Çin’deki Gizemli Türk Piramitleri

Piramitle denince aklımıza ilk önce Mısır Piramitleri gelmektedir. Bunun nedeni de bütün dünyadaki basın yayın kuruluşlarının Mısır piramitlerine ilgi göstermesindendir. Piramitler sırlarını halen korumaya devam eden devasa yapılardır. İnsanlarda hayranlık uyandıran, büyük bir gücün sembolleridirler adeta. O kadar büyük ve mükemmel inşa edilmişlerdir ki, insanoğlu bu yapıların o kadar eski bir zamanda insan eliyle bu kadar mükemmel olarak inşa edilemeyeceğini bile düşünmektedir.

Bizim inancımıza göre ise, eğer yeryüzünde üst üste konmuş iki taş varsa, bunu mutlaka insanlar yapmıştır. Çünkü insanoğlu Allah’ın kendisine verdiği akıl nimetiyle hayal edebildiği her şeyi bir gün gerçekleştirebilmektedir. Konuya bu açıdan baktığımızda, yani; piramitlerin insanlar tarafından yapıldığını kabul ettiğimizde, bu devasa yapıların tarihi sürecini izlemeli, her aşamasını incelemeliyiz. Ancak bunu yaptığımızda gerçekçi sonuçlara ulaşabiliriz. Bunu yapabilmek için de dünya üzerinde yer alan piramitlerin tarih sırasına göre sıralanması, bir piramitler kronolojisi yapılması gerekir. Bunun içinse piramitlerin yapım tarihlerinin bilinmesi gerekir. Buna göre, yeryüzündeki piramitleri şöyle sıralayabiliriz:

-Mısır piramitleri
-Sümer Piramitleri (Zigguratlar)
-Orta Amerika’da yer alan Maya, İnka, Aztek piramitleri
-Orta Asya’da yer alan Türk piramitleri

Hiç kuşkusuz bunların dışında da dünyanın çeşitli yerlerinde küçük ölçekli bazı piramitlere rastlanmaktadır.Ancak, topluca bir bölgede yer alan ve belli bir kültürün ürünü oldukları anlaşılan piramitler yukarıda saydıklarımızdır.

Orta Asya’daki Türk Piramitleri

Çin’in Xi’an kenti yakınlarında Uygur medeniyetinden kalma piramitler bulunmaktadır. Uygur İmparatorluğu dediğimizde aklınıza, o ilk yerleşik hayata geçen Uygurlar gelmesin sakın. Zira, o yerleşik hayata geçen Uygurlar M.Ö 1000‘li yıllarda yaşamışlardır. Biz burada çok daha eski dönemlerde yaşadıkları düşünülen Büyük Uygur Medeniyeti’ni kasdediyoruz.

Büyük Uygur İmparatorluğu konusunda ayrıntılı çalışmalar yapmış olan James Churchward, bu büyük imparatorluğun bir haritasını bile yapmış. Haritada bu imparatorluğun sınırları Avrupa içlerine dek sokuluyor.

Piramitleri, 2. Dünya savaşı sırasında Amerikalı pilot James Gaussan, Hindistan’dan Chungking’e erzak taşırken gördüğünü rapor etti. Kireçtaşından yapıldıklarını tahmin ettiğini söyledi. Böylece bu bölgedeki dev piramitleri tartışmaya açmış oldu .Alman araştırmacı yazar, Hartwig Hausdorf bölgeyi bizzat ziyaret etti. Birçok materyal ve bilgi topladı hatta birkaç fotoğraf elde etti. Ancak bu fotoğraflar birkaç tane ve uzaktan çekilmiş idi. Daha sonra, Çin yönetimi, bu bölgede araştırma yapmayı, hem yabancı araştırmacılara hem de kendi araştırmacılarına ve arkeologlarına yasakladı.

“Orası aslında Türklerin atalarına ait mezarlık.”

Bir Türk araştırma ekibi yapmış olduğu gizli ziyarette yaşlı bir Çinliden edindiği bilgileri şöyle aktarıyor;

Yaşlı Çinli sorumuza karşılık şunları anlattı: “Orası aslında Türklerin atalarına ait mezarlık. İçeride mumyalar var, piramidin içi çok soğuk, orada ayrıca, Türklerin atalarına ait resim ve yazıların olduğunu” söylüyor. Bahsettiği “yazıların ve mumyaların, sadece bir bölümde olduğunu, diğer bölümlerin kapalı olduğunu” söylüyor. Ayrıca şu bilgileri veriyor; “küçükken, köyde hastalanan çocukları bu piramidin içine götürüp, mumyaların yanında bir müddet beklettikten sonra, hasta çocukların iyileştiklerini” anlatıyor. “Kendilerinin de küçükken abisini götürdüklerini” söylüyor. “Piramidin içinde bir çok yazı ve erimiş tabletlerin birbirlerine yapıştıklarını” belirtiyor. Ve ihtiyar çok ilginç bir şey daha anlatı

Bu yaşlı Çinli’nin dedesi, 120 yaşında ölmüş. Yaşlı Çinli, dedesinden şunları dinlemiş: “Bu yapıların (piramitlerin), Türklerin atalarına ait dünyada kurulan ilk kütüphane olduğunu” söylermiş. İhtiyarın dedesi, çok bilge bir adammış. Ayrıca Türklerin atalarına çok saygı duyan bir kişiymiş. Bu bilge adam, öldüğünde piramide 3 km yakınlıktaki bir mezarlığa defnedilmiş. Hangi inanca mensup olduğunu soruyoruz: Çünkü Budistse yakılması gerek. Çok ilginç bir şey anlatıyor: ” Dedesinin Gök Tanrı inancına sahip olduğunu ve buralarda yakılma hadisesinin olmadığını, Budistlikle uzaktan yakından ilgisi olmadığını” söylüyor.

Cevabı ise çok ilginç; Piramitler Uygur Türk’ünün yapısı ve hala Çin yönetimi tarafından gizlenmekte.

Bu piramitler içinde bir piramit var ki Beyaz Piramit olarak adlandırılıyor, özelliği ise dünyanın en eski ve en büyük piramidi olması ama tarih kaynaklarında da en büyük piramit olarak geçmiyor, peki nasıl oluyor da böylesine bir piramit yıkık dökük halde… Ve nasıl oluyor da bu piramidin önemi ortadayken dünya onu çok az tanıyor…

Bu piramitler, Çin hükümetinin baskısı yüzünden 1945 yılına kadar dünya kamuoyundan saklanmış. 1994 yılına kadar çok az görüntü alınabilmiş bu piramitlerden. 1994 yılından sonra ise, “belli ölçüde” resim çekilmeye başlanmış ancak halen piramidin çevresine yaklaştırılmıyorsunuz. Çünkü, bu piramitler Çin kültüründen değil! Bu piramitlerin üzerine belli olmasınlar diye yaprakları dökülmeyen ağaçlar ekilmiştir, tabi ki sebebi de Çin tarihi ile yakında ilgi ve alakası bulunmayan bu piramitlerin ortaya çıkmasını engellemek. Aslında bilen tarihçiler biliyor velakin Çin yönetimi bu eserlerin varlığını bilen kişilerin çoğalmasını istemiyor.

Ve en can alıcı nokta; birçok tarihçiye göre bu piramitler Türk kültürünün eseri!

Asıl korku Uygur Türklerinin varlığı ve o piramitlerin Uygur Türk tarihine ait olması. Bu piramitlerin Büyük Uygur İmparatorluğu’ndan kalmış olduğu sanılıyor. Bu da , o piramitlerin önemini katlarca artırıyor. Çin sınırları içerisinde bulunan, “Türk milletinin atalarına ait bu mezarları” incelemek için yetkililer gerekli girişimleri yapmalı ve bizim için çok önemli bu eserlere, yazıtlara ve yapılara sahip çıkmalıdır.

Not: Söz konusu piramitleri herkes çıplak gözle bilgisayarının başında görme şansına sahiptir. Bunu yapabilmek için; “Google Earth” programını yükleyin ve arama bölümüne aşağıdaki koordinatı aynıyla girin:

34.390380,108.739579

Artık yüze yakın piramidin bu günkü halleri gözünüzün önündedir.

Kaynak: gizliilimler.tr – ktuvakfi.org.tr

Bu yazımızı okuyan 1.893. takipçimizsiniz.

Süleyman Arif Yükselen

1983 Karabük doğumlu. İlk, Orta ve Lise eğitimini Karabük'te tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik-Elektronik Fakültesi Kontrol Mühendisliği bölümü mezunu. Çalışma hayatına Savunma Sanayi ile ilgili özel bir firmada Ar-Ge mühendisi olarak başladı. Sonrasında İstanbul'da yurt dışında işler yapan bir müteahhitlik firmasında çalıştı. Tarım ve kırsal kalkınmayı destekleme kurumu TKDK da Uzman olarak çalışmaktadır.