunu şöyle yapsaymışım dediğiniz oluyor mu?

Olmaz mı. Bu, tasarımcı olmanın özünde olan durum. Sürekli sorgulamak ve daha iyisini düşünmek. Sadece kendi işinizi sorgulamak ile kalsa iyi, başka her şeye o gözle baktınız mı iş karışıyor. Bu filmi nasıl yapardım? Bu sandalyenin sırtı nasıl olmalıydı? Bu aktris neden ellerini doğru kullanmıyor? Tasarımcı olmak böyle bir şey. Çevrenizdeki her şeyden haberdar ve sorgulayıcı olma durumu.

Olmazsa olmaz sorumuz: ‘Dünya çapında büyük işlere imza atacağım’ diyen bir Türk gencine Emrah Yücel ne tavsiye eder?

Öncelikle hedef koymak. Sonra bu hedefleri gerçekçi parçalara bölüp onları tamamlamak. Peşinden yeni hedeflere karar vermek. Çok çalışmayı ve akılcı ısrarcılığı ise ikinci sıraya koyuyorum. n.ozdogan@zaman.com.tr

NURETTİN ÖZDOĞAN

Bu yazımızı okuyan 1.094. takipçimizsiniz.

gencyolcular

Genç Yolcu 2005 yılında #BirlikteKeşfedelim sloganıyla Gezi • Kültür • Sanat alanında yayın hayatına başlamıştır. İletişim: bilgi@gencyolcu.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir