Avaz Avaz Sus Ruhum

Bir doğru sandığınız yalana inanmak tarifsiz.Bunu farkedince ruhunuzun çektiği acıyı anlatmak için lügatınızdaki sözcükler yetmez. Bütün karanlık yutar kelimelerinizi, inci taneleriniz dökülür ve siz kayıtsız kalırsınız bu duruma. Engellemek gelmez içinizden akan damlaları; sonra o damlalar yüreğinizi ferahlatacağına daha çok içine çeker acı bedeninizi… Ağlar ağlar hatta hıçkırıklara boğulursunuz gecenin ayazında. Herşey bu kadar ucuz mu yaşandı?B u kadar basit mi? Ve buna benzeyen birkaç soru işareti bütün beyninizi yiyip bitirirken siz sadece susarsınız. İçinizde yanan ateşin büyüklüğü etrafınızdakileri yakar duruma geldiğinde siz yandığınızın farkında bile değilsinizdir. Herşeye rağmen susmak zorundasınızdır. Güçlü değilim sandığınız kadar; belki de gururdur ruhumu ele geçiren.İncinmiş kanayan bir kalbe sahibim herkesten gizlediğim.

Aciz kalmış kelimelerim büyüttüğüm, inandığım, güvendiğim, sevdiğim insanı anlatmaya gelince…Çünkü aslında hiç göründüğü gibi değilmiş karşımdaki suret.Çok güzel oynamış rolünü.Şimdi aklımın bana oynadığı oyunla başbaşayım!Sen + Ben = Biziz denklemini çözemiyorum, bir bilinmeyenli denkleme döndü formülüm.Ya da biz hiç olmadı mı?
İşte yine susuyorum.Avaz avaz susmak dedikleri şeyi yaşıyorum.

Yükselen ERDAL

Bu yazımızı okuyan 1.000. takipçimizsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir